|
|
|
|
|
|
Avrupa hala kararı konuşuyor
İngiliz basınında bugün de Türkiye'ninAvrupa Birliği üyeliği ve müzakere süreciyle ilgili değerlendirmeler yer aldı.
The Guardian gazetesi, konuyla ilgili yarım sayfalık haberinin başlığında, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın ''Ankara'nın AB'ye üyelik için tam bir kültür devrimi gerçekleştirmesi gerekiyor'' sözüneyer verirken, ülkede halihazırda büyük reformlar yapıldığına dikkat çekti. Haberde, ''Ancak Türkler gelecek 10 yıl toplum hayatlarının heralanını AB müfettişlerine açmak zorunda kalacak'' değerlendirmesinde bulunuldu.
''Türkiye'nin,
AB'ye layık olduklarını ya da en azından bu yolda geri dönülmez bir ilerleme sağlandığını göstermesi gerek'' ifadeleri yer alan haberde, Türkiye'nin müzakere belgesinde yer alan 35 ana başlık altındaki alanlarda istenenlerin yapıldığını Avrupa'ya göstermesi gerektiği belirtildi.
''Diğer hiçbir aday ülke için söz konusu olmayan bir durumun Türkiye için geçerli olduğu ve müzakerelerin tam üyelikle sonuçlanacağına dair garanti verilmediği'' ifade edilen haberde, Türkiye'nin üyeliğine destek verenlerin çok yakında güçlü bir çabanın başlayacağına inandıkları kaydedildi.
The Times'ın haberinde de müzakerelerin başlamasıyla Türkiye'nin modern ve müreffeh bir demokrasiye dönüşme sözü verdiği değerlendirmesi yapıldı.
Haberde, ''Türkiye'nin tam üyelik yolundaki güçlükler arasında, Türkiye'nin üyeliğine karşıtlıklarıyla tanınan Angela Merkel ve Nicolas Sarkozy'nin Almanya ve Fransa'da geleceğin başbakan ve cumhurbaşkanı olma ihtimallerinin bulunduğu'' ifade edildi.
TÜRKİYE-AB MÜZAKERELERİ ALMAN BASININDA
Alman basını, Türkiye ile AB üyelik müzakerelerine başlanmasıyla ilgili haber ve yorumlara geniş yer vermeye devam ediyor.
Frankfurter Rundschau gazetesi, ''AB Türkiye'de reformlar yapılmasını talep ediyor'' başlığıyla birinci sayfada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir fotoğrafına yer verdiği haberinde, Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin AB'nin aldığı karardan duydukları memnuniyeti dile getirdiklerini belirtti. Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel'in ise ülkesinin olumsuz tutumundan dolayıgurur duyduğunu, bu sayede ek noktaların müzakere çerçevesine ilave edilebildiğini söylediği ifade edildi.
Gazetenin bir haber-yorumunda da Türkiye ile müzakerelere başlanması kararından sonra AB içinde reformlar yapılması yönündeki baskıların arttığı, Brüksel'de daha önce yaşanan tartışmaların AB'nin aslında bir kriz içinde bulunduğunu gösterdiği belirtildi. ''Avrupa'ya yeni bir yol'' başlığıyla Cemal Karakaş tarafından kaleme alınan yorumda da Türkiye'nin ''imtiyazlı'' bir şekilde dışlanması yerine kademeli bir şekilde AB'ye entegre edilmesi gerektiği görüşüne yer verildi.
Türkiye ile yapılan Gümrük Birliği'nden en fazla AB'nin istifade ettiği belirtilen yorumda, AB ülkelerinin Türkiye'yi dışlamak yerine tümüyle Avrupa yapılarına entegre etmeleri gerektiği dile getirildi. ''Frankfurter Allgemeine Zeitung'' gazetesi de Türkiye'de hala çoksayıda eksikliklerin bulunduğu öne sürüldü ve bunların giderilmesinin yıllarca süreceği ifade edildi.
Kıbrıs sorununun da çözülmesi gereken önemli konuların başında geldiği belirtilen haberde, buna rağmen tüm tarafların alınan karardanmemnun oldukları, Başbakan Erdoğan'ın ''Önümüzde çok iş var'' derken, AB dönem başkanı İngiltere'nin Dışişleri Bakanı Jack Straw'un da ''Birtarih yazdık'' diye konuştuğu kaydedildi.
Die Welt gazetesi ise ''Türk çiftçiler için 22 milyar avro'' başlığıyla verdiği haberde, Türkiye'de insanların çoğunun çiftçilik yaparak geçimlerini sağladıkları belirtilerek, bazı araştırmaların, gelecek yıllarda Türkiye'ye yapılacak kalkınma yardımının AB bütçesinizorlayabileceğini gösterdiği görüşüne yer verdi.
Berlin'de yayınlanan B.Z gazetesi ise ''Türkiye AB'ye üye olduğu takdirde tüm Türkler Almanya'da çalışabilir mi?'' başlığıyla verdiği haberde, bu konuda 12 soruya ve cevaplarına yer verdi.
Türkiye'nin üyeliğinin 2014 yılından önce mümkün görünmediği ifadeedilen haberde, Türklere serbest dolaşım hakkı verilmesi için belirli bir sürenin öngörüleceği, kalifiye olmayan insanlara ise belki hiçbir zaman serbest dolaşım hakkı verilmeyeceği öne sürüldü. Haberde, Türkiye'nin uzun yıllardan bu yana birçok Avrupa örgütüneve NATO'ya üye olduğuna da işaret edildi.
Türkiye'nin jeostratejik açıdan önemli bir ülke olduğu ve ekonomisinin de büyümekte olduğuna dikkat çekilen haberde, üye olması durumunda her yıl Türkiye'ye yaklaşık 27.5 milyar avro ödenmesi gerektiği, bunun yüzde 24'ünü Almanya'nın karşılayacağı ifade edildi.
Gazetede, ''Türklere kahveyi ve hamamı borçluyuz'' başlığıyla yer alan haberde de Türkler olmadan Avrupalıların bir kahve kültürüne sahip olamayacakları, baklava türü tatlılar ile divanın da Türkiye'dengeldiği ifade edildi. Haberde, hamamın, günümüzde Almanya'da da en çoksevilen mekanlar arasına girdiği kaydedildi.
BELÇİKA BASININDA LÜKSEMBURG DEĞERLENDİRMELERİ
Belçika basını, Türkiye'nin AB'ye katılım müzakerelerinin Lüksemburg'da resmen başlamasının ardından çeşitli yorumlara yer verdi.
''Le Soir'' gazetesi, Türkiye'nin AB'ye katılım müzakerelerinin başlamasıyla, ''Avrupalıların ve Türklerin kaderlerini belirlediklerini'' yazdı.
''Gerçekten tarihi bir gün sonunda, tüm dünyanın ilgili bakışları önünde, geceyarısından sonra yapılan törenle başlayan müzakerelerin'' önemine değinen gazete, ''AB ülkeleri arasında tam bir uzlaşma ve fikir birliği olmadığını ve Türkiye konusunda iç kavgaların süreceğini'' yazdı.
Müzakerelerin başlamasının, Türkiye'nin sonunda AB üyesi olacağı anlamına geldiğinin düşünülebileceğini, ancak sürecin zorlu olacağını belirten ''Le Soir'', Müzakere Çerçeve Belgesi'nde yer alan ''ucu açık'', ''askıya alınabilir'', ''kalıcı derogasyonlar'' gibi unsurlaradikkat çekti.
Muhafazakar ''La Libre Belgique'' gazetesi, AB Dönem Başkanı İngiltere'nin, bir gecede Türkiye ve Hırvatistan ile müzakereleri başlatarak ''bir taşla iki kuş vurduğunu'' yazarken, ''Müslüman bir ülkeyi AB'ye demirleyen tarihi bir uzlaşma'' ifadesine yer verdi. Lüksemburg kulislerini ve siyasi tartışmaların perde arkasını diplomatik kaynaklara dayanarak anlatan gazete, AB Dönem Başkan İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw'ı, oyunu iyi yöneten ''maestro''olarak nitelendirdi.
İngilizlerin Türklerle uzlaşma sağladıkları metni son ana kadar ABülkelerinden gizli tuttuklarını, AB'lilerin metnin son halini 3 Ekim akşamı saat 20.00'de gördüklerini, Çek Dışişleri Bakanı Cyril Svoboda'nın bu konuyu Çek başbakanıyla görüşmek ve bilgi verip onay almak için izin istediğini anlatan gazete, metin üzerinde uzlaşma sağlandığı haberinin ''alkışlarla karşılanmadığını, ancak kimsenin söyleyebilecek bir şeyi de olmadığını'' yazdı.
Tartışılan metinde bazı unsurların ''göstermelik ifadelerle'' herkesi tatmin edecek boyuta taşındığını belirten gazete, Belçika'nın AB işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Didier Donfut'un, ''Yöntemlerini sevmesek bile İngilizler oyunu iyi oynadılar. Gerçekçi politika uygulamak durumundayız'' sözlerine yer verdi.
Gazete, 3-4 Ekim gecesi, ''bıyık altından gülen ve ışık saçan'' Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, kazanılan zaferin ardında memnun ifadesini anlattı ve ''Türkiye'nin katılımının AB'ye güç katacağına, Türkiye'nin her zaman bir Avrupa ülkesi olduğuna'' ilişkin sözlerini yansıttı.
''La Libre Belgique'', Türkiye ile müzakerelerin sonunda, Fransa'nın yanı sıra Avusturya'da da referandum yapılacağını ve halkınonayının isteneceğini yazdı.
''La Derniere Heure'' gazetesi, ''İp cambazlarının AB'si'' başlıklı haberinde, 25'lerin yeni bir krizin yanından geçtiklerini, uzlaşmazlık ve rahatsızlık havasının devam ettiğini yazdı. Kriz içindeki AB'nin üyelerinin masasına gelen her dosyanın, mevcut krizi derinleştirecek bir ''saatli bomba'' gibi olduğunu yazan gazete, ''Türkiye için tarihi bir adım'' ifadesine yer verdi. Gazete, müzakerelerin uzun ve zorlu olacağı görüşünü yansıttı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|