|
|
|
|
|
|
Aslında tam bir çingene gibiyim
Karadeniz müziğinin ünlü ismi Fuat Saka'nın hayatı roman gibi. Bu akşam bir konser vermeye hazırlanan Saka, 20 yıl sonra bulduğu aşkını anlattı.
Karadeniz'de doğdu, resim öğretmenliği yaptı, 11 Eylül'den sonra yurtdışında yaşadı ve 20 yıl Türkiye'ye hiç gelmedi. Bu arada sayısız albüme imza attı ve dünyanın önemli müzisyenleri ile ortak çalışmalar yaptı. 1998 yılında Türkiye'ye döndüğünde 20 yıl önce aşık olduğu kadını buldu ve evlendi. Bu akşam da Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda "Arkadaşları" ile sevenlerine tadı damaklarda kalacak bir konser vermeye hazırlanıyor. Geleneksel Karandeniz müziğini evrensel formlarda yorumlayan ve yaptığı müziği "lazca caz" olarak tasvir eden Fuat Saka ile konser provası öncesinde konuştuk.
* Yarın Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda bir grup Karadenizli sanatçı ile konseriniz var... Bu proje nasıl doğdu? Aslında bu bir Fuat Saka konseri ama konuklarım da olacak. "Sazdan Caz'a Fuat Saka ve Arkadaşları" diye başlık koymuşlar. Kamil Sönmez, Ümit Tokcan, Süreyya Davulcuoğlu ve İbrahim Can da misafirim olup birer ikişer şarkı söyleyecekler. Anadolu'da bir yolculuk yapacağız yani.
KAZIM'I İYİ TANIMAM
* Son zamanlarda Karadenizli sanatçıların bir araya gelip konser vermeleri gelenekselleşti sanki... Kazım'ların (Koyuncu) ekibinin yaptığı bir proje vardı "Ey Gidi Karadeniz" diye. Toplam 7-8 kez yapıldı ben 3 tanesine katıldım. Kazım'ın ölümüyle devam edemedi. Ama bunun onunla ilgisi yok.
* Kazım Koyuncu ile ilişkiniz nasıldı, iyi tanır mıydınız? Zwaşi Berepe grubundayken yurtıdışına gelmişlerdi. Birkaç konserde karşılaştık. Asıl ben döndükten sonra "Ey Gidi Karadeniz" projesinde tanıştık. Daha doğrusu tanışmaya çok fırsatımız olmadı. Herkes birşeyler söylüyor ama ben onu çok tanımıyorum. Bir de biri öldükten sonra arkasından bir şey söylemek istemiyorum. Keşke sağken bana sorulsaydı ve Kazım da bunu duysaydı. Başkaları benim Kazım hakkında ne söylediğimi niye bilsin ki, bana ne! Onun bilmesi önemli.
* '80'lerde yurtdışına çıkıp 20 yıl kaldınız. Alman vatandaşlığına geçtiniz ve bildiğim kadarıyla da hala öyle. Türk vatandaşı olmak gibi bir düşünceniz yok mu? 12 Eylül sonrasında biz de bir yerlere savrulduk pek çok insan gibi. 20 yıl geri dönemedik. Bu zaman için de çok şeyler oldu. 26 yaşında gittim 46 yaşında geri döndüm. Hayatım çok değişti ama düşüncelerim değişmedi. Ben burada olmaktan mutluyum. İtirazım yok burada yaşamaya. Ama herkesin rahatsızlık duyduğu konulara ben de rahatsızlık duyuyorum. Benim doğup büyüdüğüm topraklar. Burada yaşamaktan mutluyum. Türk vatandaşlığı verirlerse alırız. Ama benim Alman vatandaşlığında kalışımın pratik bir nedeni var. Yurtdışına sık gidiyorum. Tekrar türk vatandaşı olmak vize kuyruklarında beklemenize neden oluyor. Çünkü Almanya iki vatandaşlığı kabul etmiyor ve Türk vatandaşlığına geçtiğiniz anda kendi pasaportunu alıyor. Bu da bana uygun değil.
UZAKLIK ETKİLİYOR
* Alman vatandaşısınız ama kendinizi nereli hissediyorsunuz? Vatanınınız ya da memleketiniz neresi? Benim vatanım ve memleketim her yer. Çeşitli ülkelerde yaşadım. İnsanlarla nerede daha iyi anlaşabiliyorsam, insan sevgisini içinde taşıyan insanlar neredeyse benim için vatan orası. Türkiye'de de var bu. Karadeniz'e gittiğimde oralı olduğumu hissediyorum. Dostlarımın arkadaşlarımız oluduğu her yer vatanım aslında.
* Çok geziyorsunuz ama mutlaka yerleşik olduğunuz bir yer vardır. Tam bir çingeneyim. Daha çok istanbul'dayım. 4-5 yıldır İstanbul'dayım ama toplasan burada kalış sürem bir yıl etmez.
* Evli miydiniz Almanya'ya gittiğinizde? Hayır. Evlendim boşandım bir de çocuğum oldu orada.
* Döndüğünüz de 20 yıl önce aşık olduğunuz kadınla da evlendiniz. Devam ediyor mu? Tabi. Ben döndüğümde bütün arkadaşları aradım buldum. Gülsen ile 1975-76'da aynı okuldayken tanışmıştık. Üniversitedeydik. Ben öğretmenliğe başladım, o okula devam etti. Sonra Almanya'ya gittim vs. Yani aramıza ayrılıklar girdi. Döndüğümde aradım. Bir akşam bir yerde buluştuk. Ayrıntılara girmeye gerek yok. Ondan sonra da bir daha ayrılmadık, evlendik. O zamanlar evlenseydik devam eder miydi ilişkimiz diye bazen şaka yollu konuşuyoruz kendi aramızda. Etmeyebilirdi de edebilirdi de bunu bilemeyiz.
* Gülsen Hanım siz Almanya'dayken evlenmiş miydi? Hayır. Beni beklemiş!
Aynur ERDEM
|
|
|
|
|
|
|
|
|