|
|
En karanlık gece
50 yıl önce Cumhuriyet tarihinin en acı olaylarından biri yaşandı...
6 Eylül 1955 gecesi İstanbul'da gayrimüslimlere karşı kitlesel saldırılar oldu...
4 bin 214 ev, bin 4 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 azınlık okulu saldırıya uğradı, tahrip edildi, yağmalandı, yakıldı...
11 kişi öldü, 600 kişi yaralandı, 60 kadın tecavüze uğradı...
Üç kentte sıkıyönetim ilan edildi, 5 bin 104 kişi tutuklandı.
Cumhuriyet tarihinin en karanlık gecesi
Yarın, Cumhuriyet tarihimizin en tatsız olaylarından birinin 50. yıldönümü... 50 yıl önce İstanbul'da gayrimüslim vatandaşlarımıza karşı saldırılar düzenlendi, bu insanların işyerleri ve evleri önce tahrip edildi, sonra yağmalandı. Gayrimüslim vatandaşlarımızın okullarına ve kiliselerine giren saldırganlar, onların kutsal saydıkları mekanları yakıp yıktılar. Kiliselerin içindeki kutsal resimlerin, haçların, ikonaların ve diğer kutsal eşyaların tahrip edilip yağmalandığını ve bazen de kilisenin tamamının ateşe verildiğini biliyoruz. 6 Eylül 1955 gecesi olan bu olaylar üzerine iktidardaki DP hükümeti tarafından üç büyük kentte sıkıyönetim ilan edildi. İstanbul'da 5,104 kişi tutuklandı. Dönemin Sıkıyönetim Mahkemesi Adli Müşaviri, Hakim Tümamiral Fahri Çoker'in Toplumsal Tarih Vakfı'na hibe etmiş olduğu özel arşivindeki belgelere göre 4,214 ev, 1,004 işyeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 azınlık okulu ile aralarında fabrika, gazete yönetim binası, otel, bar ve genelev gibi yerlerin bulunduğu toplam 5,317 tesis saldırıya uğradı. İstanbul'daki saldırıların merkezi geleneksel olarak gayrimüslim nüfusun yaşadığı Beyoğlu ilçesindeki ev ve işyerleriydi. Sıralamada ikinci olarak da, çoğunlukla işyerlerinin bulunduğu Eminönü ilçesi gelmekteydi. Amerikan Milli Arşivi'ndeki belgelere göre de tahrip edilen işyerlerinin % 59'u Rumlar'a, % 17'si Ermeniler'e, % 12'si Museviler'e ve % 10'u da Müslümanlar'a aitti. Dönemin İstanbul basını olaylarda ölenlerin sayısını 11 kişi olarak belirledi. Saldırganlar dahil yaklaşık 300-600 kişi de yaralı olarak hastanelere başvurdu. İngiliz ve Amerikan arşivlerindeki konsolosluk raporlarına göre 60 Rum kadını tecavüze uğradı ve tedavi görmek üzere hastanelere başvurdu. Bütün bu olayların gerçekleştiği günlerde İstanbul bazı büyük uluslararası toplantılara evsahipliği yapıyordu. Bunların en önemlisi, IMF (Uluslararası Para Fonu) ve Dünya Bankası toplantısıydı. Dünyanın 37 ülkesinden bankerler ve maliyeciler İstanbul'a gelmişlerdi. İkincisi, Uluslararası Kriminoloji- Polis Konferansı toplantısıydı. Üçüncü ve belki de en önemli toplantı 10. Bizans Tetkikleri Kongresi'ydi. Bu toplantıları izleyen yabancı gazetecilerin sayısı yüksekti ve bu nedenle de olaylar dünya basınında önemli yer tuttu.
ÇOKER KOLEKSİYONU 5 günlük bu yazı dizisinde 6 - 7 Eylül'e giden siyasal ve sosyal süreçleri inceleyeceğiz. Ayrıca olayların nasıl tezgahlandığını, azınlık mallarını tahrip edenlerin niteliklerini ve olayların faillerinin 1955'te ve 1960 darbesinden sonra kurulan Yassıada Mahkemeleri'nde nasıl yargılandıklarını ele alacağız. 1955'de ilan edilen sıkıyönetimin ardından kurulan sıkıyönetim mahkemesinin adli müşaviri, Hakim Tümamiral Fahri Çoker'in ölümünden sonra yayımlanmak üzere Toplumsal Tarih Vakfı'na hibe etmiş olduğu belge ve fotoğraflar Türk basınında ilk defa yayınlanıyor. Bu fotoğraflar bir albüm halinde Tarih Vakfı tarafından kitaplaştırılıyor. Elindeki tarihsel malzemeyi yaklaşık 40 yıl saklayarak tarihe karşı olan sorumluluğunu yerine getirmiş olan merhum Fahri Çoker'in anısı önünde saygı ile eğiliyoruz. Bu fotoğraflar bugünlerde İstiklal Caddesi, Elhamra Pasajı içindeki KARŞI Galeri'de sergileniyor. Ayrıca, Dr. Dilek Güven'in İngiliz, Amerikan, Alman, Fransız, Yunan ve Ankara'daki Cumhuriyet Arşivlerindeki belgelerden faydalanarak hazırladığı ve yine Tarih Vakfı tarafından geçtiğimiz günlerde yayımlanan 'Cumhuriyet Dönemi Azınlık Politikaları Bağlamında 6 - 7 Eylül Olayları' başlıklı kitabı da bu konuda yeni bilgiler içeriyor.
|