|
|
|
|
|
|
Yaz aşkı sonbahar kabusu olmasın
Yaz aylarının sona ermesi ile denizi, kumsalı, güneşi ve tabii ki yaz aşklarını geride bırakıp evlere dönme zamanı geldi. Peki ama üç ay boyunca yaşanan ancak bir ömür boyu süreceği düşünülen aşkları geride bırakmak o kadar kolay mı?.
Herkesin hayatında unutamadığı bir yaz aşkı vardır. Kimininki 15 gün sürmüş, kimininki ise üç ay boyunca devam etmiştir. Ama yaşanan bu duyguların sonu çoğunlukla hüsranla bitmiş, yaz sonunda geriye yaşlı gözler ve bütün bir kış iç çekilerek bakılacak olan resimler kalmıştır... Yaz aylarının aşık olmak için diğer mevsimlere göre daha müsait olduğunu söyleyen Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Armağan Samancı, "Yaz aylarında güneşin insanlar üzerinde ruhsal olarak olumlu bir etkisi var. Melatonin ve seratonin vasıtası ile işleyen bir mekanizma bu. Bundan dolayı da yazın insanların duyguları daha coşkuludur" yorumunda bulunuyor.
BASKI YOKSA, AŞK VARDIR Yaz aylarının getirdiği rahatlık ve tatilde olmanın verdiği mutluluk nedeniyle genellikle tatil bölgelerinde yaz aşklarının yaşandığının altını çizen Samancı, "Böylece insanlar bir baskı ya da sıkıntıdan uzaklaşmış oluyor. Hiçbir problemi düşünmeden ilişkilerini doyasıya yaşıyor ve hatta aşık oluyorlar" diyor. Genele bakıldığında; erkeklerin yaz aşklarını çok daha çabuk unuttuğunu ve bunun yapısal bir durum olduğunu söyleyen Samancı, kadınların bu konuda daha bağımlı hale geldiklerini söylüyor: "Ancak günümüz genç kızları, yaşadıkları ilişkiyi çabuk kabul etmeye ve hatta yaz aşklarını tercih etmeye bile başladı. İlişkiden ilişkiye artık son derece hızlı bir şekilde atlıyorlar." Bu durumun toplumsal kişilik değişikliğinden kaynaklandığının altını çizen Samancı, yine de erkeklerin ilişkiyi daha çabuk unuttuğunu belirtiyor. "Bir kişinin yaz aşkı ile ilgili duygusunu bloke etmesi ya da bastırması, unutmayı daha da uzatır" diyen Dr. Samancı, başka bir ilişkiye geçildiği zaman yaz aşkının unutulduğunu, ama ne yapılırsa yapılsın ilişkiyi unutmak için yine de 3 aylık bir sürenin geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.
SİLMEYİN, ÇÖZÜN! Duygularla bağlantılı düşüncelerin ve anıların insan hafızasında çok daha fazla yer edindiğini söyleyen Dr. Armağan Samancı, bu nedenle o duyguları silmeye çalışmaktansa çözmeye çalışmanın kişi için çok daha yararlı olduğunu belirtiyor. Özellikle duyguların ne kadar üzülünürse üzülünsün yaşanması gerektiğini söyleyen Samancı şöyle devam ediyor, "İnsanlar şunu bilmeliler ki, 3 aylık bir zaman sürecinden sonra çok daha iyi olacaklar. Ancak o süreye kadar istedikleri duyguları yaşamalılar. İsterlerse birlikte çektirdikleri resimlere bakıp iç geçirsinler, isterlerse de hafızalarında o anıları yaşatsınlar. Ama anıları silmek yerine yaşatmak onlar için çok daha faydalı olacaktır. yapmaları gerekense kendilerini çıkmazda hissettiklerinde yakın bir dostlarından ya da bir uzmandan yardım alsınlar."
ÖYKÜ YAZICIOĞLU
|
|
|
|
|
|
|
|
|