kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Bizi geçmeye çalışacaklar ama başarmaları çok zor
Bizi geçmeye çalışacaklar ama başarmaları çok zor
atv Haber magazin haberciliği yapmıyor

Rakiplerimiz bizi asla geçemeyecek

Türkiye'yi "anchorman"lik kavramıyla tanıştıran Ali Kırca, atv Haber'in yayın politikasını anlattı; "Biz magazin haberciliği yapmıyoruz. Sadece insana ve hayata dair ne varsa onu haber yapıyoruz. Bir markayız, önümüze kimse geçemez."


Bizi geçmeye çalışacaklar ama başarmaları çok zor

Güvenilir ve içten olmak çok önemli. Ben yıllardır kendim olmaya çalışıyorum.

Belki de onu vazgeçilmez kılan en önemli özellikleri bunlar; sakin, ılımlı ve tarafsız olması. Hemen her gün bir şeylerin değiştiği medya dünyasında, Ali Kırca 12 yıldır yerini sarsılmadan koruyor. Türkiye'yi "anchorman" kavramıyla tanıştıran ve haberciliğe farklı bir soluk getiren Kırca, atv Haber'in artık bir marka olduğunu ve bu işi bir 10 yıl daha sürdürmek istediğini söylüyor. Meslekdaşı ve 20 yıllık arkadaşı Mehmet Ali Birand'ın anchormanliğe soyunmasına ise yorumu net: "Ana haber bülteni yapmak, haber programı yapmaktan çok farklıdır."

* Kaç yıldır anchorman olarak ekrandasınız? Önümüzdeki Şubat ayında 12 yıl bitmiş olacak.

* Ana haber bültenini sunmak hedeflediğiniz bir şey miydi yoksa, tesadüflerle mi gelişti her şey? atv'de anchorman olarak göreve başlamam kurum açısından planlanmış bir şey değildi aslında. Çünkü Washington'dan döndüğümde Haber Dairesi Başkanlığı'na getirilmiştim. Haber sunmaya geçişim olayların getirdiği ama gerçekte, benim açımdan hep planladığım, istediğim bir noktaydı. Daha 1980'lerde, Amerika'da anchormanlik olayını gözlediğimden bu yana, Türkiye'de de ana haber bültenlerinin bu modelde sunulması gerektiğini düşünüyordum. Bir gün bunu yapmayı da çok istemiştim.

* Peki, bu kadar uzun soluklu olabileceğini düşünüyor muydunuz? Amerika'da örnek aldığım isimler bu işi en az 20 yıl sürdürüyordu. Ben de bu kadar yıl sürdürebileceğimi biliyordum. Evet, bir anchorman'in ekranda kalma ömrü ortalama 20 yıl, bu işe başlamanın ideal yaşı da 45'di. Benim de aşağı yukarı öyle oldu. Demek ki bir 8-10 yıl daha yaparım bu işi diye düşünüyorum. Ama hayat bu...

* Siz uzun yıllar haber sunup, aynı zamanda da haber merkezini yönettiniz. Medya dünyasının bu kadar zorlu, acımasız olması sizi hiç bu işi bırakma noktasına getirdi mi? Medya içinde başka bir görevde olsaydım, belki bu duygulara kapılabilirdim. Ama haber yapıyorsanız, hayat sizin için her gün yeniden başlıyor demektir. Her sabah bu masaya geldiğinizde ve akşam habere oturduğunuzda, orada yeni bir hayat, yeni bir dünya var. Her şey sıfırdan başlıyor ve "dün" diye bir şey kalmıyor. O yüzden sıkıntılar, yorgunluklar hemen unutuluyor. Tabii ki zor dönemlerden geçtik medya ve atv olarak, ama o günlerde bile işimi bırakmayı hiç düşünmedim.

* Bir ara atv'den ayrılıp Star'a geçtiniz. Neydi gidişinizin sebebi ve neden geri döndünüz? Doğrusu geçmişle fazla oyalanmak istemiyorum. O dönem demek ki öyle olması gerekiyordu; yaşandı ve bitti. O günleri hayatımda geçici bir dönem olarak görüyorum. atv'de başladığım anchormanlik macerasının yine atv'de devam etmesini diliyorum. Peter Jennings ABC'nin simgesiydi ve 22 yıl boyunca hep orada anchormanlik yaptı. Ben de öyle olsun istiyorum.

* Anchormanliği haber spikerliğinden ayıran nedir, fark nerede? Kimliği... O kimliğin altında da gazetecilik vardır. Anchorman; haber sunan gazetecinin adıdır. Haberi farklı sunmak, kendi yorumunu katmak belki işin içinde vardır ama asıl fark geçmişte gazeteci ve muhabir kimliğini taşımaktır. Bu atv'de bizim başlattığımız bir modeldi ve arkasından başka kanallarda da takip edildi. Şimdi yeni bir meslekdaşımız daha bu işe başlıyor. Başkalarının da bizi izliyor olmasından dolayı çok mutluyum.

* Mehmet Ali Birand'ın ana haber bülteni sunacağını duyduğunuzda, ilk tepkiniz ne oldu? Öncelikle örnek alındığımız için gerçekten mutlu oldum. Doğru olanı herkes uygulamaya başlıyor. Mehmet Ali Birand gibi usta bir gazetecinin orada haber sunacak olması, bu modelin kabullenildiğini gösteriyor. Ayrıca Mehmet Ali, benim 32. Gün'e birlikte başladığım meslekdaşım ve eski arkadaşım, kendisine başarılar diliyorum.

* İki eski meslekdaş ve arkadaş birbirine rakip olacak mı? Hayır, atv Haber'in rakibi yok. Biz habercilikte bir markayız ve hep "1 numara"yız.Yalnızca "reyting"te birinci olmaktan söz etmiyorum. Bu geçmişte de böyleydi, bugün de öyle. Elbette başkaları atv Haber'i geçmeye çalışacaklar ama geçemeyecekler. Çünkü editörlerden muhabir arkadaşlarımıza, bu ekip haberciliği çok iyi biliyor. Son dönemde Yılmaz Özdil'in Genel Yayın Yönetmenliğindeki atv Haber'de çok önemli işlere imza attık.

* atv Haber rakipsiz diyorsunuz, peki Ali Kırca'nın rakibi var mı? Herkes Ali Kırca'nın rakibi olabilir ama maçın sonunu tayin edecek olan hergün bizi izleyen seyircilerdir. Rakibim olup olmadığına onlar karar verecekler. Her şeyi olması gerektiği gibi sunduğuma ve insanlarla olduğu gibi paylaştığıma inanıyorum. 12 yıldır ana haberi bitirirken, "Yarın buluşmak umuduyla, hayatı paylaşmak için" diyorum. Burada, aslında yalnızca haberi değil, bütün bir hayatı insanlarla paylaşmaktan sözediyorum. Rakip olmak güzel bir şey ama doğrusuna ve iyisine izleyici karar verecek.

* Kime soracak olsanız, en güvendiği anchorman'in Ali Kırca olduğunu söylüyor... Neden insanlar size bu kadar güveniyor? Onu halka sormak lazım belki ama bu yaptığımız işin doğru olduğunu gösteriyor. Her şeyden daha önemli olan o sihirli kelime; güven. Tarafsız, yansız, objektif, her partiye, her kuruma, her ideolojiye, her takıma, herkese eşit mesafede durabilen biri olabilmem, bana duyulan güvenin birinci sanırım. İkincisi ise içten ve sahici olabilmek. Olduğunuz gibi durduğunuz zaman insanlar sizin söylediklerinizin doğru olduğuna karar verir. Ancak, bunun ekranda oynanabilecek bir rol olduğunu düşünmüyorum. İnsanlar sizin rol yapıp yapmadığınızı hemen farkederler. Yani o oyun fazla kalamaz sahnede. Kısa sürede perde kapatır. Ben yıllardır sadece kendim olmaya çalışıyorum.

* Siz asker kökenli birisiniz. Bu hayata ve işinize bakışınıza yansıyor mu hiç? 30 yıldır gazeteciyim. Sanırım kişiliğimi, kimliğimi belirleyen de gazeteciliğimdir. Daha öncesi gerilerde kalmıştır herhalde. Askerlikle ilgili kalıtımsal bir takım özellikler varsa da hayatımda çok fazla etkili olduğunu düşünmüyorum.

* Çalışırken nasıl birisiniz; esnek, disiplinli, zor...? Yöneticilik yaptığım dönemlerde bile hiç aşırı disipliner bir yaklaşımım olmadı. Neysem oydum, göründüğüm gibiydim kısacası. Bu, çalışma arkadaşlarımla ilişkilerime de yansırdı. Şu anda,Yılmaz Özdil'in yönetimindeki "atv Haber Merkezi" nde de aynı hava var aslında. Herkes mutlu ve güle oynaya haber yapıyor. Gönülden ve candan çalışıyorlar. Mesela burada sık sık bir şeyler kutlanır, pasta kesilir... Bazen hiç sebepsiz yere yapılır bu, sadece hoşluk olsun diye. Kısacası biz tatlı yiyip, tatlı konuşuyoruz.

* Yaptığınız iş aynı zamanda dış görünüşünüze de özen göstermeyi gerektiriyor. Sizi giydiren, fikir veren birileri var mı? Bu olduğum gibi görünmek faslını, sanırım biraz abartıyorum. Fiziki görünümde de aynen öyle davranıyorum yani. Saçımla falan öyle uğraşmam, benim ayna karşısında geçirdiğim süre 5-10 saniyeyi geçmez. Fiziksel görüntümle ilgili takıntılarım yok. Uzun zamandır Faruk Saraç'tan giyiniyorum. Oradan gelen kıyafetleri de eşimle birlikte seçiyoruz.

İlknur K. Akman

DİĞER RÖPORTAJ HABERLERİ
 Derin hüzünlerin sesi
 Sadakat bir sihirdir O sihir bozuldu mu ilişkinin hiçbir...
 'Dünyanın çözemediği olayları çözüyoruz' demek çok abartılı
 Herkes gidecek benim adım taş gibi kalacak
 Hayat çok acı verici ama ayakta kalmayı öğrendim
 Korkağımdır, güvenlik her şeyden önce gelir
 Kadın sekste erkekten güçlü olduğu için eziliyor
 Ben de Picasso fotoğraflarıyla Sabancı'yı kazıklayacağım
 Parasız günlerimizi hiç unutmadım
 Aslında tam bir çingene gibiyim
 39 yaşında Betûl Mardin oldum
 Babam yaşasaydı Özal ailesi bu kadar dağılmaz, herkes...
 Hastalarımızın gözünde aşık da olduk tacizci de
 Türk kadınları hayatımda şimdiye kadar tanıdığım en güzel...
 Hiçbir kadın benim düzeyime gelemez
 Türkiye'ye karşı büyük bir cehalet ve önyargı var
 İstediğim roller oldu ama nedense yönetmenlerin aklına...
 Kadına kafes arkası layık görüldü
 Sörf için medyatik oldum
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
    Hobi
  » Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
Şimdi moda pazar sabahı namazı
Şimdi moda pazar sabahı namazı
Kimi lüks otomobiliyle kimi de otobüsle camilere geliyor, sabah...
'Canlı canlı gömüldüm'
'Canlı canlı gömüldüm'
Birinci sınıf bir savcı olmaya hazırlanırken meslekten ihrac edilen...
İşin sırrı baharatta
Karanfil, tarçın, zencefil, karabiber, kimyon... Asırlardır büyük...
Ve gemi gidiyor 'Gümüş Gölge'
Deniz sizde ne hissi yaratır? Açıkçası bende bir çocuğa mahsus naif, sevinç...
En sevdiği kitap sanki onu yansıtıyor: Küçük Prens
Sinema tarihinde öyle sanatçılar olmuştur ki hiç yaşlanmamış, çok genç yaşta...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.