|
|
|
|
Katillerin izini 300 apartmanda aradılar
Konya'da 37 yerinden bıçaklanarak öldürülen taksicinin katil zanlıları adeta samanlıkta iğne arayan polis dedektifinin çabasıyla yakalandı.
Asansördeki kan damlası ele verdi
Konya'da 37 yerinden bıçaklanarak öldürülen taksicinin katil zanlıları adeta samanlıkta iğne arayan polis dedektifinin çabasıyla yakalandı.
Konya'nın Batı'sında merkeze yaklaşık kilometre uzaklıkta Beşyüzevler semti bulunmaktadır. Kendi halinde küçük bir şehir görünümünde olan bu semt geceleri son derece ıssızdır. Manzarası itibariyla Konya'yı tepeden seyretmek için ideal bir yerdir. Bir yaz gecesinde saatler 01.30'u gösterdiği sırada semtteki Anakent sitesi önünde birisi yardım istiyordu. Site sakinleri "İmdat! Yetişin, ölüyorum" feryatlarıyla yataklarından fırladı. Hemen ambulansa ve polise haber verdiler. Ambulans ve doktor olay yerine geldiğinde şahsın nabzına baktı. Ancak yaşam belirtisi kaybolmuş, adam ölmüştü. Ceset iki büyük site arasında, yüzlerce meraklı arasında kanlar içinde yatıyordu. Konya Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Masası ekipleri ve kriminal polis olay yerinde geniş çaplı soruşturma başlattı. Kriminal polisin ilk belirlemelerine göre kaldırım üzerindeki kurban 30 yaşlarında, kısa saçlı bir erkekti. Cesedin üzerinde düğmeleri kopmuş kan lekeleri içinde beyaz bir gömlek ve mavi renkte kot pantolon vardı. kimliği belirsiz kurbanın üzerinde 37 bıçak darbesi tespit etti. İki ayrı bıçak tarafından açılan bu yaralara bakılırsa darbeler göğüs hizasında yoğunlaşıyordu. Ancak asıl öldürücü darbe boğazının kesilmesi ile oluşmuştu. Kurbanın boğazı 4 cm derinliğinde kesilerek şah damarı koparılmıştı.
En ufak ipucuna ulaşamayan polis sabırlı bir çalışmayla tam 300 apartmanı milim milim aradı ve beklenen kan izi bir asansörün aynasında ortaya çıktı
Cinayet masası dedektiflerden Ertuğrul kurbanın az ilerisinde üzerinde kan lekeleri bulunan bir direksiyon kilidi buldu. Dedektife göre kurban katillerden kaçmak için sitenin içine girmeye çalışmış, ancak başaramamıştı. Polislerin elinde kurbanın cesedi ve kanlı direksiyon kilidi dışında hiçbir delil yoktu. Kriminal polis maktulün cesedini incelemek üzerine adli tıp morguna götürdü. Cinayet masası polisleri ise kurbanın bulunduğu Anakent Sitesi sakinleriyle konuşarak soruşturmaya başladılar. Site sakinlerinden biri imdat sesini duyduğunda balkona çıktığını ve plakasını göremediği bir ticari taksinin şehir merkezine doğru uzaklaştığı gördüğünü anlattı. Polis kurbanın yanında bulunan direksiyon kilidinin taksiye ait olduğunu düşünüyordu. Dedektifler taksi duraklarına yoğunlaşmayı düşünürken olay yerinin tam tersi istikamette şehir merkezine 10 kilometre uzaktaki Bosna Hersek semtinde terkedilmiş bir ticari taksinin bulunduğu ihbarı geldi. Aranan taksi bulunmuştu. 42 TT 742 plakalı ticari taksinin direksiyon ve sürücü koltuğu kanlar içindeydi. Bu da kurbanın taksici olabileceğini gösteriyordu. Plakadan ticari taksinin sahibinin sahibiyle irtibata geçen polis, taksicinin araç sahibinin oğlu Hakkı Önsarı olduğunu öğrendi. Polis için bir babaya oğlunun öldürüldüğünü söylemek hayli güçtü, o yüzden polis babanın Polis merkezine kadar gelmesini istedi. Oğlunun bir suça karıştığı korkusuyla merkeze gelen baba, 33 yaşında, üç çocuk ve henüz adı bile koyulmayan 20 günlük bir bebek babası olan oğlu Hakkı Önsarı'yı cesedinden teşhis etti.
IŞIĞI YANAN EVLER! Polisler Bosna Hersek mahallesinde taksinin terk edildiği gece ışığı yanan yüzlerce daireyi tek tek not aldı. Ailesi ile yapılan görüşmeden kurbanın kendi halinde, hiç düşmanı olmayan bir kişi olduğu anlaşılıyordu. Ticari taksinin içinde 17 ayrı parmak izi tespit edildi. Ancak kaçının katil ya da katillere ait olduğunu anlamak mümkün değildi. Taksiye müşteri olarak onlarca insan binmiş olabilirdi. Polislerin en son taksiye binen müşteriye ulaşmaları gerekiyordu. Ayrıca taksinin içinde sigara izmaritleri vardı. Kriminal polis izmaritleri de kanıt torbasına koyarak DNA örneklerinin çıkartılması için merkeze gönderdi. Ertesi sabah taksiciler şehir merkezinde öfkeli bir konvoyla cinayeti protesto etti. Konya Emniyet Müdürü Salih Tuzcu taksicileri "Halkımıza söz veriyoruz, her olayda olduğu gibi bu olayı da aydınlatacağız"' diyerek yatıştırabildi. Asayiş Şube Müdürü Ercan Taştekin ise personeline "Bu bir iğne ile kuyu kazma soruşturması, bu cinayet gayretle çözülecektir" diyordu. Doğumevi taksi durağında araştırma yapan polis yeni bir kanıt buldu. Bir bankanın güvenlik kamerası cinayetin işlendiği saatten on dakika önce bir görüntü kaydetmişti. Kurbanın kullandığı ticari takside şoför dışında üç kişi olduğu belli oluyordu. Ancak görüntü net değildi ve katillerin kimlikleri hakkında hiçbir ipucu vermiyordu. Yine de cinayet masası dedektifleri artık üç kişiyi aradıklarını biliyordu...
KARANLIKTA ÜÇ KİŞİ Cinayeti çözebilmek için her türlü yöntemi deneyen Dedektif Ertuğrul taksinin terk edildiği mahallenin sakinleriyle konuşmaya karar verdi. İçinden bir ses mutlaka bir şeyler bulacağını söylüyordu ve öyle de oldu. Mahalle sakinlerinden birisi cinayet gecesi Bosna Hersek mahallesinden Kayalar Camiine doğru karanlıkta üç kişinin koşar adım uzaklaştığını gördüğünü anlattı. Bu dedektif Ertuğrul için takip edilmesi gereken ipucuydu. Dedektif soruşturma dosyasındaki evraklara tekrar göz atarak cinayet gecesi Kayalar Camii çevresinde ışıkları yanan evlerin listesini çıkardı. Uzman polis katillerin çevresindeki çemberi giderek daraltıyordu. Ekiplerini hazırlayan dedektif Ertuğrul, Asayiş Şube Müdürü Ercan Taştekin'in verdiği takviye 25 ekip ile birlikte gece yarısı Kayalar Camiine geldi. Polisler ellerindeki fenerlerle adeta "samanlıkta iğne arar" gibi o gece ışığı yanan evlerin kapılarında, asansörlerde ve merdivenlerde kan lekesi aramaya başladılar. Maktulü hunharca öldüren katillerin üzerine mutlaka kan bulaş olmalıydı. Ve eve dönen katillerin bir yerlere kan bulaştırmaları ihtimali çok yüksekti. Polisler yaklaşık 300 apartmanı neredeyse milim milim taradıktan sonra, taksinin bırakıldığı yere yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki bir apartmanın asansöründeki aynada nokta şeklinde kan lekesine benzer iz buldu. Dedektif Ertuğrul hemen olay yerine kriminal polisleri çağırarak lekeden numune alınmasını istedi. Kriminal polis önce küçücük lekenin üzerine kimyasal sprey sıktı, ardından da özel gözlüklerle lekeye baktı. Leke kesinlikle kan lekesiydi. Apartman polisler tarafından kontrol altına alındı. Failler binada olabilirdi. Apartmanın bütün katları kontrol edildi. Dörder daireli 6 kata açılan asansörün en üst kattaki dış kapısında diğerine nazaran biraz daha geniş kan lekesi daha bulundu. Kan asansör kapısının dış kısmındaydı. O zaman muhtemelen zanlılar bu katta olabilirdi. Dedektif Ertuğrul elindeki listeye baktı. Bu kattaki 16 numaralı daire olay gecesi ışığı yanan evlerden biriydi. Polis hızla mahkemeden arama izni aldı ve 16 numaralı dairenin zili çaldı. Kapıyı 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Ercüment Erden açtı. Genç çocuk polisi karşısında görünce titremeye başladı. Dedektifler evde arama yaparken Zanlı Ercüment'in cep telefonu ile biryerleri aramaya çalışması dikkatlerini çekti. Polis genç çocuğa müdahale ederek cep telefonunu elinden aldı ve aradığı kişiler kontrol edildi. Zanlı Ercüment'in son aradığı numara daha önce dedektif Ertuğrul'un kapkaç suçundan yakaladığı Mehmet Yaylalı adına kayıtlıydı. Dedektif artık doğru iz üzerinde olduğunu biliyordu ve evdeki aramaya hız verildi. Ve sonunda zanlı ile kurban arasındaki bağı sağlayacak olan kanıtlar birer, birer ortaya çıkmaya başladı. Polis yatak odasında bulunan bir poşetin içine baktığında delillere ulaştı. Poşetten kurban Hakkı Önsarı'nın boş cüzdanı, parçalanmış kanlı cep telefonu ve suç aletleri olan kanlı ekmek bıçağı ve sustalı bıçak ile kanlı bir gömlek çıkmıştı. Laboratuardan gelen sonuçlar asansörlerdeki, cep telefondaki, bıçaklardaki ve gömlekteki kan lekelerinin talihsiz şoföre ait olduğunu ortaya koymuştu.
İZMARİTLERDEKİ DNA Evden alınan sigara izmaritleri de takside bulunan sigara izmaritlerindeki DNA ile karşılaştırması için diğer kanıtlarla birlikte merkeze gönderildi. Sorguya alınan zanlı Ercüment Erden, sadece arkadaşlarını gizlediğini söylüyordu. Cinayeti arkadaşlarından sabıkalı 19 yaşındaki Mehmet Yaylalı, ve yine sabıkalı 17 yaşındaki Cevdet D. ve 15 yaşındaki lise öğrencisi Fatih Z. nin işlediğini iddia ediyordu. Polis lise öğrencisi olan Fatih Z.'yi yakaladı ve çocuk şube müdürlüğüne götürdü. Fatih olayı itiraf etti. Diğerleri akrabalarına telefon açarak "Biz cezaevinde yatamayız, ölürüz en iyisi hakkınızı helal edin" dedikten sonra kaçmaya çalıştı. Polisin şehrin tüm girişçıkışlarını kontrol altına almıştı. Yakalanacaklarını anlayan zanlılar Mehmet Yaylalı ve Cevdet D. hap içerek intihara teşebbüs ettiler. Mideleri yıkanan zanlılar gözaltına alındı. Parmak izlerine göre ekmek bıçağı Mehmet Yaylalı'ya, kurusıkı tabanca Fatih Z.'ye ve sustalı Cevdet D.'ye aitti. Suç ortak işlenmişti. Taksinin içinde bulunan sigara izmaritlerinin de zanlılara ait olduğu DNA analiziyle kesinlik kazandı. Zanlılar müşteri olarak ticari taksiye bindiklerini, kurbanı Beşyüzevlere gideceklerini söyleyerek ıssız yere götürdüklerini ve sonra bıçak zoruyla gasp etmeye çalıştıklarını söylediler. Kurban yanındaki direksiyon kilidi ile kendini savunmaya çalışmış, bunun üzerine 37 kez bıçaklanmış ve boğazı kesilerek taksiden atılmıştı. Bu arada taksiden alınan 16 adet parmak izinin tamamı diğer müşterilere aitti. Çünkü zanlılar taksiye binmeden önce eldiven kullanmışlardı. Yakalanan zanlılar çıkartıldıkları Mahkeme tarafından tutuklanarak Konya E tipi cezaevine gönderildiler. 20 günlük bebeğin ahı Babası Hakkı Önsarı'nın kanını yerde bırakmadı. Zanlıların yakalandığı apartmanın kapıcısı asansörleri her gün temizlediği halde, asansörün aynasındaki küçücük kan damlası gözden kaçmış ve polis bu küçük kan damlası ve dikkatli bir çalışmayla cinayeti aydınlatmıştı.
EMRULLAH ERDİNÇ
|
|
|
|
|
|
|
|
|