kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
İnsan özgürlüğü projesi olarak Cumhuriyet
Cumhuriyet özgürlüktür

Kaynağını Rönesans aydınlanma ve hümanizma hareketinden alan Cumhuriyet özgür insan ve ilerlemeye dayalıdır.


İnsan özgürlüğü projesi olarak Cumhuriyet

Kaynağını Rönesans aydınlanma ve hümanizma hareketinden alan Cumhuriyet özgür insan ve ilerlemeye dayalıdır.

Dün Cumhuriyet'in ilanının 83. yılına girdik. Yani artık gençliğini geride bırakmış, olgunlaşmaya başlamış bir Cumhuriyet sayılabiliriz. Ancak arkada bu kadar yıl bırakmış olmamıza rağmen, Türkiye'de Cumhuriyet kavramı bir türlü yerli yerine oturtulamadı. Okullarda hala "halkın kendi kendini yönettiği bir siyasi rejim" veya "devlet başkanlığının babadan oğula geçmediği siyasal bir sistem" gibi basmakalıp ve içeriksiz tanımlarla yetinilerek "öğretiliyor". Eylem ve söylemleriyle Cumhuriyet idealinin karşısında olan akım, cemaat ve kişiler, "biz cumhuriyetçiyiz" diyebiliyorlar ve hiçbir tepki görmüyorlar. Oysa Cumhuriyet, ardında 400 yıllık fikri bir oluşumun yer aldığı uzun bir mayalanma sürecinin içinde holuşmakta olan bir hümanizma projesidir. Bu bağlamda, demokrasiye ait olan "kendi kendini yönetme" veya hiçbir siyasi makamın ırsi olmaması gibi yönetsel-siyasal usuller ve ilkelerle değil, ortak yarar ve kamusal alan kavramlarıyla tanımlanır. Cumhuriyet, bütün yurttaşlara eşit olarak ait olan kamusal konular (res publica, cumhuriyet sözü buradan gelir) ile özel konuları (res privatae) birbirinden ayırır. Bunun anlamı, özel konuların siyasal (kamusal) alanda yerinin olmadığı ve kamusal iradenin de özel konulara karışamayacağıdır. Bir örnekle açık hale getirmek üzere, bir Cumhuriyet'te, bir dine mensup olanların sayısı ne kadar yüksek olursa olsun, yurttaşların tamamını kapsamadığı için, bu özel alana ait bir konu sayılmaktadır. Bu durumda, bu dinin mensupları kamusal alanda dinsel kimlikleriyle görünür olmayı talep ederlerse, Cumhuriyet idealine karşı çıkmış olurlar.

LAİKLİK ŞARTTIR
Rönesans, aydınlanma ve hümanizma hareketlerinden kaynağını alan Cumhuriyet kavramı, özgür insan ve ilerleme fikirlerine dayalıdır. Özgür insan, ancak bireyselleşmiş, yani doğum anında içine düşülen cemaat, sınıf ve tabakaların cenderesinden kurtulmuş insandır. Bu özgür insan, diğerleriyle birlikte birey-yurttaş kimliği altında kamusal alanı oluşturmaktadır. Laiklik, Cumhuriyet'in kilit taşıdır. Özgür insan, kendini ve toplumu önbelirlenmiş doktrinlere göre değil, kendi serbest iradesiyle yönetir. Öyleyse kamusal alan ortak iradenin, özel alan ise inançların alanıdır. İnançların kamusal alana taşınması, yurttaşların eşitliğini ortadan kaldırarak Cumhuriyeti işlemez hale getirir. Bu durumda, kamusal iradenin tüm inançlara eşit uzaklıkta durması ve hiçbirinden yana veya hiçbirine karşı olmaması anlamındaki laiklik Cumhuriyet'in olmazsa olmazıdır. Cumhuriyet aynı zamanda özgür toplum projesidir. Bu projenin başarılı olabilmesi için, insanları doğumlarından itibaren kuşatan ve hiçbir tercih şansı tanımayan zorunlu cemaatlerin (etnik, dinsel) etkisizleşmeleri gerekir. Bu da toplumun gayri şahsi ilişkiler bağlamında yasalarla (insanların kendi yaptıkları yasalar) düzenlenmesini mümkün kılar. Toplumsal ilişkilerin mensubiyetler ve aidiyetler küresinden bireysel hevesler, inatlar ve uğraşlar küresine intikal etmesi siyaseti doğurur. Cumhuriyet ancak siyasal toplumun varlığı halinde var olabilir. Cemaatler arası çıkar çatışmaları ise siyaset değil, kapışma düzenini işaret eder. Buna bağlı olarak, Cumhuriyet'in varolabilmesi için bir diğer zorunlu koşul, toplumda herhangi bir imtiyazın kalmamış olmasıdır. Açıkçası, doğumdan, rütbeden, sınıftan, mensup olunan cemaatten kaynaklanan imtiyazlar, yurttaşların eşitliğini bozucu, hatta yok edici etkilerinden Cumhuriyet'in karşısındaki engellerdir. Buna karşılık, cumhuriyet ideali tüm yurttaşların hak eşitliğine dayanır. Cumhuriyet, tüm etnik ve dinsel mensubiyetlerin ulusal kimlik karşısında ikincilleşmeleri ve özel alanda yer alan kişisel kimlik unsurları haline gelmeleri durumunda varlığını sürdürür. Çünkü Cumhuriyet her şeyden önce bireyselliğe, birbirine benzemeyen ama eşit olan yurttaşların ulusal üst kimlik tabanı üzerinde kurdukları kamusal alandaki uyumuna dayanır. Türkiye, 82 yıllık deneyimine rağmen, etnik, dinsel veya dilsel birçok cemaatin kamusal alanda görünür olma mücadelesiyle büyük yaralar alıyor. Bu cemaatler bu alanda "siyaset" yaparak, siyaseti de "yurttaşların ortak faaliyeti" olma niteliğinden uzaklaştırarak yozlaştırıyorlar. Türkiye Cumhuriyet'i, bu kısmi siyasetlerin saldırısından kurtarılmalıdır.

Mehmet Ali Kılıçbay

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Sanat piyasası darmaduman
 Aslan postundaki kedi
 Futbol bahane takımlar şahane
 Kandilli kız lisesi küllerinden doğdu
 Tampondaki iplik parçaları katil otomobili ele verdi
 İnsanın sahibi kedi
 Gerçek "saf"lık hikayeleri
 Roman ve Film İngiltere'de buluştu
 Hem sergilik hem satılık
 Diyabetliler ayaklarına çok özen göstermeli
 Futbolun kurtuluşu eğitimli taraftarda
 İkiz ördekler
 Asansördeki kan damlası ele verdi
 En iyi 1001 film
 Hiç büyümeyen çocuklar orkestrası
 İrlanda patates kıtlığı ve bir Osmanlı efsanesi
 Huzurun yolu Hindistan'dan geçmiyor
 Tarihin akışını değiştiren 'Hayır'
 Mistik çocuklar geliyor
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Hepimiz güzelleşirsek mankenler işsiz kalır
Herkesin bir...
MEHMET ALTAN
Pazartesi deniz yırtılırsa diker...
REFİK DURBAŞ
Farkında mıydık Sulhi Dölek'in?
Senaryoları ile...
KAZIM KANAT
İşte o yüzden seni kimse hatırlamayacak!
Truva filmini...
Boeing'e rekor kırdıran kadın
Boeing'e rekor kırdıran kadın
Üretimine geçen yıl Ekim ayında başlanan dünyanın en uzun menzilli...
Ferrari ne yapacak?
Ferrari ne yapacak?
Efsane, 1972 yılında 277 beygirlik M1 ile başladı. MZ'ler, M3'ler...
Kanser tanısında yeni uygulama
İskandinav Modeli Meme Aspirasyon Tanı Kliniği, meme kanserinin tanı...
Enerjinizi doğru kullanmayı biliyor musunuz?
Gün içindeki sorumluluklarınız sizi yiyip bitiriyor ve duygusal...
Nerenin zeytinyağını kullanıyorsunuz?
Zeytin ve zeytinyağı bizim ulusça çok önemsememiz gereken bir saha. Ayvalık da...
Mutfağın asıl sahibi erkekler
İngiltere'de "Erkekler mi daha iyi aşçıdır, kadınlar mı?" tartışması ülkemize...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.