Avusturya'nın profesyonelliği!
El değmemiş bir lig" isteyen arkadaşlar şöyle: Çakıcı'nın elinin değdiği sevgili kulübüm Beşiktaş... Ergun Gürsoy'un marifetli elinin (en azından geçmişte) değdiği Galatasaray... Başkanının tüm efendiliğine rağmen, en kıymetli oyuncusu ile eski oyuncularının eli "iddaalı şike"ye değmiş Trabzonspor. Bunlara, pankartın muhatabı olan ve eli, kolu her yerde Fenerbahçe'yi de ekleyin. Türkiye'nin "profesyonel büyükleri"nin el değmiş değmemiş hali budur. Ne yapalım, böyle de severiz!
Lakin, bu el değmeleri kınayan el değmemiş medyamda şöyle bir şey: "Anelka'nın profesyonelliği!" Gülüm, durum budur. Eliyle gol atana, beliyle rakibini taca atana, diliyle sinir edene... Sakatlanma numarasıyla vakit geçiren futbolcuya, bir tanem spikerim "profesyonellik yapıyor" der. Avut atışını ağırdan alıp karşı takımın son dakika emeklerini çalmak isteyen kalecinin davranışı "profesyonelce"dir. Çaktırmadan çeken, iten, dürten profesyonel, amma, topu bir an önce oyuna sokan amatördür. Çünkü; "Profesyonellik" eşittir: Kazanmak için her yol mubahtır, bu uğurda her günah büyük sevaptır. Sahtekarlığın, başkasının hakkına saygısızlığın, terbiyesizliğin, haksızlığın, emek hırsızlığının, Makyavel'den de makyavelistliğin, fırsatçılığın, yalancılığın, arsızlığın, pişkinliğin "profesyonellik" olarak tanımlanması ibret vericidir. Gencecik gazeteciler, spor muhabirleri, anlatıcılar filan buna "profesyonellik" deyip durdular. Şöyle bi şey: Ali, yeni takımıyla yaptığı anlaşma ile şu kadar para alırken, önde götürdükleri maçlarda en az dört dakika çalması, fırsat bulduğunda elle gol atması, demeç verirken yalan söylemesi de mukavelesine birer madde olarak kondu!
Şimdi Anelka'nın eline, Tomas'ın dirseğine, Ailton'ın itmesine filan "profesyonellik" diyen, elbette bunda da ilkeyi değil, çıkarı, aidiyeti filan kollayan bir milletin, aslında diyecek fazla bir şeyi kalmamıştır. Yalan haber... Profesyonelliktir. Su katılmış süt... Profesyonelliktir. Hırsız politikacı... Profesyonelliktir. Terazide hile... Profesyonelliktir. İnşaattan çalma... Profesyonelliktir. Karakolda işkence... Profesyonelliktir. İhale soygunu... Profesyonelliktir. İntihal... Profesyonelliktir. İftira... Profesyonelliktir. Elhak öyledir; çünkü çoğu "profesyon", yani meslek, bu şekilde kazananları ödüllendiren bir "piyasa"ya sahiptir. O durum bu durumda, şimdi Avusturya'ya filan da yolumuza taş koyuyor diye kızmayalım. Muhtemelen Avrupalıların bir kısmının, Avusturya'nın yaptığı da bir bakıma "profesyonellik". Biliyorum, halkımız arasında buna "nelik" de deniyor. "Profesyonellik" bir bakıma öyle bir şey!
|