Sesi şehri adım adım geziyor
Sabahat Akkiraz, farklı kesimlerden dinleyicileri olan bir sanatçı. Türkülerini Çağlayan ya da Babylon'da dinleyebilirsiniz.
Sabahat Akkiraz kendini bildi bileli türkü söylüyor. Henüz 13 yaşındayken doldurduğu ilk 45'liğinde Orhan Gencebay ve Arif Sağ eşlik etmiş Akkiraz'a... Onu basında sık sık görmüyorsunuz ama albümleri satış rekorları kırıyor. Fransa'- dan Brezilya'ya çeşitli ülkelerde verdiği konserler de büyük beğeni toplamış. Geçtiğimiz günlerde Mercan Dede'nin Su adlı albümüne de konuk olan Sabahat Akkiraz'ın sesine Okmeydanı'ndaki bir düğünde, Babylon'da ya da Açıkhava Tiyatrosu'nda rastgelebilirsiniz...
* Perşembe günü Zülfü Livaneli ve Şükriye Tutkun'la Kuruçeşme'de konseriniz var. Evet, önce kendi programlarımızı yapacağız. Finalde, Zülfü Bey'in Leylim Ley, Memik Oğlan, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz gibi hit olmuş parçalarında ona eşlik edeceğiz.
* Birkaç hafta önce bütün Doublemoon sanatçılarıyla Açıkhava'ya çıktınız. Çok seviyorum genç sanatçıları, daha önce Mercan Dede'nin Su adlı albümünde Kerbela ağıdını okumuştuk.
* O konserde Mercan Dede size büyük hürmet gösterdi, hatta elinizi öptü. Ozanlık geleneğinde, muhabbet babında, usta-çırak ilişkisi içinde o saygı muhafaza edilir. Gençler de bugün o saygıyı biliyor.
* Türkiye'nin her ilinde, İstanbul'un her köşesinde sahneye çıkıyorsunuz. İstanbul'da söylemediğim yer kalmamıştır herhalde.
* Ve her yerde insanları aynı şekilde büyülüyorsunuz. Ne hissediyorsunuz? Her şeyden önce insanlarımızın kendilerini çok güzel ifade ettiğinin bilincindeyim. İsyanını, derdini, aşkını... Onların türkülerini dönüp onlarla paylaşmak bir sevgi paylaşımı. Benim için yeri hiç önemli değil, Babylon da olabilir, Hisar da olabilir, Kuruçeşme de. Önemli olan göz göze, gönül gönüle, can cana bir paylaşım yakalamak. O yüzden Erzincan'a da gittim, Van'a da, Sivas'a da. Alevi çocuğuyum ben ama Almanya'da büyüdüm. Anadolu havasını da es geçmedim.
* Kadın sesinde Aleviler çok güçlü; siz, Zerrin Özer, Songül Karlı, Nuray Hafiftaş, Aynur Haşhaş. Ozanlar, hep erkek. Evet, öyle ama benim şansım oldu, bir kadın duygusallığı, duyarlılığı içinde sunuşum hoşa gitti. Ve çok çabuk kabul etti insanlar.
* Ama siz herkesten farklı söylüyorsunuz deyişleri... O form farklı, o inanç müziği. İnanmazsanız okuyamazsınız. Müzik aşktır.
* Sizin için bir hayranınız "O güzel ağzını açınca hanemize sümbül, nergis kokuları doluyor" diye yazmış. Varolsun. Bunu bana aktardınız, siz de varolun.
* En acılı ağıdı bile okurken yüzünüz hep gülüyor. Her evde olduğu gibi annem babam tartışırlardı ama sonra misafir geldiği zaman gülerlerdi. O zaman anlatıyorlardı; bizim geleneğimizde komşunu, dostunu dahi gülerek karşıla. Hatta şöyle anlatırdı babam, Tanrı demiş ki iki güzelliğimi hiçbir mahluka vermedim, insana verdim; şarkı söylemesini ve gülmesini. Bu Tanrı'nın bir özelliğidir diye çok güzel taşıdı bizim erenler.
* Hülya Avşar'ın köyüne gitmişsiniz, değil mi? Evet, Kars'a gittiğimiz zaman gittik. Kızların hepsinin gözleri böyle masmavi. Hatta programına gitmiştim, kendisine de söyledim, 'Hülya Hanım vallahi, köyünde senden güzel kızları gördüm,' dedim.
* Sizin babaannenizin masalları ünlüymüş. Bir masal anlatır mısınız bize? Avcı Mehmet bir gün, av avlıyor, kuş kuşluyor. Padişah biliyor Avcı Mehmet'in ustalığını merak ediyor ne avladı diye, çağırıyor. O sırada vezirlerden biri, Avcı Mehmet görmeden padişaha iki altın işareti yapıyor. Padişah 'İki altın verelim sana' diyor. Belki on altın ederdi avı ama bir şey diyemiyor Mehmet. Padişah asıyor o geyiği sarayına, gece olunca, çok sihirli olmalı ki ışıl ışıl oluyor ortalık... Ama nenem yazın masal anlatılmaz, kar yağar derdi, bak şimdi kar yağarsa karışmam. En iyisi burada bırakayım masalı, kalanını kitabımda yazacağım. Avcı Mehmet, daha neler neler yapacak, padişahın kızını da almak istiyor.
* Ama siz padişahın oğlunu aramamışsınız, prens peşinde koşmamışsınız. Ben beş yaşında türkü söylermişim, kendimi bildim bileli müzik yapıyorum. İyi müzik yapayım, iyi şeyler bırakayım derken özel hayatıma zaman kalmadı. Gözümü bir açtım kapadım, kırk yaşımı geçtim. Ama aşk kapıyı çaldığı zaman da hayır demem.
Ayşe Düzkan
|