|
Aşkından Tarzan oldu
|
|
Talip Kavalcı 34 yıldır aşk acısıyla geldiği Durusu Gölü kenarında suyu, elektriği olmayan kulübede yaşıyor.
Dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul'da çok farklı tarzlarda yaşamı görmek mümkün. Buna rağmen, Durusu Gölü kenarında yaşayan bir kişi var ki, şaşırmamak imkansız. Durusu'nun yerleşim birimlerinden hayli uzak bir kıyısına yerleşen. Muttalip Talip Kavalcı adlı 62 yaşındaki bu şehir kaçkınını hayata bağlayan ise 20'nin üzerindeki değişik cins ve yaşlardaki köpekleri... Hayatla bağlantısı pilli bir radyodan ibaret olan Kavalcı'nın günü sabahları balık avlayıp, onları pişirip soğuttuktan sonra köpeklerini beslemekle geçiyor. İstanbul'da ağabeyi ve kardeşi, Durusu'ya yakın bir köyde de annesi yaşadığı halde insanlardan ve medeniyetten uzak bir yaşamı seçen Kavalcı'yı çevredekiler "Tarzan" olarak tanıyor. Tarzan'ı bu seçime zorlayan ise aşk acısı... Muttalip Talip Kavalcı, köyün en zengin ailesinin oğluymuş. Köyden bir kıza aşık olmuş. Kız da ona karşı ilgisiz değilmiş, hatta buluşup konuşuyorlarmış. Kavalcı, ailesini alıp kızı istemeye gitmiş ama kızın dayıları bu evliliğe karşı çıkmış. Aşk acısını kalbine gömen Kavalcı, kendini alkole vermiş. Neredeyse ayık olduğu bir saat bile yokmuş. Birgün ceketini alıp evden çıkmış ve Durusu Gölü'nün kenarında bir çadırda yaşamaya başlamış. O gün bugündür arkasında orman, önünde göl, yanında köpekleri, her türlü doğa şartlarına göğüs gererek yaşamını sürdürüyor. İçinde aşk uğruna bu hallere düşmenin pişmanlığı var ama yine de şu andaki yaşamından mutlu... Talip Kavalıcı'yı Tarzan yapan kadını soruyoruz. "Hacer köyde (Yassıköy) yaşıyor. Evlendi, 28 yaşında bir çocuğu var. Ara sıra annemi görmeye köye gidiyorum, onunla karşılaşıyoruz. Beni görünce ya komşuya kaçıyor ya gerisi geriye gidiyor. Yüzüme bakamıyor" diyor. Peki gördüğünde neler hissediyor, üzülüyor mu? "Üzülmüyorum. O kadar parayı batırdık bir kız yüzünden, pişman oldum ama iş işten geçti, ne yapayım, böyle mutluyum."
KÖPEKLERİ BALIKLA BESLİYOR Durusu Tarzanı sabah hava aydınlanınca kalkıyor, hava kararınca da yatıyormuş. Gün boyu neler yaptığını şöyle anlatıyor: "Sabah kalkıp önce çay demliyorum, sonra köpeklerimi doyurmak için balık avlıyorum. Hava kararınca da kafayı vurup yatıyorum." Tarzan'ın kulübesinde elektrik yok, suyu gölden kullanıyor. Kışın kulübenin içindeki sobayla ısınıyor, "Burada odun bol, dolduruyorum sobayı. Köpekler benden önce sobanın yanına oturuyorlar." Talip Kavalcı'da balıkçılığın yanı sıra bir de balcılık var. Tamamen doğal şartlarda bal üretimi de yapıyor. Balların özel müşterileri bile varmış. Ama üç-beş kovanı olduğu için çok az üretebiliyor.
Şerif Ercan
|