| |
Çeşme'de iki kaçık!
Bayram tatilini Çeşme'de geçirdik karımla birlikte... Hayatımızda ilk bayramdı, İstanbul dışına çıktığımız... Ramazan ayından taze çıkmış milletimiz, şekere, çukulataya, baklavaya ve böreğe hücum ederken, biz de Çeşme'de hergün düzenli olarak yürümeye karar verdik. Buna bir nevi "yürüme tatili" diyebilirsiniz. Ben yürümeye başladığımdan beri, karım da kendini hepten yürümeye verip birinci sınıf maratoncu kesildi, bazen beni solluyor bile...
Çeşme limanına bakan sahilde Pasifik Otel'de konakladık. Sahibi Ferit Bey, kibar, konuksever bir Çeşmeli. Modern ama sıcak bir butik otel yapmış... Çeşmeliler zaten canayakın insanlar, bilmediğim yer değil... Karımla birlikte, "yürüme tatili" için geldik dedim ya, ertesi sabah spor kıyafetlerimizi giyip, Çeşmeliler'e yürüyecek güzergâh sormaya başladık. Çiftlikköy'e kadar gidin gidebildiğiniz kadar, dediler. Bir yandan da bıyık altından gülüyorlar: "Siz mi oraya kadar yürüyeceksiniz?" der gibi... Samimi oldukları için şaşkınlıklarını gizlemiyorlar. Çiftlikköy'e, Çeşme'den minibüs çalışıyor. 56 km bir mesafe, dişimizin kovuğunu doldurmaz. Yön sorduğumuz bir delikanlı, "abi" dedi. "Şuradan minibüsler kalkıyor, binin gidin işte!" İçinden, "Çatlak mısınız siz?" demeye getiriyor. Ben de içimden cevap veriyorum: Lan oğlum, sen ne karışıyorsun yürüyeceğiz işte!
Birinci gün Çiftlikköy'ü de 4 km kadar geçtik. Yol bitti. Döndük. 3 saat geçmişti. 18 km yürüdük. Akşam üzeri sahildeki kafeye oturduk. Taşkın ve Bülent isimli gençlerle konuşuyoruz: Ertesi sabah için, "Daha baba bir güzergâh var mı", diye sorduk. Altınkum'a yürüyebilirsiniz, dediler. 11-12 km çekermiş! Ertesi sabah, ver elini Altınkum! Bilenler bilir, "İbo'nun Yeri"ne kadar gittik. Gene yol bitti... Bu Çeşme'de de yolları çok kısa yapmışlar yahu! Bize yol mol dayanmıyor. Tarlalardan ve dağlardan yürüyebilsek Alaçatı'ya gitmek çocuk oyuncağı! İkinci günkü performans 22 km! 4 saat yürüdük. O kadar sürmeyebilirdi ama yolumuza çıkan sevimli bir kangal köpeği yüzünden biraz zaman kaybettik.
Üçüncü gün vurduk kendimizi Dalyan'a... Çevre ve sahilinde dolaşmadığımız yer kalmadı. 16 km! Velhasıl enteresan bir yürüme tatili oldu. Çeşmeliler'i bir miktar şaşırtmış olmaktan da mutluluk duyduk. Şöyle düşünenler olmuştur çünkü: Herkesi bayramı kutlarken Çeşme'ye iki kaçık geldi. Üç gündür yürüyorlar. Allah ikisine de akıl fikir versin!
Haaa bir de zeytin ve sakız ağacı olayımız var. Çiftlikköy'ün az ötesindeki fidanlığında, Metin Gemici isimli bir dostla tanıştık. Hem zeytin ağacı fidanları yetiştiriyor hem de sakız ağacı fidanları... Aydın kafalı, becerikli bir insan... Üç zeytin fidanı aldık ondan bir de kendisi sakız ağacı fidanı hediye etti. Evde biraz baktıktan sonra bizim sitenin bahçesine dikeceğiz. İnşallah tutar! Unutmadan söyleyim, çarşıdaki İmren Lokantası'nın yemekleri, özellikle turp out salataları bir harikaydı. Türkiye'nin gerçek bir cennet olduğunu bize hatırlattıkları için Çeşmeliler'e yürekten teşekkür ederek ayrıldık oradan... Herkes bayramı kendine göre yaşadı. Biz de "yürüyerek" idrak ettik!
|