|
|
|
|
Radyoevi'nde protesto var
Radyo yayıncılığının başladığı Harbiye'deki tarihi 'Radyoevi' otel mi oluyor? Protestocular seslerini yükseltiyor.
"Radyoevi otel olsun" iddiası bile ortalığı karıştırdı
Türkiye'de düzenli radyo yayıncılığının başladığı İstanbul Harbiye'deki tarihi 'Radyoevi' binası otel mi oluyor? TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy 'Turizme kazandırılmalı' derken çalışanlar tepkili.
1927yılında düzenli radyo yayınına başlayan İstanbul Radyosu'nun uzun yıllardır merkezi olarak kullanılıyor, Harbiye'deki Radyoevi... Dönemin mimari özelliklerini yansıtan bu tarihi bina, stüdyoların dışında özel eserlerin sergilendiği bir müze gibi... 6 Mayıs 1927'de ilk programlı radyo yayınına başlayan İstanbul Radyosu'nun, stüdyo ihtiyacını karşılamak için 1945'te açılan proje yarışmasında birinci gelen Doğan Erginbaş, Ömer Günay ve İsmail Utkular tarafından tasarlanan Harbiye Radyoevi, tipik bir "yeni klasik". Hitler döneminin mimari özelliklerini taşıyan binanın ikinci katında Radyoevi'ne ait eski müzik aletleri, mikrofonlar ve resimler sergileniyor. TRT FM, Radyo 1, Radyo 2 ve Radyo 3 yayınlarının yapıldığı, Türkiye'nin Sesi için programların hazırlandığı bu binada yaklaşık 500 kişi çalışıyor. Ancak Radyoevi çalışanlarının son günlerde huzuru pek yok. Rahatsızlığın sebebi ise bu tarihi binanın otele dönüştürüleceği söylentileri. Geçen haftalarda ise Radyoevi çalışanları ile bir grup aydın ve sanatçı, binanın önünde "Radyoevimizi yıktırmayız" pankartları açarak basın açıklaması yaptılar. "Radyoevi otel olsun" iddialarını protesto ettiler. Gösteriyi düzenleyen Haber-Sen Genel Sekreteri Mehmet Demir yaklaşık yedi yıldır TRT İstanbul Radyosu'nda çalışıyor. Demir, bu gösteriyi düzenlemelerinin sebeplerini şöyle açıklıyor: "TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, basına bir açıklama yaptı bir süre önce. Ulusoy, Radyoevi binasının atıl durumda beklediğini söyleyerek binanın turizmcilere devredilmesini istedi. Bundan bir süre sonra Mehmet Barlas SABAH Gazetesi'ndeki köşesinde binanın köhnemişliğinden bahsederek otel yapılması gerektiğini yazdı. Onu Ali Atıf Bir'in 'Satın TRT'yi' adlı yazısı takip etti. Bir yerlerden bu binanın satılıp yerine otel yapılması üzerine düğmeye basıldığı belli. Biz her şey olup bittikten ve bina enkaz halindeyken bu olaya karşı çıkmaktansa şimdiden buna karşı olduğumuzu göstermek istedik. Burası ilk değil. Daha önce Taksim Sahnesi'nin kapatılacağı söylendiğinde kimse inanmamıştı ya da Haydarpaşa'nın ticaret merkezine dönüşeceği yönündeki haberlere de... Tüm iddialar benim gibi tüm çalışanın tüylerini diken diken ediyor. TRT'ye kurum olarak genel bir saldırı var." Bu gösteriye sanatçı, prodüktör, oyuncu, güvenlik görevlisi tüm TRT çalışanları katıldı. Gösteride şair-yazar Sunay Akın, müzisyen Nejat Yavaşoğulları, oyuncu Genco Erkal ve Sumru Yavrucuk da yer aldı. Ancak bu protestolara sebep olduğu söylenen açıklamalardan birini yapan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, Radyoevi'nin otel yapılması yönünde bir açıklama yapmadığını belirtiyor: "Bu bölge 1990'dan sonra kongre vadisi olmuştur. Ben bu bina otel ya da motel yapılmasın diye 'TRT'ye ait bir kültür ve sanat müzesi haline getirilmesini istiyorum' dedim. Burayı otel yapan vatan hainidir. Ama insanlar beni dinlemeden yorum yapıyorlar. Ben yaklaşık 10 yıldır söylüyorum bunu. Diyelim ki 10 bin kişilik bir kongre yapıldı. İnsanlar öğle yemeğinden sonraki zamanlarını bu kültür ve sanat müzesinde geçirebilirler. Böylece TRT para kazanır." Bunun üzerine tekrar görüştüğümüz Mehmet Demir, Başaran Ulusoy'un daha önce yaptığı açıklamalara sahip çıkmadığını söylüyor: "Tepkiler üzerine sözlerini manüpile ediyor. TRT'nin burada kalmasının kime ne zararı var anlamıyoruz. Zaten binanın ilerisinde bir müze var. Buranın radyo olarak kalması birilerini rahatsız ediyor. Bugüne kadar müzecilik konusunda neler yaptıklarını göstersinler. Buraya müze yapmak da TÜRSAB'ın görevi değil. Çok istiyorlarsa Anadolu'da bakıma muhtaç açıkhava müzeleri var. Bir zahmet TÜRSAB'ı bu müzelere sahip çıkmaya davet ediyoruz." Mehmet Demir ve TRT İstanbul Radyoevi çalışanları, binanın boşaltılmasıyla ilgili iddialar, yazılar devam ederse, protestoların katlanarak devam edeceğini özellikle vurguluyor. Demir, kültür ve sanat eserlerinin birer sahibi olduğunu anlatmak için bir araya geldiklerini belirtiyor: "İstanbul'un fethini kutlayanlar, devraldıkları kültürü korumaktan acizler. Bu yüzden artık daha elit sayılabilecek kesimler de bu tepkilerini dile getirmeye başladı."
SIRADA AKM Mİ VAR? Uzun yıllar boyunca bu binada görev yapan tiyatro sanatçısı Sumru Yavrucuk, bu gösterilere katılarak tepkisini dile getirenler arasında. Yavrucuk, "Radyoevi, İstanbul'un en önemli simgelerinden. Hem mimarisi hem de misyonu açısından yeri doldurulamaz. Atatürk'ün emriyle kurulmuş bir kurum. Sürekli rant gözüyle bakılmaya devam ederse İstanbul pek çok değerini yitirecektir. Bu tehlike giderek büyüyor. Bugün buranın başına gelenler yarın AKM'nin başına gelebilir" diyor. Bu kurum ile duygusal anlamda bağı olduğunu söyleyen, usta spiker Halit Kıvanç İstanbul'da olmadığı için bu gösteriye katılamadığını ancak Radyoevi'nin otel yapılması düşüncesine kesinlikle karşı çıktığını vurguluyor: "Mikrofonda 50. yılımı kutladım. İlk mikrofon karşısına geçtiğim yer ise Harbiye'deki İstanbul Radyosu. Bina mı kalmadı otel yapacak? Eğer Radyoevi modern bir yere taşınırsa burası da müze yapılabilir. Ama hem mantığım hem de duygularım buranın otel yapılmasına veya yıkılmasına karşı." Radyoevi çalışanlarına destek çıkan sanatçılardan biri de Rutkay Aziz. O da turnede olduğu için gösteriye katılamamış; "Radyonun çalışan ya da çalışmayan herkes için özel bir önemi var. Orada tarihsel bir emek yatıyor. O emeğe saygı duymak ve destek vermek herkesin görevi."
Aynur ERDEM
|
|
|
|
|
|
|
|
|