|
|
|
|
|
|
Kıbrıs meselesi 'Milli Dava' oluyor
Başbakan Menderes, saldırılardan bir gün önce KTC Başkanı Bil'e, Londra'da bulunan Dışişleri Bakanı Zorlu'dan aldığı şifreli telgrafı anlattı.
1954 yılında Kıbrıs'taki İngiliz sömürge yönetimine karşı Rumlar'ın yürüttüğü bağımsızlık mücadelesi, adanın geleceğinin tartışılmasını gündeme getirmişti. O günlerde, Yunan hükümeti 'Kıbrıs halkının kendi kaderini tayin hakkı' meselesini BM gündemine taşıdı. Kıbrıs'ta EOKA hareketinin, siyasi hedefini adanın Yunanistan'a bağlanması (ENOSIS) olarak ilan etmesinden sonra Türk - Yunan ilişkilerinde ipler gerildi. 1955 yılı yaz aylarında, özellikle Hürriyet gazetesinde İstanbul Rumları'na karşı bir kışkırtma kampanyası başlatıldı. Buna başka gazeteler de katıldı. İstanbul basınında Rum azınlık ile Batı Trakya'daki Türk azınlık karşılaştırılıyor ve İstanbul'dakilerin ne kadar rahat, mutlu ve zengin bir hayat sürdüklerinin altı çiziliyordu. Bu arada, Fener Patriği Athenogoras hedef tahtası ilan edilmişti. Basında Patrikhane'deki din adamlarının Kıbrıs bağımsızlık mücadelesi için para topladıkları yazılıyordu. 1955 yılı yaz aylarında artık Kıbrıs meselesi bir 'milli dava' haline gelmişti.
KTC'NİN KURULUŞU VE DP 1954 yılı Ağustos ayında kurulan 'Kıbrıs Türktür Cemiyeti' (KTC) kamuoyunda Kıbrıs konusundaki hassasiyeti arttırmak için çaba gösteriyordu. Kuruluşunda Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) ve Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) gibi yarı - resmi öğrenci örgütlerinin katkısı olmuştu. Kurucuları arasında Hikmet Bil (Hürriyet gazetesinde gazeteci), Dr. Hüsamettin Canöztürk (TMTF Başkanı), Orhan Birgit (Yeni Sabah'ta gazeteci, avukat), Ziya Somer (öğrenci), Ahmet Emin Yalman (gazeteci), Hasan Nevzat Karagil (Kıbrıs Türk Kültür Derneği) ve Kamil Önal (gazeteci) bulunuyordu. Başbakan Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü tarafından kabul edilen dernek yöneticilerine "kamuoyunu Kıbrıs davasını destekleme için hazırlama görevi" verilmişti. Bu dernek kısa zamanda devlet desteği ile İstanbul'un birçok semtinde ve bazı Anadolu kentlerinde şubeler açmıştı. Hakim Amiral Çoker dosyasındaki belgelere göre, 'Kıbrıs Türktür Cemiyeti'ne hükümet tarafından kuruluş sırasında 35,000 TL ve daha sonra da 200,000 TL ödeme yapılmıştı. Cemiyet bir yandan yarı-resmi öğrenci örgütlerinden destekçi bulurken, diğer yandan da 'milliyetçi' çizgideki sendikalarla da işbirliği içindeydi. Örneğin KTC'nin Paşabahçe şubesi, Paşabahçe Şişe-Cam İşçileri Sendikası tarafından kurulmuştu. Çok kısa zamanda İstanbul'da 13 şube açan KTC aynı zamanda DP ilçe örgütleri tarafından da destekleniyordu. Örneğin, DP Beykoz İlçe teşkilatı yönetim kurulu üyeleri, KTC Beykoz şubesinin de yönetim kurulundaydı. İstanbul basınında, 1955 Ağustos ayı boyunca KTC yöneticilerinin bildirileri yayınlanır. Gerginlik kademe kademe artmaktadır. Bu arada, KTC yöneticisi Kamil Önal üzerinde 'Kıbrıs Türktür' yazan 20,000 afiş basılması için matbaaya sipariş verir. KTC üyesi dört öğrenci de bu afişleri 6 Eylül'den iki gün önce bazı dükkanlara dağıtırlar. İstanbul Rum cemaati bu gelişmeler karşısında korku içinde sinmiştir. Her gün gazetelerde bir Rum'un Türk bayrağına hakaret ettiği iddiası ile gözaltına alındığı veya otobüste yüksek sesle Rumca konuşan iki Rum'un bir yüzbaşıdan dayak yediğine ilişkin haberler yayınlanmaktadır. Yine 4 Eylül günü KTC üyesi öğrenciler Taksim meydanında Rumca gazeteleri yakarak protesto etmektedir.
LONDRA'DAN GELEN ŞİFRE Bu arada Kıbrıs'ın geleceğinin tartışılacağı ve Türkiye, Yunanistan ve İngiltere temsilcilerinin katılacağı konferans, Londra'da İngiliz Dışişleri Bakanı Harold Macmillan başkanlığında 29 Ağustos-7 Eylül 1955 arasında toplanacaktır. Türk heyetinin başkanlığını Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu yapacaktır. KTC'nin eylemleri ve basının katkısı ile Türk kamuoyunun Kıbrıs meselesi hakkında hassas olduğu görüntüsü dış ülkelere karşı daha güçlü olarak verilmeye başlanmıştır. Saldırılardan bir gün önce Başbakan Menderes KTC başkanı Hikmet Bil ile makam arabasında görüşür. Menderes, Bil'e Londra'da bulunan Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'dan şifreli telgraf aldığını, müzakerelerin çetin geçtiğini ve Zorlu'nun konferansta 'artık dizginlenemeyen Türk kamuoyu'ndan bahsetmek istediğini söyler. Kısacası, Zorlu Türk kamuoyunun artık daha faal olmasını istemektedir. Bu görüşmenin ayrıntıları Bil tarafından KTC yönetim kuruluna iletilir.
PROF. AYHAN AKTAR
|
|
|
|
|
|
|
|
|