Örtülü seksilik ve mütevazı kadınsılık
Sanırım yazın en sıcak günlerini yaşıyoruz ve bir çoğumuzun aklında tatil, deniz, yaşadığımız şehir yaşamından, trafiğinden, iş streslerinden uzaklaşmak var... Mağazaların bir kısmı tam ucuzlukların ortasında veya bitiminde... Ve yazın bu sıcak günlerinin tam ortasında önümüzdeki sonbahar- kış sezonunun kıyafetleri, aksesuvarları raflarda yerini almaya başladı bile.
SEZONUN İPUÇLARI Moda sayfalarında, dergilerinde kış sezonunun ana temaları, trendleri, ilk ipuçları yer almaya başladı. Sezonun en sıcak günlerinde kış modasına dair fikirlerimi, izlenimlerimi paylaşmanın ne derece doğru olduğunu düşünsem de, yazmaya karar verdim! Çünkü kış koleksiyonlarını incelerken fark ettiğim, gözlemlediğim bazı şeyler yazımın içeriğini farklı yerlere çekmeye başladı ve değinmek istediğim senenin ilk izlenimleri, renkleri ve dokuları öne çıkan parçaları daha başka şekillendi. Karl Lagerfeld bir keresinde "moda kendi yarattığını yok etmektir" demişti. Söylemek istediği olumsuz bir yok edicilik değildi tabii ki. Bir sezon yarattığını diğer bir sezon "out" diye yorumlamak, onun yerine daha iyisini, daha yenisini tasarlamak, sunmak... Modanın kendi içindeki hızını, bir tasarımcının kendi ile olan yarışını tarif ediyordu. Önümüzdeki sonbahar-kış koleksiyonlarını incelerken de bir anda yaşadığımız dönemin modasını 90 ve 80'ler ile hatta daha da yakın bir beş sene öncesi ile kıyaslamaya, farklılıkları düşünmeye başladım. Ve Lagerfeld'in bu sözü aklıma geldi. 80'lerin disco yılları, vatkalı ceketleri, renkliliği, 90'ların dekolteli ve transparan kadınsılığı aklımdan geçti.
ETNİK YORUMLAR Şimdi ise 21'inci yüzyılın ilk yılları, 2000'li yıllar ve geçmiş yüzyılın yeni yorumları, nostaljisi, kültürlerin birleşmesi, etkilenmesi ve etnik yorumlar günümüz modasını etkiliyor. Derin dekolteler, transparanlık, provokatif tavırlar, ön planda olan kadınsılık, yerini zamanla daha gizli, daha örtülü bir seksiliğe, daha mütevazı, daha yumuşak bir kadınsılığa bıraktı. Kabarık etekler, Grace Kelly ceketler, detay çalışılmış beyaz gömlekler, oversize kazaklarla kombin edilmiş dar pantolonlar, kalın topuklu ve platformlu ayakkabılar, tamamen kapalı siyah üste oturan elbiseler, görünmeyen makyajlar, 60'lar, 50'ler...
YENİDEN KEŞFETMEK Bir tasarımcı olarak moda ile ilgili en sevdiğim noktalardan biri ise bu sanırım. Tarzınız, stiliniz ve prensipleriniz çerçevesinde her zaman yenilikçi, yeniden keşfedici olma gereği. Kimilerine göre sadece kıyafetler, estetik, kumaşlar, renkler gibi görünen modanın aslında yaşamdaki her şeyle iç içe durabiliyor olmasıdır. İncelediğiniz, düşündüğünüz zaman moda yaşanan dönemleri, değişimleri, politikaları, savaşları, teknolojileri, farklı insan kültürlerini ve görüşlerini, sebeplerini, sonuçlarını somutlaştıran hepimizin yaşamını etkileyen veya temsil eden bir olgudur.
KALİTELİ BİR ŞIKLIK İşte 2006 kış modasından bahsetmek, koleksiyonları incelemek isterken aklımdan bunları geçirmeye, yorumlamaya başlamış buldum kendimi. Kendi tarzımda, koleksiyonlarımda her zaman kadınsılığı ve şıklığı, mütevazı ve ölçülü bir şekilde yorumlamaya dikkat ederim. Abartıdan uzak, kaliteli bir şıklığı, doğru oranlamış bir kadınsılığı, kadının kimliğini ön plana çıkaran tasarımlar hazırlamaya çalıştım. Günümüz modasını genel olarak incelediğim zaman ise bu düşüncelerin ön planda olduğunu gördüm ve sizlerle her şeyden önce bunu paylaşmak; önümüzdeki sezona dair renkleri, kumaşları, öne çıkan parçaları yorumlamaya başlamadan, benim kendimce yorumladığım anafikrinden söz etmek istedim.
Dilek Hanif
|