|
|
|
|
|
|
AB müzakere çerçeve belgesini kabul etti
AB Komisyonu, Türkiye'nin ekim ayında başlayacak tam üyelik müzakerelerinin çerçevesini belirleyecek müzakere belgesini kabul etti.
Son dönemde Avrupa'da yükselen sağ partiler ve buna bağlı görüşlerin Türkiye'nin üyelik sürecine etkisi konusundaki soru işaretlerini AB giderdi. AB Komisyonu, Türkiye'nin ekim ayında başlayacak tam üyelik müzakerelerinin çerçevesini belirleyecek müzakere belgesini kabul etti.
Müzakere belgesinde, ''müzakerelerin gidişatının Türkiye'nin kendi yetenekleri ve üyelik için gerekli koşulları karşılamasına bağlı olduğu'' belirtildi.
Belgede, müzakerelerdeki ortak amacın tam üyelik olduğu, ancak bunun 2014'ten önce olmayacağı da vurgulandı. Komisyon sözcüsü, belgenin küçük değişikliklerle kabul edildiğini söyledi.
REHN: 'AB SÖZLERİNİ TUTACAK'
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn'in, istikrarlı ve demokratik bir Türkiye'ye ihtiyacı olan AB'nin sözlerini tutacağını ve bunun kendi menfaati icabı olduğunu söyledi.
Rehn, AB Komisyonu'nun, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin çerçevesini belirleyecek belgeyi onaylamasının ardından düzenlediği basın toplantısında, AB Komisyonu'nun önerdiği müzakere çerçeve belgesinin 3 Ekim tarihinden önce AB üyesi 25 ülke tarafından onaylanması gerektiğini hatırlatarak, bu onay sürecinde bir aksaklık çıkacağını tahmin etmediğini açıkladı.
Olli Rehn, Türkiye ile müzakere sürecinin uzun ve zorlu olacağını, 2014'den önce sonuçlanmasının düşünülemeyeceğini, bu süreçte aksama olması halinde Türkiye'yi Avrupa'ya güçlü bağlarla bağlı tutacak yöntemlerin düşünüleceğini söyledi.
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, istikrarlı ve demokratik bir Türkiye'ye ihtilacı olan AB'nin sözlerini tutacağını, bunun kendi menfaati icabı olduğunu kaydetti.
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, AB'nin Türkiye konusunda verdiği kararlardan dönmeyeceğini, sözlerini tutacağını belirterek, 3 Ekimde başlayacak tam üyelik müzakerelerinde ana hedefin ''tam üyelik'' olacağını belirtti.
"HARARETLİ TARTIŞMALAR YAŞANDI"
AB Komisyonu'nda, bugün belgenin onaylanması sırasında cereyan eden ''siyasi tartışmaların'' çok ''hararetli' geçtiğini belirten Rehn, bu tartışmaların ayrıntıları hakkında bilgi vermedi, ancak bazı üyelerin ''imtiyazlı ortaklık'' önerisi üzerinde durduklarını teyit etti.
AB'nin yürütme organı olan Komisyon'un, karar organı Konsey'den aldığı talimat üzerine, Müzakere Katılım Belgesi'ni oluşturduğunu ve bu belgenin en geç 3 Ekime kadar üye ülkeler tarafından onaylanması gerektiğini ifade eden Rehn, AB üyesi ülkelerin geçen aralık ve haziran aylarındaki zirvelerde belirledikleri tavırlardan ve aldıkları kararlardan döneceklerini düşünmediğini kaydetti.
AB ülkelerinde ve Türkiye'de vatandaşların Türkiye'nin katılımı konusundaki gelişmeleri çok yakından izlediklerini söyleyen Rehn, kamuoylarının bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi unsurunun önemine işaret ederek sivil toplum kuruluşlarının bu alanda diyalog katkılarının beklendiğini anlattı.
Türkiye'nin ''çok katı koşulları'' yerine getirmesi çerçevesinde katılım müzakerelerinin 3 Ekimde başlayacağını, ''çok zorlu ve uzun bir sürecin'' söz konusu olacağını, AB bütçesi çerçevesinde 2014'ten önce katılım öngörülemeyeceğini belirten Rehn, AB'nin daha önceki genişleme deneyimlerini değerlendirdiğini ifade ederek, artık verilen sözlerden ziyade uygulamanın önemli olacağını söyledi.
Müzakerelerin sonucunun garanti edilmediğini, bu müzakerelerin Komisyon önerisi veya üye ülkelerin üçte birinin talebi üzerine, Konsey tarafından askıya alınması olasılığı bulunduğunu belirten Rehn,istikrarlı ve demokratik bir Türkiye'ye ihtiyacı olan AB'nin sözlerini tutmasının kendi menfaati icabı olduğunu kaydetti.
Müzakere sürecinin, müzakere sonucu kadar önemli olduğunu söyleyen Rehn, bu süreçte Türkiye'ye Kopenhag kriterlerine tam uyum ve reformları uygulama şansı verileceğini, hedefin tam üyelik olduğunu, ancak bu sonucun garanti edilemeyeceğini ifade etti.
AB'nin Türkiye gibi büyük bir ülkeyi bünyesine alma yeteneği konusunda bir soruyu yanıtlayan Rehn, bu katılımın bugün veya yarın değil, uzun bir süre sonra gerçekleşeceğini, AB'nin o zamana kadar yapısal ve bütçe sorunlarını aşması, hazım yeteneklerini geliştirmesi gerekeceğini belirtti.
MÜZAKERELER 35 BAŞLIK ALTINDA
Türkiye'nin, gümrük birliği anlaşmasını AB'ye yeni katılan 10 üyeye uyarlaması çerçevesinde Ankara Antlaşması'nın ek protokolünü gelecek haftalarda imzalamasının, Kıbrıs Rum kesimiyle ilişkilerini geliştirmeyi sürdürmesinin, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda katkılarına ve yapıcı tavrına devam etmesinin, iyi komşuluk ilişkilerine uygun davranmasının önemine değinen Rehn, katılım müzakerelerinin 35 başlık altında ve aşamalı olarak gerçekleşeceğini belirtti.
Rehn, bir soru üzerine, müzakere takviminde değişiklik olmayacağını, AB üyesi ülkelerin daha önce verdikleri sözlere ve aldıkları kararlara uymamaları için bir neden görmediğini, ancak bazı üye ülkelerde imtiyazlı ortaklık önerisinin tartışıldığını ve bu tartışmanın gelecek ay ve yıllarda gündemde kalacağının görüldüğünü ifade etti.
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, katılım müzakerelerinin Hükümetler arası Konferans çerçevesinde, ''25 artı 1'' formülüyle gerçekleşeceğini ve son sözü Komisyon'un değil, AB üyesi devletlerin söyleyeceğini hatırlattı.
OLLİ REHN'İN BASIN TOPLANTISINDAN:
*AB halkları ile Aday ülkelerin halkları arasında bir diyalog ve iletişim kurulması için bir adım atılması kararı aldık. Bunun için sivil toplum örgütlerinin kaynaşmasını sağlayacak çalışmalarda bulunacak bir ekip çalışacak.
*Türkiye'nin güçlü bir şekilde AB'ye bağlanması ana hedefimiz
*AB, Türkiye'ye tamamlaması için iki mevzuat öne sürmüştü
1- İnsan hakları gibi bazı AB kriterleri, ki bunun Haziran raporunda yerine getirildiği görülüyor
2- İmzalaması için "Gümrük Birliği Ek Protokolü", bu da önümüzdeki günlerde olmasa da haftalarda tamamlanacak.
*Mevcut çerçeve belgesi, komisyon tarafından konulan en kapsamlı çerçeve belgesi.
*Üyelik askıya alınabilir. Ama bunun için çok ciddi ihlaller in olması gerekli. Mesela İnsan hakları vs gibi.. (Bu karar Komisyonun teklifi ile ya da AB'nin böyle bir karar almasıyla sağlanabilir... )
*Bu ucu açık bir süreç sonunda üyelik garantisi yok... Ancak, Türkiye bütün kriterleri yerine getirmesse Türkiye'nin bağının kopmaması sağlanacak.
*AB'nin genişleme kapasitesi için zengin bir Türkiye'nin AB'ye katılımı çok önemli.
*Türkiye'nin komşularıyla iyi ilişkiler içinde olmasını bekliyoruz.
*İmtiyazlı ortaklık konusu gündeme geldi.
*Türkiye sorunlarını çözmezse sorun yaşar.
|
|
|
|
|
|
|
|
|