  |
|
Gül: "Ekonomiye katkı sağlayacak"
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türkiye ile AB arasında dün resmen başlayan müzakere sürecinin, Türkiye'nin ekonomik göstergelerine daha iyi katkılar sağlayacağını söyledi.
Gül, Lüksemburg'da düzenlediği basın toplantısında, refah unsurunun AB'nin en çekici yönlerinden biri olduğunu belirterek, AB sürecinin ekonomiye katkılarının kısa vadede net şekilde görülmese de orta ve uzun vadede ülke ekonomisine etkilerinin büyük olduğunu belirtti. AB'ye üye olan ülkelerin adaylık süreçlerindeki ekonomik koşullarına ve
yaşam standartlarıyla bugünkü koşulları karşılaştırıldığında büyük farklar olduğunun görüleceğini ifade eden Gül, 17 Aralık zirvesinden bu yana henüz bir yıl geçmemiş olmasına karşın Türk ekonomisine ve halkına önemli faydalar geldiğini söyledi.
AB sürecinin faizlerin düşmesine katkı sağladığını kaydeden Gül, faizlerdeki bir puanlık düşüşün Türkiye'ye bir yılda iki buçuk milyar dolar tasarruf sağladığına işaret ederek, özelleştirmelerde de aynı olumlu havanın etkilerinin görüldüğünü kaydetti ve şöyle devam etti:
''Milletin malı çok daha ucuza gidebilirdi, çok daha pahalıya gidiyor. 17 Aralık'tan önceki özelleştirmelerde müşteri bulunamazken, bugün müşteriler kıran kırana bir yarış içine girmişlerdir. Bu yapıdaki Türkiye'nin geleceğini satın almışlardır da onun için böyle olmuştur, gayet açıktır.
Türk vatandaşlarının kendi varlıkları değer kazanmıştır. Birçok işadamımız kendi şirketlerini satmak istediklerinde, bir sene önce müşteri bulamazken, şimdi müşteri seçme noktasına gelmişlerdir. Bu ivme aynen devam edecektir. Tüm bunlar ekonomik göstergelerimize daha iyi katkılar sağlayacaktır, bunlar da halka yansıyacaktır. Türkiye'deki istikbali satın aldıkları için yerli ve yabancı yatırımcılar, Türkiye'de yatırım yapmaya başlamışlardır. Herkes geleceği satın almaktadır.''
Müzakere sürecinin orta ve uzun vadede herkesin yararına olacağını ifade eden Gül, ''Türkiye çok daha istikrarlı, çok daha güçlü, müttefikleriyle ilişkileri çok daha sağlam zemine oturmuş bir ülke olacaktır'' diye konuştu.
Gül, tarihi sürece çok sayıda kişi, kurum, hükümet ve liderin katkıda bulunduğunu, bu katkıların göz ardı edilemeyeceğini belirterek, ''Ama muhakkak ki, bu adımların atılmasında ve buna lokomotiflik yapmakta özellikle hükümetimizin ve TBMM'nin tamamının çok büyük katkısı olmuştur'' dedi.
''Neredeyse kaçıp giden bir tren söz konusuydu'' diye konuşan Gül, Avrupa içinde ne zaman muhalif bir ses yükselse, bu sese karşılığın yine Avrupa içinden geldiğine ve Türkiye'nin AB'ye katkılarının anlatıldığına işaret ederek, ''Şüphesiz ki dostlarımızı da görmezlikten gelmememiz gerek'' dedi.
Gül, şunları kaydetti: ''Açık söyleyeyim, zaman zaman bu iş bitmiştir dediğimiz sahneler birkaç kez gerçekleşmiştir. Dün sabah çok kritik saatler yaşanmıştır. Biz bir şeyde doğru yaptık, neticeyi görmeden buraya gelmeme kararını almıştık. Teknolojik imkanlar içinde görüşmelerle ilgili bir engel olmamıştır, ama kararlılığımız, yapılabileceklerin son ana kadar yapılmasıyla ilgili ısrarımız son saate kadar devam etmiştir, hatta bunun için AB kendi terminolojileriyle söyleyeyim, zamanı durdurmuştur. Biz buraya geldiğimizde, toplantı başladığında İngiltere saatiyle bir çözüm oluşturmuşlardır. Dolayısıyla son ana, dakikaya, güne kadar yapılabilecek her şey yapılmıştır ve uzlaşma olmuştur. Şüphesiz ki uzlaşma da Avrupa kültürünün bir parçasıdır.''
Gül, sürece emeği geçen Dışişleri Bakanlığı çalışanlarına, ilgili kurumların temsilcilerine teşekkür ederken, yetkinin, partinin ilgili kurulu ve Bakanlar Kurulu'ndan alındığını hatırlattı ve ''Sayın Başbakanımız da işin başında olmuştur, bütün emeği geçenler, bunu milletimiz, Türk halkı için yapmıştır, bir kez daha hayırlı olsun diyorum'' diye konuştu.
(AA)
|