'Herkes işine baksın'
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, ''Türkiye'de hala ekonomi politikalarımızdan kuşku duyanlar varsa, bu tedirginliği artık bir an önce bırakmalarını kendilerine şiddetle tavsiye ediyorum. Herkes artık rahatça kendine işine baksın'' dedi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi toplantısında konuşan Babacan, istişare kelimesinin çok önemli olduğunu, hükümetlerle iş dünyası, sivil toplum örgütleri arasında yoğun sürdürülmesi gereken bir kavram olduğunu söyledi.
Özellikle son yıllarda Türkiye'nin kelimenin tam anlamıyla sessiz bir devrim yaşadığını ifade eden Babacan, Türkiye'nin özellikle 17 Aralık tarihinden sonra ve yeni ekonomik programlarla beraber yepyeni bir ortama girdiğini kaydetti. Babacan, ''2000-2001 krizlerinin artık etkileri tamamen bitmiş durumda. Artık Türkiye normal bir dönemdedir. İşlerin rayına girdiği, önünde yepyeni bir ufuk olan, somut bir AB vizyonu olan, çok tutarlı, güçlü bir ekonomik program uygulamaya başlayan bir ülke var artık'' dedi.
Geçtiğimiz yıllarda siyasi ve ekonomik alanda reformlar yapıldığını anlatan Babacan, Türkiye'de artık yepyeni bir siyasi anlayış, siyasi kültür bulunduğunu belirtti.
Ekonominin nabzını tutarken de bunu sadece masanın üzerindeki ekranlarda değil, çarşıda, pazarda, fabrikalarda, halkın arasında ölçtüklerini, özlemlediklerini dile getiren Babacan, ''Tüm eleştiri ve önerileri dikkate alıyoruz ve bunları mutlaka politikalarımıza yansıtıyoruz. Çok şükür toplum da bizim samimi çabalarımızı görüyor. Yaptığımız fedakarlığın da, gösterdiğimiz sabrın da boş olmadığını anlıyoruz ve halkımızın desteği de artarak devam ediyor'' diye konuştu.
Bu yaklaşımdan, tavırdan vazgeçmeye ya da taviz vermeye niyetleri olmadığını söyleyen Babacan, şunları kaydetti: 'Ben sanmıyorum, ancak Türkiye'de hala ekonomi politikalarımızdan kuşku duyan varsa bu tedirginliği artık bir an önce bırakmalarını kendilerine şiddetle tavsiye ediyorum. Herkes artık rahatça kendi işine baksın. Bizim hedeflerimiz çok net ve şeffaf. Kararlılığımız, disiplinimiz ve sorun çözme arzumuz da ilk günkü gibi dipdiri. Politikalarımızda bir değişiklik, sapma, gevşeme ve rehavet bekleyenler eğer hala varsa lütfen boşuna beklemesinler.''
''TARİHİ FIRSATI GÖLGELEMEMELİYİZ''
''Ekonomide hala kırılganlık var'' diye sık sık kırılganlık kavramının kullanıldığına işaret eden Bakan Babacan, şöyle konuştu:
''Biz Türkiye'nin tüm ekonomik sorunlarını çözme iddiasında değiliz. Tüm ekonomik sorunlarını çözmüş olduğumuzun iddiasında değiliz. Daha çözecek sorunlarımız var. Bu doğru, ancak ortaya koyduğumuz politikaları kararlılıkla, azimle uyguladığımız sürece bu sorunlar da tek tek çözülecektir.
Ekonomideki herhangi bir zafiyetten, kırılganlıktan, olası risklerden çok sık bahsetmenin, çok sık dile getirmek, bunun bir tehlike, risk anlamı olduğunu fazlaca vurgulamanın son derece sakıncalı olduğunu düşünüyorum.
Bunları tabii ki konuşuruz, tartışırız. Ancak sürekli tehdit, sürekli bir risk olgusunu ön planda tutmak en başta sanayicilerimize, işadamlarımıza, ekonomimize zarar verecek. Eğer uyguladığımız politikalar bu sorunların giderilmesi konusunda doğru politikalarsa artık sorunlardan değil, çözümlerden bahsetmemiz gerek.''
Babacan, asla ve asla ne halkın ne işadamlarının moralinin bozulmasına izin vermemek gerektiğini, moral faktörünün ekonomide çok önemli olduğunu söyledi.Babacan, ''Eğer moraller iyiyse yatırımlar devam eder. Halkımız günlük yaşantısına, tüketimine, harcamasına devam eder. Asla ve asla Türkiye'nin yakalamış olduğu bu tarihi fırsatı yersiz endişelerle gölgelememeliyiz. Şu tartışılabilir, Türkiye'nin uyguladığı bu ekonomik program Türkiye için doğru mudur, değil midir. Ancak fazlaca bir tehdit, kırılganlık olgusu son derece riskli. Hele hele iş dünyamızın bu konuda gerçekten çok çok hassas olması gerekiyor'' dedi.
2.5 yıldır hiçbir politikalarından taviz vermediklerini, ne hedeflendiyse tutturduklarını belirten Babacan, bu politikaların uygulanmasındaki sürekliliğin, tutarlılığın son derece önemli olduğunu ve güvenin böyle oluştuğunu kaydetti. Babacan, ''Biz politikalar ortaya koyup uyguladıkça, hedefleri tutturdukça, Türkiye'de güven ortamı hızla sağlamlaşıyor'' dedi.
Güvenin işadamının da en büyük sermayesi olduğunu, kendisine güven duyulamayan bir işadamının kapasitesinin, cebindeki, bankadaki parası ile sınırlı olduğunu, güven sağlamış işadamı için sermaye, kaynak sorunu bulunmadığını anlatan Babacan, siyasette de bunun tamamen aynı olduğunu, güven bulunduğu sürece işlerin çok kolaylaştığını kaydetti.
(AA)
|