|
 |
 |
 |
|
| Rahşan! Kapıda iki Hintli adam var!
|
|
Hindistan'a gitmek... Bu iki kelime bile insanın hayal dünyasında binlerce renk ve şekilde çağrışıma yol açıyor. Sokaklarda Hint müzikleri eşliğinde dans eden insanlar, rengarenk kıyafetler, yollarda yatan inekler ve hiç bitmeyen bir harmoni... Bunlar klişe, ben size kendi Hindistanım'ı anlatacağım....
Hindistan 1 milyar nüfusa sahip dev bir ülke... 3.28 milyon metre kare alana sahip olan ülkenin başkenti Yeni Delhi. Federal Cumhuriyet ile yönetilen ülkenin güneyindee... Ayy sıkıldım. İnsan 'Hindistan' üzerine bir yazı dizisi hazırlamaya yeltenince hemen havaya giriyor. Sağdan soldan bakıp, rakamlara yer vermeliyim, internetten bulduğum ama çok biliyormuş gibi sunduğum bilgilerle okurlara karizmatik görünmeliyim düşüncesi tüm bedeninizi sinsi bir kanser gibi kaplıyor. Ama dedim ya, daha ilk satırı yazarken sıkıldım. Ve sizlere kendi Hindistan'ımı anlatmaya karar verdim. Bu macera birkaç ay önce Tanyeli ile yaptığım bir röportajda başladı. Hintliler onu çok seviyormuş. Ve yılda en az birkaç kez bu ülkeye gidip, göbek dansları ile onları  kendilerinden geçiriyormuş. "Benimle gelir misin?" dediğinde ben cevabı çoktan vermiştim bile.
3 SAAT RÖTAR
Hindistan'a gitmek... Bu iki kelime bile insanın hayal dünyasında binlerce renk ve şekilde çağrışıma yol açıyor. Sokaklarda Hint müzikleri eşliğinde dans eden insanlar, rengarenk kıyafetler, yollarda yatan inekler ve hiç bitmeyen bir harmoni geliyor gözlerinizin önüne. Benim de gözlerimin önüne değişik şeyler gelmedi. Hatta kendimi çok ciddi zorladım değişik bir şeyler daha göreyim diye ama olmadı. Klişeye düşmekten kurtulamadım... Havaalanında geçirdiğimiz fazladan üç saat sonrasında Atatürk Havalimanı Dış Hatlar gidişindeki free shoplar üzerine bir tez yazısı hazırlayabilecek kıvama gelmiştim.
GELENEKSEL AYAK KOKUSU
Türk Hava Yolları'nın Yeni Delhi uçağına bindiğim anda, artık Hindistan'da idim.  Macera başlamıştı. Ancak bu macera yeni başlangıçlar, çiçekler, egzotik meyveler filan kokmuyordu: Ayak kokuyordu. Dört bir yanımızı Hintli insanlar sarmıştı. Ve anladığım kadarıyla Hint gelenekleri arasında 'uçağa biner binmez ayakkabıları çıkarıp, uçuş bitene kadar ayacıkları mıncıklamak' vardı. Tanyeli önceden antrenmanlı olduğu için ağzına bağlamak üzere küçük bir tülbent getirmişti. Beni de unutmamıştı. Parfümlerimizi sıkıp ağızlarımıza tülbentleri bağladık. Şimdi de uçağı kaçıracak iki komik korsana benziyorduk: Biri zayıf, biri şişman iki kadın... Bu noktada yardımımıza THY'nin uçan melekleri yetişti. Zavallı kızlar, sürekli tacize uğruyorlardı. Arada da gelip halimizi hatırımızı soruyorlardı. 5.5 saat süren yolculuğumuz sona erdiğinde artık uyanmam gerekiyordu. Rüyamda Hintliler'in ayaklarını tuz ruhu ile ovdum  durdum...
KONFORA ATTIM KENDİMİ
Yeni Delhi Havaalanı'na indiğimizde, uçaktaki koku eğitimimizi başarı ile tamamladığımız için sıkıntı çekmedik. Delhi Hyatt Regency'ye vardığımızda 5 yıldızlı otellerin kendine has konforunun kollarına atmıştım kendimi. Oysa zavallı Tanyeli, Hindistan'ın önemli gazetelerinden 'The Indian Times'ın düzenlediği 'Türk Gecesi'nde sahne almak için hazırlanmak zorundaydı. Birkaç saatlik uykunun ardından beynimin derinliklerinden gelen 'Alışverişşşş yaappppp' uğultularına yenik düştüm. Hemen kalkıp, uçakta arkadaşlığı ilerlettiğim THY uçan melekler ekibini aradım. Ben alışverişe giderken Tanyeli de bir türlü fön çekemeyen Hintli kuaförüne sevgi ve saygıyla konuşuyordu. (İyi ki adam tek kelime Türkçe bilmiyordu!)
10 MİLYONA TERLİK
İlk alışveriş deneyimim iki saat sürdü. Fiyatlar gerçekten inanılmazdı. Türkiye'de lüks mağazaların vitrinlerinde  gördüğüm 200-300 milyonluk terlikler, 10-15 milyon idi. Tabii bolca satın aldım. South Extension isimli bu alışveriş merkezi biraz gariban görünümlü bir yer. Üstelik her dükkanın kapısında bir Hintli elinde kocaman tüfekle nöbet tutuyordu. Otele döndüğümde Tanyeli hala kuaför ile boğuşuyordu. Gece başladığında her şey yolunda idi. Türkiye'nin Hindistan Büyükelçisi Hasan Göğüş, diğer ülkelerin büyükelçilerine Türkiye ile ilgili bilgiler veriyordu. Tanyeli sahne aldığında, salon önce bir dondu kaldı. Sonra kıvrak danslara tempo tutmaya, eşlik etmeye başladılar... Sahnedeki kadını tanımak imkansızdı. Benimle Hindistan'a gelen, uçakta ağzına tülbent bağlayan komik kadın gitmiş, yerine göbeği ile her ülkeyi sallayabilecek karizmadaki Tanyeli gelmişti. Tam 45 dakika program yaptı. İndiğinde alkışlar susmuyordu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
