Öpüşmenin başkenti
Dudağını bir dudağa değdirmek... Öpmek... Sevgiyi, arzuyu, isteği şefkati, saygıyı konuşmadan, bin sözcüğe bedel bir dokunuşla iletmek... Bir tek sözcüğün bile arkasına saklanmadan, hiçbir şey söylemeden dudaklarını başka bir dudağa değdirmek... Sevdiğinden, hoşlandığından başka bir şey düşünmeden, bir öpücükle zamanı, dünyayı durdurmak... Hiç unutulmayan ilk öpücük... Neredeydik?.. Ne zaman?.. Hava nasıldı?.. Hangi kentteydik?.. Yaşanılan romantik anlar hiç silinmez hafızadan... Zamanla ilişki eskise de, monotonlaşsa da, dudağa kondurulan ilk öpücük unutulmaz... Atasözü diyor ki: "Güle dudağını, güneşin yakıcılığıyla değdir ki sana iç açan kokusunu sunsun..." Öpüşmenin de başkenti varmış... Fransız arkadaşlarıma göre dünyanın en romantik kenti Paris, öpüşmenin başkentiymiş... İstanbul'da sezon açılmadan tiyatrolarda ne var, ne yok bir bakayım, yeni çıkan kitapları karıştırayım bir de "Ben Eskiden Küçüktüm" adlı yeni oyunumuzda sahneye kuracağımız sirkte yapılacak palyaço gösterileri için hoca aramaya gittim Paris'e... Dominique Denis adlı üstadla anlaştık, gelecek, ekibi çalıştıracak. Dolaşıyoruz Paris sokaklarında... İş görüşmelerini hava kapalıysa Flore Kahvesi'nde yapıyor, hava açık, o zaman iş toplantısı Paris sokaklarında, dolaşarak yapılacak... Paris'te kuşlar bile öpüşmek, koklaşmak için belli noktalara konarlar... Paris romantik öpüşmenin başkentidir, filmlerde, romanlarda, şiirlerde öyle söylenir diye laflıyoruz... Bir yandan yeni oyunumla ilgili şeyler anlatıyorum üstada, bir yandan da Seine Nehri kıyılarında, köprülerden geçerek güzel havada Paris'te dolaşmanın tadını çıkarıyoruz. Önümüzdeki uzun bayram tatillerinde turlarla Paris'e akacak yurttaşlarımız mağaza alışverişlerinden kalan zamanlarında belki biraz romantik de takılırlar diye Paris'in en ünlü 10 öpüşme noktasını açıklasam mı acaba sizlere diye düşünüyorum şimdi... Öpücük deyip geçmeyin... Ne cevherler döktürülmüştür öpücük için... "Öpücükler aşkın delilidir" de denmiştir, "Öpme, dolu bir tüfektir, onu dikkatli kullanmak gerekir" diye de buyurulmuştur. Doğaldır ki en tatlı öpücükler, çalınmış öpücüklerdir. Artık öyle herkesin içinde öpüşmek çok moda değil aslında... Tutkuyla sarılmalar, şehrin ortasından kapalı kapıların, çekilmiş perdelerin arkasına gizlendi... Ama siz boşverin yeni modaya, eski modaya sarılın sevdiğinize, gülümsesin dudaklar... Geçmiş zamanın büyük aşıklarına bir selam gönderiverin... Yarin dudağına bir öpücük kondurmak için Eyfel Kulesi'nin tepesini mi seçersiniz, Concorde Meydanı'nı mı, Seine Nehri'nin üstündeki köprülerden birini mi, Montmartre merdivenlerini mi bilemem, romantik Furstenberg Meydanı da uygundur bence... Haa ille de "Arkadaş bizi uğraştırma, şu en romantik öpüşme operasyonunu gerçekleştireceğimiz 10 en iyi noktasını açıkla Paris'in..."derseniz... Nasihat alırsınız... O en iyi noktaları siz keşfedeceksiniz... Paris'te ve de yaşadığınız, dolaştığınız her kentte... Ne buyurmuş büyük üstad Shakespeare: "Öpücük aşka vurulan mühürdür..." Eh efendim, o zaman nereye giderseniz gidin oraya bütün kalbinizle gidin... Aşık değilsen kalp ne işe yarar ki... İstanbul'a bakıyorum camdan, niye Paris dünyanın en romantik kentiymiş ki? Seven neredeyse aşkın da öpüşmenin de başkenti orasıdır.
|