Dubai Bank Üst Yöneticisi Markavi: " Türkiye'de öncelikli hedefimiz emlak sektörüdne faaliyet göstermek" diye konuştu.
Birleşik Arap Emirlikleri'nde faaliyet gösteren Dubai Bank, Türkiye'de yatırım yapmaya hazırlanıyor.İki yıl önce kurulan ve bireysel bankacılık, kurumsal bankacılık, hazine alanlarındaki faaliyetlerine ek olarak İslami bankacılık, yatırım bankacılığı ve varlık/fon yönetimi alanlarına da yönelen Dubai Bank'ın Üst Yöneticisi (CEO) Ziad Makkawi, düzenlediği basın toplantısında Türkiye'deki yatırım hedeflerini anlattı.
Bankanın
dünyanın en büyük emlak şirketlerinden biri olan ve sermayesi 40 milyar doları bulan Emaar'ın bir iştiraki konumunda bulunduğunu belirten Makkawi, bu dönemdeki hedeflerinin Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri ve Körfez ülkeleri arasında köprü oluşturmak olduğunu söyledi.
Makkawi, AB üyelik süreci, Doğu-Batı arasındaki stratejik konumu, Bağımsız Devletler Topluluğu'na açılan bir kapı olması, büyük iç piyasası gibi nedenlerle Türkiye'nin bölgedeki piyasalar açısından anahtar pazar niteliğinde olduğunu kaydetti.
Yatırım anlamında Türkiye'de risklerin azalmakta ve ekonomisinin istikrarlı bir büyüme içinde olduğunu, makro-ekonomik yapısının düzeldiğini, enflasyonun tek haneli rakamlara düştüğünü ifade eden Makkawi, ''Avrupa'ya yaklaştıkça daha çekici hale gelen Türkiye'de riske karşılık, getiri potansiyeli yüksek'' diye konuştu. ''İSLAMİ FİNANSIN GELİŞMESİNE YARDIMCI OLACAĞIZ"
Türkiye'de İslami finans hizmetlerinde büyük patlama yaşandığını, ancak yine de Körfez ülkeleriyle karşılaştırıldığında olması gereken noktada bulunmadığını bildiren Makkawi, şunları söyledi:
''Türkiye'de İslami finans kapasitesinin gelişmesine yardımcı olacağız. Türkiye elindeki büyük fırsatları değerlendirip, İslami finans alanında büyük gelişmeler kaydederek, bölgedeki İslam ülkelerine bu sistemleri ihraç edebilir. İslami finansın en büyük sorunu ürünlerin az, likiditenin çok olmasından kaynaklanıyor. Türkiye İslama uygun ürünler çıkarmaya başladığında sadece Körfez ülkelerinde değil, diğer ülkelerde de büyük talep görecektir. Dubai Bank buna aracılık etmeye, köprü vazifesi görmeye hazırdır.''
Bu süreçte Türkiye'de çeşitli ortaklıklar geliştirmek için fırsatları araştırdıklarını söyleyen Makkawi, muhtemel ortaklarının kimler olacağını açıklamazken, ''şu anda finans kurumlarıyla temas halindeyiz. Görüşmelerimiz henüz hazırlık aşamasında. Yapı ve payı hakkında bu aşamada bir şey söyleyemem. Ancak şunu söyleyebilirim ki, tek başımıza girmeyeceğiz. Mutlaka yetkin bir kuruluşla gireceğiz'' dedi.
Türkiye'de hangi sektörlerde faaliyet göstermeyi planladıklarını şu aşamada dile getiremeyeceğini bildiren Makkawi, ''bir sektörü söyleyebilirim, emlak sektörü'' dedi.
Makkawi, gazetecilerin, emlak sektöründe ne şekilde faaliyet gösterecekleri hakkındaki soruları üzerine, ''Dubai Bank'ın mortgage işlemlerini finanse etmesi kısıtlıdır. Ancak hizmetlerimiz mortgage işlemlerinin yeniden yapılandırılması ve tahvile dönüştürülmesidir. Türkiye'deki amacımız da buradaki ortağımızla birlikte sektördeki fırsatları Körfez ülkelerine sunmaktır'' karşılığını verdi. ''ÖZELLEŞTİRMELERDE ARACI OLMAYI HEDEFLİYORUZ''
Ziad Makkawi, özelleştirmelere Körfez ülkelerinden talep gelmemesini hatırlatan gazetecilere, ''Özelleştirmeler eğitim ve aracı meselesinde kilitleniyor. Genellikle buz-dağının ucu görünüyor. Ancak özelleştirme meselesinde mutlaka aracı gerekir. Dubai Bank da bu aracı rolünü oynamaya hazırdır. Körfez ülkelerine buradaki know-how'u götüreceğiz'' dedi.
Petrol fiyatlarındaki rekor yükselişlerin devam etmesiyle Körfez bölgesinde önümüzdeki 5 yılda 1.2 trilyon doların üzerinde gelir elde edilmesinin öngörüldüğünü belirten Makkawi, bölge hükümetlerinin 5 yıl için altyapı projeleri olsa bile, bu likiditenin bölge devletler tarafından emilemeyecek kadar büyük olduğunu söyledi. Makkawi, ''Biz Türkiye'nin, bu likiditenin akacağı çok önemli bir cazibe merkezi olacağını düşünüyoruz'' dedi. YABANCILARA EMLAK SATIŞI
Yabancılara emlak alım satımındaki kısıtlamaların hatırlatılması üzerine söz alan Dubai Bank Yatırım Direktörü Stephane Masini ise bu kısıtlamaların 1980'lerden bu yana var olduğunu, ancak bu dönemde artık açılması gerektiğini belirtti. Masini, ''Önümüzdeki aylarda bence böyle bir sorun kalmayacak. Yoksa çok büyük bir fırsat kaçar'' dedi.
Masini, turizm yatırımı düşünüp düşünmediklerini soran gazetecilere, şu yanıtı verdi: ''Körfez ülkeleri Türkiye'deki turizm sektöründe direkt olarak görülmüyor, ancak dolaylı olarak çalışmalarımız var. Biz de fırsatlara, potansiyele bakıyoruz. Bunların en büyüğü de özelleştirmedir. Emlak sektöründe tabii ki turizm önemli bir yer taşıyor. Körfezden şimdilik turist gelmiyor ama yakında büyük değişiklikler olacak, göreceksiniz.''