|
|
|
|
|
|
'Şarkılarımı çalmasınlar diye albüm yapıyorum
Yıldız Tilbe'nin 'Papatya Baharı' isimli yeni albümü çıktı. Erol Köse Production'dan çıkan albümüne 18 şarkı sığdıran şarkıcı, her yıl yeni şarkılarıyla dinleyici karşısına çıkma nedenini ilginç bir şekilde açıklıyor: Aynı şarkıları söyleyip durmaktan sıkılıyorum. Bir de yeni şarkılarımı sahneden okuyunca çalıyorlar, sahiplenmek için albüm yapıyorum da denebilir.
* 10 yılda 10 albüm yaptınız, sizin 'yüzüm eskir' kaygınız olmadı mı? Ben öyle bir şeye inanmıyorum. İşim bu benim... O kaygıyı taşıyanlara sormak lazım sebebini ben bilmiyorum.
* 'Papatya Baharı' nasıl bir albüm oldu? Uzun, 18 şarkılık bir albüm oldu. Şarkılarımızın birçoğu zaten hazırdı. Yeni şirketimiz Erol Köse ile çıkarttık albümü.
* Neden Avrupa Müzik'ten, Erol Köse Production'a geçtiniz? Yeniliğe ihtiyacım vardı. Orayla olan mukavelem bitmişti zaten. Erol Köse çok profesyonel. Benim için tek sebebi o. Erol bu işi severek yapıyor. O da benim gibi 'takık' bu işe.
* Mukaveleniz bitmediği için eski şirketinizin sizi dava edeceği şeklinde haberler doğru mu? Boş verelim bunları, öyle bir şey yok zaten. Yeni şeylerden bahsedelim. Geriye dönmek istemiyorum, arkaya bakmak istemiyorum.
* Siz bu kadar çok şarkıyı nasıl yapıyorsunuz? Şoförün araba kullanması gibi bir şey. Ben de öyle şarkı yapıyorum. Benim işim bu olduğu için nasılın cevabı yok. İşim bu.
* Tamamen iş olarak görüyorsunuz yani bunu. Benim şarkı yapmam, para kazanmam lazım, deyip oturuyorsunuz öyle mi? Evet benim işim bu. Bu şekilde oturup şarkı yapıyorum.
* Bu biraz da duygu işi, bir şey hissetmeniz gerekmiyor mu, nereden besleniyorsunuz? Hayattan besleniyorum ben. Her şey etkiliyor beni. Sevdiklerim, mesleğim, beni etkiliyor. Yaşadığım sürece ben bu işi yapacağım.
* Nota bilmeden nasıl oluyor peki, kendinizce yöntemleriniz mi var? Nay nay nom diye melodiyi bulup, teybe kaydediyorum. Söz yazıyorum üzerine. Sonra bunlar düzenleniyor. Albümlere giriyor.
* Şarkı piyasasının aranan ismi olduğunuz konuşuluyor. Şarkı satarak çok para kazanıyor musunuz? Yok ben şarkılarımdan çok para kazanmadım şimdiye kadar. Başında şarkıyı verirken kazandığımla kalıyor genellikle. Çünkü ülkemizde telif hakları tam olarak hak sahibine verilmiyor. Yasalarımız henüz üreten sanatçıyı koruma noktasında değil. Ben ne kazanırsam konserlerden kazanıyorum. Biz birçok televizyon programına katılamıyoruz. Çünkü telif ödemiyorlar. Yasa olduğu halde bazıları ödememekte direniyor. Başkaları tamamen benim şarkılarımı söyleyerek sahnede program yapıyor. Üretkenliğin devam etmesi için hakların korunması lazım.
* Söylediğiniz şarkıların hepsinde sizin imzanız var, yarışta bu bir avantaj sağlıyor mu? Ne söylemek istiyorsam onu yapıyorum. Bu benim için bir lüks. Biri çıksa da benim için şöyle bir şarkı yapsa diye beklentim yok. Ben yarış olarak bakmıyorum buna. Başarı için bence avantaj sağlıyor, diyebilirim. Bir işi profesyonel olarak yapmak daha iyi. Tam donanımlı olarak iş yapmak benimkisi.
* Şehir hayatını bırakıp çiftlikte yaşayacağınızı söylemiştiniz, vaz mı geçtiniz? Hayır bir gün bırakıp gideceğim. Zaten şimdi de gidip geliyorum. Bir çiftlik evim var Kuşadası'nda. Birkaç yıl daha bu işi yapmayı düşünüyorum. Sonu yok çünkü. Özlersem de çıkar şarkı söylerim. Her yıl bir kaset değil de 5 yılda bir kaset yapabilirim.
* Siz bu işi bir an evvel bırakmak için mi her yıl kaset yapıyorsunuz? Öyle denk geliyor. Bir de aynı şarkıları söyleyip durmaktan sıkılıyorum. Baktım şarkılardan bıkmışım hemen yeni albüm yapmam lazım. Çünkü yeni şarkıları da sahneden söylemek olmuyor. Sahneden çalıyorlar sonra. Bir anlamda şarkıları sahiplenmek için albüm yapıyorum da denebilir. Bana kalsa albüm yapmayacağım. Şarkıları söyleyeceğim gidecek.
* Şarkısından sıkılan ilk sanatçı olabilirsiniz! Evet olabilir ama ne yapayım... Siz her gün aynı konuyu yazabilir misiniz, ben de sıkılıyorum, yeni şeyler söylemeye ihtiyaç duyuyorum.
*** * Türkiye'de sesine hayran olduğum bir sürü sanatçı var. Repertuvar seçimleri yanlış. Kötü şarkıları söylüyorlar. Şarkı bulamadıkları için mi bilmiyorum artık... Arabeskçi pop, popçu arabesk söylüyor. Herkes birbirinin elbisesini giyiyor; ya büyük geliyor o zaman da ya küçük geliyor. Rockçılar da arabesk söylüyor. * Herkes gibi dans edemiyorum ne yapayım. Bende böyle. Bir dans öğrenmek için çaba harcamıyorum. İçimden geldiği dansı ediyorum. Zaten öyle olması gerekmez mi? Bir Amerikalı, bir zenci gibi dans edemem. Ama kendim gibi dans edebilirim. * Yurtdışına açılmaya hiç ihtiyaç duymadım. Ben buranın şarkılarını söylemekten burada olmaktan mutluyum.
BÜLENT İPEK MAGAZİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|