kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
'Kanser, bir kamyonun seni yoldan atması gibi bir şey!
'Kanser, bir kamyonun seni yoldan atması gibi bir şey!
İlk belirtiler
Efsane sporcunun rakamlardaki yaşamı

'Kanser, bir kamyonun seni yoldan atması gibi bir şey!

Birkaç gün önce, 26 Temmuz'da, dünyanın en prestijli yarışı olarak kabul edilen Fransa Bisiklet Turu'nu üst üste 7'nci kez kazanan ve adı spor tarihine geçen Lance Armstrong, 9 yıl önce yakalandığı kanserle mücadelesini yazdı ' 'Yaşama Çevrilen Pedal' ismiyle yayımlanan kitapta; ünlü bisikletçi, spor hayatında zirveye yaklaşırken kansere nasıl yakalandığını, onu bisikletten indiren tedavi sürecini ve en önemlisi yaşamındaki 'müthiş' değişimi anlattı.

Dünyanın en zorlu spor mücadelelerinden biri olarak kabul edilen Fransa Bisiklet Turu'nda adını zirveye yazan 'efsane' bisikletçi Lance Armstrong, hayatında kazandığı 'zaferi' kaleme aldı. GOA Yayınları'ndan çıkan 'Yaşama Çevrilen Pedal' isimli kitabıyla ülkemizde okurla buluşan Armstrong, daha birkaç gün önce yani 26 Temmuz'da da Fransa Bisiklet Turu'nda üst üste 7. kez finişi 'ilk gören' bisikletçi oldu. Son kez katıldığı bu yarışta, kendisine ait rekorunu da geliştirerek 4 dakika 40 saniyeyle şampiyon olan efsane bisikletçi, Fransa Turu'ndaki ilk zaferini 1999 yılında, kanser hastalığında kazandığı zaferden sonra elde etmişti. 34 yaşındaki Armstrong, o günden bu yana dünyanın en prestijli yarışında birinciliği kimseye bırakmadı ve adını spor tarihinde unutulmazlar arasına yazdırdı.

YAŞAMA ŞANSI % 40'TAN AZ
Armstrong'un adı, aslında sadece spor tarihine değil, insanlık tarihine de geçti. Çünkü o, bisiklet yarışlarında rakiplerini tek tek yenmekle kalmamış; testisleri, ciğerleri ve beynini saran ölüme yani kansere karşı durmuş, bu hastalığı da rakipleri gibi yenmişti. Kansere yakalandığında yaşama şansının yüzde 40'tan bile az olduğu söylenen Armstrong'un, hayata veda hazırlığına karşı verdiği mücadele, tüm insanlığa ilham verici bir savaş aslında. Acıları zafere, trajedileri şölene çeviren bir insanın yaşamı geri alışının öyküsünü anlatacağımız bu dizide; Armstrong'un kendi kelimeleriyle kalbini okuyacaksınız. "Sırtımda bir Amerikan bayrağı ve kaskımda Teksas yıldızıyla 100 yaşımda, bisikletle çığlık çığlığa bağırarak saatte 120 kilometre hızla Alpler'den indikten sonra ölmek isterim. On çocuğum ve onların bile eskitemediği karım beni alkışlarken varış çizgisini son bir kez daha geçmek ve sonra, o bir zamanlar beklediğim dokunaklı ölümümle mükemmel şekilde çelişircesine meşhur Franız ayçiçeklerinin bulunduğu bir tarlada yere uzanıp gururla son nefesimi vermek isterim..."

KANSER NASIL BİR ŞEYDİ?
İşte Armstrong böyle bir son düşünüyordu kendisi için. Ama kanser hayatını bir anda değiştirecekti, hissettiklerini de... Ünlü bisikletçinin kanseri nasıl tanımladığına gelince, doğrusu epey ilginç... "...Hep ansızın ölürsem; bunun dört tekerlekli Dodge'uyla beni tepe taklak hendeğe yuvarlayacak bir çiftçi yüzünden olacağını düşünmüşümdür. Bu gerçek olabilir, inanın bana. Bisikletçiler büyük kamyonlu adamlarla sürekli bir savaş içindedirler. Bana da çarptılar, hem de birçok kereler, birçok ülkede, birçok defa... Kendi kendime dikiş atmayı bile öğrendim; tüm ihtiyacınız bir tırmak makası ve dayanıklılık. Yarış kıyafetimin altındaki vücudumu görseniz, neden bahsettiğimi anlardınız. Her iki kolum ve bacaklarım yara izleriyle dolu... Bir dakika önce otobanda giderken bir sonraki dakika küt diye kendinizi yüzükoyun ve toza batmış bir durumda yerde bulursunuz. Sıcak bir hava dalgası yüzünüze çarpar, yakıcı ve yağlı egsozun tadı ağzınızdadır ve tüm yapabileceğiniz, uzaklaşan stop lambalarına doğru yumruğunuzu sallamaktır. Kanser de işte böyleydi. Tıpkı bir kamyonun sizi yoldan atması gibi ve şu an bunu kanıtlayacak yara izlerim de var. Kalbimin tam üstünde, göğsümün yukarı tarafında sondanın yerleştirildiği buruşuk bir yara mevcut. Kasığımın sağ tarafından uyluğumun üstüne kadar kesip testislerimi çıkardıkları yerde bir ameliyat çizgisi uzanıyor. Ama esas ödülüm, kafatasımdaki, bir atın ardı ardına bıraktığı çifte izlerine benzeyen iki derin yarım ay şekli. Bunlar beyin ameliyatlarından geriye kalanlar..."

BELGİN ÇOBAN

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Eren'in ölümü kaza kimsenin suçu yok
 Rebel Moves'tan ilk albüm
 Örtülü seksilik ve mütevazı kadınsılık
 Uzayda romantik bir Türk markası
 Sağlıklı gözlük satıyor
 Sahiller dalgalanıyor
 Hem 'Sex and the City' kadınları gibiyiz hem de çok farklıyız
 Aşkın adasında!
 Akrep'in düşleri geleceği anlatır
 Olimpiyat katliamı yeniden yaşanacak
 Trajik olaya insani boyut
 Tanınmaz haldeler
AYŞE ÖZYILMAZEL
Şampanyanın 'light'ı var, ya rakının?
Kolanın, gazozun,...
HAKAN & UTKU
Mikro-Maceralar Dizisi No:3
Her sene sabırla palamut...
AYŞE TÜTER
Piliçli rezene
Etleri yağ ile, renkleri değişene kadar...
10 dakika içinde gözlüksüz hayat
10 dakika içinde gözlüksüz hayat
Lazerle göztedavisi, teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık...
Koç'un yeni teknesi süper
Koç'un yeni teknesi süper
Babası Rahmi Koç gibi denize sevdalı olan Mustafa Koç'un,...
Filme başlıyor
Filme başlıyor
Yeşim Salkım'ın, atv için çekilen "İşte Böyle Bir Şey" adlı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.