|
|
|
|
|
Kökenleri karışık ama ufku geniş bir serüven
|
|
Senaryosu Luc Besson'a ait yapım, kültürel kökenleri son derece karışık bir avantür filmi olarak karşımıza geliyor. Ama yadsınamaz bir cazibesi de var.
Oldukça şaşırtıcı bir açılış bölümü... Gangsterler arası bir hesaplaşma, ödenmemiş bir borcun "tahsili" için yapılan bir ziyaret ve o sırada, kenarlarda bir yerde köpek gibi kederli bakışları, hırpani kılığı ve boğazındaki garip tasmayla duran ezik bir adamın, tasmanın çıkartılmasıyla birlikte inanılmaz bir hırs ve güçle saldırması, "kötüleri" birer ikişer alt etmesi ve herkesi yere serdikten sonra, yine köpek gibi sanki sahibinin koltuğuna sığınması... Çünkü Danny, çok küçükken yanına girdiği Bart adlı acımasız gangster tarafından bir köpek sadakati ve bir döğüş ustası becerisiyle yetiştirilmiş bir "öldürme makinası"dır. Annesini hayal-meyal hatırlar, hayatı hiç tanımaz: Ne parayı bilir, ne kadınları, ne dışardaki yaşamı... Bir bodrumdaki odasında, patronun emriyle çıkacağı gelecek döğüşe kadar tam bir köpek yaşamı sürer.
DÖRT ÜLKENİN ORTAK YAPIMI Ama birden her şey değişir. Hayatına kör bir piyano tamircisi ve onun kızı gibi gözüküp, aslında karısı olan gencecik bir kadın girer. Danny'yi alır, onun bedenindeki yaralarla birlikte ruhundaki yaraları da tedaviye girişirler. Ama Bart bir kez daha ölümün eşiğinden dönmüştür ve sadık köpeğine kavuşmak için her şeyi yapmaya hazırdır... Son dönemde senaryo yazarlığını ve yapımcılığı, yönetmenliğe tercih eden Luc Besson'un senaryosundan genç Fransız yönetmeni Louis Leterrier'nin kotardığı bu film, kültürel kökenleri son derece karışık bir avantür filmi olarak karşımıza geliyor. Dört ülkenin ortak-yapımı olan bir film için normal... Ama filmin yadsınamaz bir cazibesi var. Jet Li'nin usta bir koreografiyle kotarılmış nefes kesen döğüşlerine meraklı olmayabilirsiniz. Benim gibi... Ancak bu döğüşler, bu kez sağlam bir hikayenin içine çok iyi yerleştirilmiş. Hikaye, karakter irdelemesi ve birer bale gibi hazırlanmış kavga sahnelerinin müthiş uyumuna ve birbiriyle kaynaşmasına şapka çıkarmamak elde değil. Jet Li, incelikli oyunuyla beni etkiledi ve belki Bruce Lee'den beri ilk kez, bir Uzakdoğu döğüşçüsünü ciddiye aldım. Morgan Freeman ve Bob Hoskins gibi iki büyük oyuncunun çok iyi çizilmiş kişilikleri içindeki oyunları da birinci sınıf. Bu kez yazarlıkla yetinen "Derinlik Sarhoşluğu" ve "Beşinci Güç"ün yaratıcısıyla, genç yönetmen Louis Leterrier'nin iyi uyum sağladıkları ve aslında karmakarışık kültürel temelleriyle güven uyandırmayan filmi, evrensel ve insancıl bir tabana oturttukları kesinlikle söylenebilir. Demek ki, kendi türünde ilgiye değer ve sürprizli bir film...
KIR ZİNCİRLERİNİ (Danny the Dog) Yönetmen: Louis Leterrier Senaryo: Luc Besson Görüntü: Pierre Morel Müzik: Massive Attack Oyuncular: Jet Li, Morgan Freeman, Bob Hoskins, K. Condon, S.Adkins Fransa- ABDİngiltere- Hong Kong ortak-yapımı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|