Tarımarazileri üzerinde yapılaşan sanayi tesislerine "kısmi af" getirildi. 100 bin hektarlık araziyi kapsayan affın sonucunda devletin kasasına 3.8 milyar dolar girecek.
3.8 milyar dolarlık arazi affı
Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu ile tarım arazileri üzerinde izinsiz yapılaşmaya gidenlere son kez metrekaresine 5 YTL ödemek şartı ile kısmi af getirildi
Bu kapsama giren 100 bin hektarlık alan olduğundan hareket edilecek olursa, Hazine'nin kasasına bu afla birlikte 3.8 milyar dolar kaynak girmesi söz konusu.
Türkiye'de artık her isteyen istediği yere fabrika kurup, ev yapamayacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tatile girdiği son gün olan 3 Temmuz'da kabul edilen 'Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu' ile tarım arazileri koruma altına alınırken yaklaşık 100 bin hektar tarım arazisi üzerindeki yapılaşmaya da "kısmı af" getirildi. Tasarı görüşülürken uzun tartışmalara neden olan ve sonunda "başka bir çözüm üretilemediği için" konulan Geçici 1'inci madde ile, 11 Ekim 2004 tarihinden önce tarım arazilerini gerekli izinler alınmadan tarım dışı amaçlı kullananlara 6 aylık bir süre verildi. Bu süre içinde tarım arazisi üzerine sanayi tesisi kuran ya da gidip konut yapanlar varsa Tarım Bakanlığı'na başvuracak. Eğer bu yapılar tarımsal bütünlüğü bozmuyorsa yani o bölgede çok sayıda konut ya da sanayi tesisi zaten varsa bunlara, arazinin tarım dışında kullandıkları her metrekaresi için 5 YTL ödenmesi şartı ile izin verilecek. Tarım Bakanlığı'ndan alınan bilgiye göre Türkiye'de bu durumda olan yaklaşık 100 bin hektarlık yer bulunuyor. Bu da 1 milyar metrekare demek ki, 5 YTL ile çarpıldığında ortaya 5 milyar YTL, yani 3.8 milyar dolar gibi bir rakam çıkıyor. Bu da söz konusu afla birlikte devletin kasasına 3.8 milyar dolar gibi bir paranın girmesi anlamına geliyor.
NEDEN 11 EKİM? Yasa, affa konu olacak yapılar için 11 Ekim 2004 gibi bir tarih belirlemiş durumda. Tasarının ilk halinde 1 Ocak 2004 olan bu tarihin yasa görüşülürken 11 Ekim olarak değiştirilmesinin arkasındaki neden olarak ise bu tarih itibariyle değiştirilen Mera Kanunu gösteriliyor. Yeni yasaya göre, 11 Ekim 2004'ten itibaren tarım arazileri üzerinde kendi arazisinde imar planına göre izin alıp sanayi tesisi ya da konut yapanın bir sorunu yok. Ama tarım arazisi olduğu tespit edildiği halde izin almadan o araziye kendisine ait olsa da yapılaşmaya gidenlerin altı ay içinde Bakanlığa müracaat etmeleri gerekiyor. Zaten bunların mevcut durumları ile ruhsat ya da izin almaları da mümkün değil. İştealtı ayda başvuru yapmaları ve her metrekare için 5 YTL ödemeleri durumunda kendilerine gerekli izin verilecek. Tarım Bakanlığı'nın bu binaların yıkılmasında ısrarcı olmamasının bir nedeni de yıkım olsa da eski nitelikli tarım arazisine tekrar kavuşulamaması. Bir temel atılırken 9 metre aşıldığında artık oranın tarımsal bütünlüğü bozuluyor.
OVADAN YOL GEÇMEYECEK Yeni yasa ile toprağı kullanan, onu korumak zorunda. Örneğin GAP'ta olduğu gibi tuzlanmaya neden olacak tarım yapanlar bundan sorumlu tutulacaklar. Yeni tasarı sadece müteşebbis ya da vatandaşa değil devlete de sorumluluk getiriyor. Örneğin artık Düzce Ovası'nın ortasından otoyol geçemeyecek. Bu tür projelerde de toprağın korunması baz alınacak. Yada sanayici çevresindeki araziyi özgürce kirletemeyecek. Bu arada tarım arazisini doğru kullanana da verilecek teşviklerde öncelik verilecek. Böylece toprağı koruyan ödüllendirilmiş olacak.
FİNANSMAN SORUNU VAR Yasanın ardından artık en önemli şey Türkiye'nin toprak yapısının envanterinin çıkarılması. Çünkü 2b'de olduğu gibi Şişli'nin ortasında tarım arazisi olarak görünen yerlerde var. TEMA'nın Tarım Danışmanı olan ve Süleyman Demirel'e başbakanlığı döneminde danışmanlık da yapan Mahir Gürbüz geçmişte tarım arazisi olduğu belirlendiği ve izin verilmediği halde bir çok yere özel kararlar ile sanayi kurulması yönünde izinler verildiğini anımsatarak, "Gidip 15 kilometre öteye kursalar birinci sınıf tarım arazisini kaybetmeyeceğiz. Ama gelip en verimli yerde fabrika kuruyorlar. Buna da özel izin veriliyor. Türkiye bunları yaşadı. Ancak bundan sonra toprak koruma altına giriyor. İnşallah artık böyle olaylara tanık olmayacağız" diyor. Bu yasa ile birlikte arazi kabiliyet sınıflarının ayrılacağının söyleyen TEMA Genel Müdürü Ümit Gürses de yasanın eksik bacağı olarak finansman sorununu gösteriyor. Tarım Bakanlığı ve TEMA'nın AB Türkiye Komisyonu ile bu konuyu görüştüğünü anlatan Gürses, "Proje hazırlayıp götüreceğiz. Finansman sorununu böyle çözmeye çalışıyoruz. Aslında bizim kanun içinde bir özel hesap oluşturulması ve tarım üretim ve ihracatından kesilecek belli miktarda kaynağın buraya aktırılması yönünde önerimiz vardı ama bu kabul görmedi. Finansman sorunu önümüzdeki aylarda sorun olarak çıkabilir" dedi.