|
|
|
|
|
|
Çizgi film gibi izliyor markaları seçiyorlar
Çizgi film gibi reklam izlemeyi seviyorlar. Araştırmalara göre anne babalarından üç kat daha fazla reklamdan etkileniyor, seçtikleri markalara yüzde 40 daha fazla sadık kalıyorlar. Ve bu sadakatle alışverişe çıkıyorlar.
Reklam ve pazarlama sektörünün yeni hedefi; çocuklar. Reklamcılar, çocuk gibi düşünebilmek için yeni fikirler peşinde koşuyor. Çünkü tüketimde modayı çocuklar belirliyor. Ve artık yalnızca çocuk ürünlerinde değil, araba hatta beyaz eşya reklamlarında da başrol çocukların... Türkiye'de bu yaş grubuna yönelik harcama toplamı yılda yaklaşık 8 milyar doları buluyor: 2.5 milyar dolar eğitime, 1.5 milyar dolar kıyafete, 1.5 milyar dolar odalarına, 1 milyar dolar sağlığa, 0.2 milyar dolar oyuncağa ve 1.3 milyar dolar da diğer tüm harcamalara gidiyor. Üstelik bu rakamlara harçlık giderleri dahil değil.
80 BİN ÇOCUK AÇIKLADI Büyük bir maddi gücü elinde bulunduran büyükşehir çocukları, reklamlarla oyun oynamayı doğar doğmaz öğreniyor. Millward Brown'ın Türkiye de dahil dünyadaki 80 bin çocuk üzerinde yaptığı araştırma sonuçları gösterdi ki; tüm dünyada çocuklarının reklamlara verdiği tepkiler ortak. Çünkü çocuklar reklamları anne babalarından daha farklı şekilde algılıyor, çok daha uzun süre hatırlayabiliyor. Bir yetişkin 56 ay gibi bir süre sonra izlediği bir reklamı unuturken, çocuklar iki kat daha etkin bir şekilde reklamı daha uzun süre akıllarında tutabiliyor. Araştırma sonucuna göre, çocuklar bir reklamı izledikten sonra pek çok detayı hatırlayabiliyor; yetişkinler ise sadece ana fikri kavrayabiliyor. Çocuklar reklamı daha dikkatli izlediklerinden, reklamın 'yaratıcı fikri' beklenmedik detaylarda karşımıza çıkabiliyor: Bir gülüş, bir kelime ya da bir bakış! Yine araştırma sonucuna göre; annelerin sadece yüzde 27'si, çocukların ise yüzde 70'i reklam izlemekten hoşlanıyor. Ayrıca çocuk doğasından kaynaklanan 'merak', çocukların, yetişkinlere göre önyargısız olarak ürüne yaklaşmasına neden oluyor.
TRENDLERİ BELİRLİYORLAR Reklamların müzikleri de çocuklar da yetişkinlere oranla daha etkili oluyor. Konuşma şekli ve ses tonu da aynı oranda önem kazanıyor. Bu arada çocuklar da kendi aralarında yaş gruplarına ayrıldığında; 10 yaş altındakilerin daha direkt ve sade reklamları algıladığı, 10 yaş üzerindekilerin ise çıkarımlar yapabildikleri görülüyor. Yine 10 yaşından küçük çocukların fantezi, macera ve net mesajlara ilgi gösterdikleri, 10 yaşından büyüklerin ise trendleri belirleyen ve daha yaratıcı reklamlarla ilgili oldukları belirleniyor. Öte yandan çocuk ve yetişkinlerin reklama yaklaşımları arasında benzer tepkileri de yok değil. Hem yetişkinler hem de çocuklar, başarılı ve başarısız reklamları birbirinden ayırt etme konusunda aynı derecede başarılı. Satış noktasına gelen bir çocuk ve yetişkin için reklamın hatırlanması ise aynı derecede önem kazanıyor.
Esra TÜZÜN
|
|
|
|
|
|
|
|
|