| |
|
|
Bu satırlar Özcan'ı mı anlatıyor?
İşte Lale Schaefer'in kaleminden çıkan "Şebnem'e" adlı kitabın 64. sayfasından başlayan yazı. Okuyup siz karar verin (Not: Türkçe biraz kötü olduğundan hafif sadeleştirmeye çalıştım). "O senin için Almanya'ya gelmiş, sana da iki beste yapmış kasetine almıştı. Dinleyince hangileri olduğunu anlayamayıp ona sordun. O da her iki şarkının da birbirinin devamı olduğunu, iki bestenin de sana yaptığını söyledi. 15 Aralık 2001 Cumartesi, arife günüydü. Marriott Otel'in lobisine yanımıza geldi. Yıllarca tanıdığımız, yakışıklı adam bir dost gibiydi. Almanya'ya gelmişti. Yemek yemiş, sonra Wiesbaden'de gezmiştik. Sonra evimize yemeğe geldi. Yeni yılı baban, ben, sen ve o şampanyayla yeni yılı kutladık. Baban da sevinmişti.
Seni seviyorum O da " Senin için Almanca öğreneceğim" demişti. Çekeceği dizinin konusunu anlatmıştı. 2 Şubat'ta gece saat 02.00'de telefonu kapatırken en içten, bir duyguya sana: "Seni seviyorum" demiş. Sen bu tümcenin etkisinde çok kalmıştın. Temmuz sonuydu. Ona bir film setinde rastladık. Çok sevecen yaklaştı. Aranızda büyük bir aşkın doğabileceğini baban da, ben de sezmiştik. Aranızda mesajlaştığınız babanın gözünden kaçmamıştı.
Devamı bu gece Show Biz'de İşte böyle bir yazı. Peki annesi ve Şebnem buna ne yanıt verdi derseniz onu bu gece 23.30 da atv'de Show Biz programında görüntülü olarak seyredersiniz kısmetse.
|