|
 |
 |
 |
 |
|
'Güldüren adam' misyonu derideki dövme gibi kazındı
Ünlü oyuncu Mehmet Ali Erbil, yaşam tarzının ve kişiliğinin, güldüren ve eğlendiren bir oyuncu olmasına zemin hazırladığını söylüyor. Erbil, 'güldüren adam' kimliğini silmenin bu saatten sonra çok zor olduğunu, zaten kendisinin de böyle bir niyeti olmadığını belirtiyor.
Mehmet Ali Erbil, son on yılda sinemada yüzü en çok görünen isimlerin başında geliyor. Ünlü sanatçının rol aldığı yedi film, Türk Sineması'nın en çok gişe yapan filmleri olarak listelerde yerini buluyor. 6 Ocak'ta vizyona girecek olan ve sanatçının rol aldığı 'Keloğlan Kara Prens'e Karşı' ve 'Hababam Sınıfı Üç Buçuk' ise bu sezonun en çok gişe yapması beklenen iki filmi... Erbil, nam-ı diğer Keloğlan, çekimleri halen devam eden 'Keloğlan Kara Prens'e Karşı'nın Belgrad Ormanları'ndaki setinde, sektörde neden bir rakibi olmadığını, 6 ay önce uğradığı silahlı saldırının ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne olan kırgınlığını ve daha birçok konudaki düşüncelerini anlattı...
'AİLEDEN BİRİ KABUL EDİLDİM'
* Görünen o ki, sizin ciddi bir rakibiniz yok. Sizce neden? Ben bugüne kadar hep farklı bir profil çizdim. İnsanlar ne beni bir star gibi gördü, ne de ünlü olmama rağmen kendilerinden uzak biri olarak algıladı. Ben her zaman insanların ailelerinden biri gibi kabul edildim. Bu nedenle bana diğer sanatçılara baktıklarından farklı gözle baktılar. Beni özel yaşamımla, yaptığım işlerle ve hastalığımla diğer sanatçılardan farklı bir katagoriye koydular.
* En azından ciddi tek bir rakibinizin bile olmaması, sizin için avantaj mı yoksa dezavantaj mı? Hiçbir zaman oturup da bu konuyu düşünmedim. Karşımda bir rakibimin olduğunu görerek strese girme durumunda kalmadım. Ama karşımda rakip yok diye de  hiçbir zaman yan gelip yatmadım. Hem televizyonda hem de sinemada yeni üretimlerde bulundum.
'GİŞE PAYI ALDIĞIM DOĞRU'
* Filmlerinize hep çok sahip çıkıyorsunuz. Vizyon döneminde filmlerinizi dilinizden düşürmüyorsunuz. Bunun için yapımcılardan ekstra ücret aldığınızı duydum. Doğru mu? Evet, ben içinde yer aldığım projelere sahip çıkarım. Reklamını, promosyonunu en iyi şekilde yaparım. Filmlerimden söz etmekten dilimde tüy bitti. Dikkat edilirse ben sadece benim de rol aldığım filmlerin değil, bütün Türk filmlerin reklamını yapıyorum. Hatta benim filmlerimin karşısında oynayan filmlerin reklamını bile çok fazla yapıyorum. Türk filmlerinin yabancı filmlerin karşısında izlenme oranını yarı yarıya yükseltmesinde önemli bir payım vardır.
* Yapımcılardan ekstra ücret alıp-almadığınızı cevaplandırmadınız.. Yapımcı benim yaptığım reklamdan dolayı daha fazla para kazanıyorsa benim o kazanılan ekstra parada hakkım yok mudur? Bence vardır. Benim anlaşmalarım rolümün karşılığı olan ücretin yanı sıra, bir de bonus kazancı içerir. Filmlerimin gişesinden pay alırım. Gayet doğaldır, dünyada da yapılmaktadır.
* Bonus ücretinin nasıl işlediğini anlatabilir misiniz? Ben sana ekstradan 5 tane ceviz kazandırıyorsam 2 tanesini bana vermez misin? Yapımcıların kafasında bir izleyici rakamı vardır. Film o rakamı geçince ben de gişeden yapımcıyla anlaştığımız oranda gişeden pay alıyorum. Ben filmde rol alarak paramı alıyorum. Filmin reklamını yaptığım için ekstra para alıyorum. Çünkü bir emek harcıyorum. Ne var ki ben filmlerimin reklamını bonus  kazanayım diye yapmıyorum. Yani asıl amaç para değil.
* Üzerinize güldürme misyonu yapıştı. Aslında böyle bir misyona sahip olmak sizi yıpratmıyor mu? Benim fark edilmemi sağlayan proje bir dramdı. Daha sonraki dönemlerde yaşam tarzım ve kişiliğim, hep güldüren hem eğlendiren bir misyona sahip olmama neden oldu. Bu özelliğimden faydalanmak isteyen yapımcılarda bana hep güldürü projeleri getirdi. Böylelikle güldüren adam misyonu derideki bir dövme gibi kazındı. Artık bu misyonu çıkarmak çok zor. Zaten öyle bir isteğim yok.
* Peki siz ağlar mısınız? Bana çok yakın insanlar bilir ne kadar duygusal olduğumu. Ne var ki duygusal yönümü televizyonda göstermemeye çalışıyorum.
'ELBETTE ENDİŞEM VAR'
* Silahlı saldırıya uğramıştınız. Saldırgan henüz yakalanmadı. Yine saldırıya uğrama endişeniz var mı? Her zaman devlete saygı duydum, gücüne inandım. Ne var ki 6 ay önce bana saldıran yakalanmadı. Bu konuda haksızlığa uğradığımı düşünüyorum. Burada önemli olan Mehmet Ali Erbil de değildir. Herhangi bir vatandaşın başına da gelse saldırganın bir an önce yakalanması gerekir. Ne olacağı Allah bilir tabii ama benim elbette endişem var. Korumalar beni 24 saat korumaya çalışıyor ama en iyi koruma saldırganın yakalanması tabii.
* Neden saldırıya uğradığınız konusunda hala bir fikriniz yok mu? Hayır yok. Saldırgan yakalansa bir fikir sahibi olacağız. Kahraman olmaya çalışan biri olsa kendini yakalatırdı.
MEHMET ÇALIŞKAN - MAGAZİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
