Ayşe Brav: Her kadın böyle sevilmek ister
Ben çok şiir okumam. Ayıp bir şey biliyorum ama kütüphanemde pek şiir kitabı yoktur. Ama büyürken evimizde hep Nazım Hikmet kitapları vardı. Eh kolay değil, sosyalist kızıyız. Geçenlerde annemlere uğradığımda her zamanki gibi ortalığı karıştırdım gene. Küçüklüğümden, hatta büyüyüp evden ayrıldığımdan beri ne zaman annemlere gitsem, mutlaka kütüphaneyi, eski resimleri falan karıştırırım. Annem de "Yahu her seferinde maden bulacakmış gibi ne arıyorsun anlamam" der. Yine kütüphaneyi karıştırırken Piraye kitabını buldum Nazım'ın. Ve 105'inci sayfayı açtım. Bu sayfada aynen şöyle diyordu; "Piraye ülküsü, özveriyse son derece etkileyici olan bu yakışıklı şaire kapılmaması gerektiğini anlıyor, onu hiç doğru bulmadığını sezdiği şeyleri değişmez düşleriymiş gibi anlatıyor, kendinden uzaklaşmasını sağlamaya çalışıyordu. O bir küçük burjuva evliliği yapacak, bahçesinde hanımeli aynen kutu gibi bir evde, çocuklarıyla birlikte mutlu yaşayacaktı. Yeni bir dünyanın gelmekte olduğunu biliyordu. Ama onun saçları ölmekte olan eski dünyanın parmaklarına dolanmıştı bir kere. Başını kurtarması olanaksızdı. Nazım'ı kendisinden soğutmak için söylediği sözler, şamar gibi şiirlere konu olunca bu kez de kızıyor, üzülüyordu. Ne yapsa boşunaydı. Karşısında tuttuğunu koparan ayrıca sevdasını dile getirmeyi çok iyi bilen bir insan vardı. Bu aşkla, bu çıkmazla aşk şiirleri yeni bir boyut kazanıyordu. Bir süre önce imzalamaya değmez diye küçümsenen aşk şiirleri."
KALIPLI ADAMLAR NEREDE? Bir ayrılış hikayesi şöyle başlıyordu: Erkek kadına dedi ki: - Seni seviyorum, - Ama nasıl? - Avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak, kırasıya, çıldırasıya... Erkek kadına dedi ki: - Seni seviyorum, - Ama nasıl? - Kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz, yüzde yüz, yüzde bin beş yüz, yüzde hudutsuz kere yüz... Daha önce Türkçe'de yazılmış aşk şiirlerine hiç benzemeyen, değişik bir duyarlılığın şiirleri bunlar ve tabii ki bu denli duyarlı bir adamın. Hangi kadın istemez kendisi için böyle bir şiir yazılmasını? Hangi kadın istemez bu denli sevilmeyi? Galiba artık ne böyle şerefli, duygulu adamlar, ne de böyle şerefli, düzgün kadınlar kaldı. Artık iş iyice basite indirgenmiş, kim kimi nerede, nasıl şey edebileceğinin, ertesi gün yeni bir ava doğru nasıl ilerleyeceğinin hesabını yapıyor. Lütfen bir yerlerde sıkışmış, gizli kalmış, ortaya dökülmemiş böyle kalıplı adamlar olsun. Ve ortalığa çıksın. Çıksın ki onlarla tanışabilelim. Hayal mi görüyorum? Napalım hayalsiz yaşanmaz ki!
Ayşe Brav
|