|
Biraz şişmanlık güzellik getirir
|
|
'İzmir Sefarad Mutfağı' farklı lezzetler ve İzmir'e özgü ikramları anlatıyor. Kitap, balık etindeki güzellerimizin de kalbini kazanacak.
Türkiye, kabuk değiştiriyor. Hem de iki vitesle birden. İlki ile geride kaldığı kulvarlarda koşarak. İkincisi de, küresel ölçekte durmak bilmez değişime ayak uydurarak. Bu ikili vitesin değişmez emarelerinden birisi kitaplar, dergilerdir. Bütün dünyada orada neler olup bitiyor, anlamanın, doğru okumanın yollarından en bilineni, yayın dünyasını takip etmekten geçer. Bizde de 15 yıl öncenin kitapçılarını gözünüzün önüne getirin. Bir de bugüne göz atın! Her konuda olduğu gibi, mutfak kültürü alanında da gün geçmiyor ki yeni bir yayın elimize ulaşmasın. Ve artık eskiden "niş" diye adlandırdığımız aralıklar da yayın konusu oluyor. Örneğin, toplumumuzun zenginliklerinden, Musevi vatandaşların mutfak kültürü. Bu bir kaç kez ele alındı. Ama elime yeni ulaşan bir kitap var ki: Bir adım daha atıyor. İzmir Sefarad Mutfağı. Yazarlarından L. Eskinazi ve N. Franco bana yolladıkları mektupta kitabın öyküsünü nasıl anlatıyor: "Altı arkadaş, gündelik koşuşturmamıza kahve ile mola verdiğimizde, kendimizi geleneksel yemeklerden bahsederken bulduk. Kalabalık bayram sofralarını, Cuma akşamlarını anlattık birbirimize ve bunları yaşadığımız için ne kadar şanslı olduğumuzdan dem vurduk. Modern yaşamın getirdiği koşullar nedeniyle, ne yazık ki bu lezzetli ve bir o kadar da zahmetli yemekleri artık neredeyse yapamadığımızı fark ettik. Bu yemeklerin belki de bizimle son bulacağını düşünüp çocuklarımıza aktaramayacağımız telaşına kapıldık. Buradan yola çıkarak araştırmaya başladık. Annelerimizin, yakın çevremizin desteğiyle tarifler topladık.
BİRAZ DA GELENEK Bu kitaba "İzmir Sefarad Mutfağı" dememizin nedeni; bazı tariflerin İzmir'de farklı adlandırılması, aynı ismi taşıyan bazı yemeklerin yapılışının farklı olması, en çok da İzmir'e özgü tatlı çeşitliliğini vurgulamak oldu. Bunun dışında, çeşitli kutlamalarda verilen ikramların, örneğin bir İstanbul'dakinden farklı olduğunun altını çizmek istedik. Örnek olarak ojaldres, mustaçudos, roska, pinyonati ve kapakta görülen, İzmir'e özgü kezada'yı sayabiliriz. Ve yaşadığımız kentin kültürü ile yoğurulup tatlanmış yemeklerimizi, biraz gelenek ve göreneklerimizle, Ladino deyimlerle, nostalji bölümüyle renklendirip bu kitabı oluşturduk. Her şeyin ötesinde, çocuklarımıza ve içinde birçok kültürü barındıran imbat kokulu güzel İzmir'e bir armağan vermekti amacımız." Kitap sert ciltli ve 135 sayfa. İzmir'de yayınlanmış. Dört ana bölümden oluşuyor. İkinci bölümde, balık etindeki güzellerimizin de kalbini kazanacak Ladino deyimler yer alıyor: "Biraz şişmanlık güzellik getirir." Üçüncü bölümde 100 adet tarif verilmiş. İleride Sefarad-İspanya-Türkiye eksenine yine döneceğiz. Şimdi şunu sormadan edemeyeceğiz: Ermeniler, bizimkilerden söz ediyoruz, mutfak kültürlerini ele alan bir kitap yazmayacaklar mı?
|