Abdüllatif Şener'in finansta yabancı payının yüzde 20 ile sınırlandırılması önerisi taraftar bulmadı. Bankacılar, "Kanunla kısıtlama olmaz" diyor.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in bankacılıkta yabancı payının yüzde 20 ile sınırlandırılması önerisine bankacılar sıcak bakmıyor. Bankacılık sektöründe yabancı sermaye girişi konusunda sınırlama olmaması gerektiğine işaret eden Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, "Son Yapı Kredi ve TEB ortaklıklarıyla bankacılık sektöründe yabancı payı yüzde 10 seviyelerine geldi. Belki bankacılık sektöründe yabancı sermayenin Çek Cumhuriyeti ve Polonya'da olduğu gibi yüzde 80-90'lara ulaşması yanlıştır. Ama şu anda düşük olduğumuz bir seviyede kısıtlamaları yanlış görüyorum" dedi. Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş de sınır getirilmesinin doğru olmayacağı görüşünde. "Gündemdeki satışlar gerçekleşse bile yabancıların varlığı üçte birin altında kalacaktır. Benim şahsi kanaatim yabancıların varlığının üçte birin üzerine çıkmamasıdır. Bu oran makuldür. Ama bu kuraldır, kanundur diye hiçbir yere yazamazsınız" diyen Ateş, şu anda Denizbank olarak görüştükleri yabancı bir grubun olmadığını söyledi. Ateş, "Bu kasabaya kim gelirse, kızımız güzel bizi de görmeye gelir" diyerek yoğun bir ilgi gördüklerinin altını çizdi.
'ÇOK SOPA YEDİK' Türkiye'deki bankacılığın dünyanın bir çok ülkesinden üstün olduğunu ifade eden Ateş, bir gazetecinin "Peki neden bankalarını satmak istiyorlar?"sorusunu da şöyle yanıtladı: "Bankacılık sermayedarı o kadar çok sopa yedi ki bu ülkede, o kadar çok tu kaka edildi ki ulusal bankacılık ekonomide her ne kadar bizim ana noktalarımızdan biri de olsa, ne siyasetçi ne de halk anladı bunu. İyisi, kötüsü hepsi bir sepete kondu ve adı hortumcuya çıktı. Hissedarın şevki manen öldü. Bu ülkede yabancı bankalar gidip otel odalarında mevduat toplayıp kredi verebiliyor. Bize olağanüstü sınırlamalar var.Hissedar bu işten para kazanmalı ki, güvenliğini bu sektörde görebilmeli ki üstüne para koysun. Hazır böyle büyük bir ilgi de varken öyle zannediyorum ki (satsak da bu işten bir elimizi yıkasak) falan diye düşünüyor olabilir.''