Bilderberg Toplantıları
Bir beyin fırtınası olan Bilderberg Toplantıları 1954 yılından bu yana sürüyor. Bu toplantılara 4 kez katıldım. Son derecede zevkli, öğretici ve kalitesi yüksek toplantılardı. Türkiye'de bu toplantılar her nedense garip karşılandı. Toplantılara gidemeyenler, konular hakkında bilgi derinliğine sahip olmayanlar ve bu tür beyin fırtınalarına katkı yapabilme yeteneği kısıtlı kişiler Bilderberg'e çeşitli sıfatlar yakıştırdılar, komplo teorileri ürettiler. Tutanaklarının yakıldığından ve siyonist etkilerden başlayarak, tarikat benzetmesine kadar ne varsa sıraladılar. Hatta buraya 4 kez katılmama bir anlam veremeyenler, TBMM komisyonlarında, 2001 krizini çıkartmam için benim bunlardan emir aldığım şeklinde saçmalıkları bile dile getirebildiler. Aslında uluslararası düzeyde Bilderberg toplantılarına benzer bir çok sivil toplum örgütü var. Örneğin, Euro 50, Trilateral gibi ismini bile bilmediğimiz bir çok grup bir araya gelip çeşitli konuları görüşür, beyin fırtınası yaparlar. Bilderberg de bunlardan bir tanesidir. 40 yıl önce kurulmuş olması, yürütme kurulunun güçlü isimlerden oluşması ve masraflarını kendilerinin karşılaması grubu bugüne kadar getirmiştir. II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa ve Amerika arasındaki ilişkileri ya da ilgilendikleri ortak konuları birlikte konuşmak amacıyla kurulmuştur . Genelde, dış politika ve uluslararası ekonomi konuları gündemin ağırlık noktalarıdır. Bir yıl Amerika, bir yıl ise Avrupa kıtasında toplanılır. 1959 yılında İstanbul Yeşilköy'de de bir toplantısı yapılmıştır. Yürütme kurulu gündemi ve davetlileri belirler. Katılımcıların 1/3'ü Amerika'dan, 2/3'ü ise Avrupa'dandır. Hollanda ve İspanya kraliçeleri yürütme kurulunda görev aldıklarından hemen hemen her toplantıda hazır bulunurlar. Bilderberg'in ülkemizde bu derecede tanınmasına nedeni, kuruluşundan bu yana davetliler arasında Türklerin de yer almasıdır. Türkiye bunu Selahattin Beyazıt'a borçludur. Entelektüel kapasitesi yüksek bir kişi olan Sayın Beyazıt, Bilderberg'in kuruluşuna katılmış ve uzun yıllar yürütme komitesinde görev almıştır. Bunun sonucu Türkiye'den davet edilecekleri de kendisi seçmiştir. Selahattin Bey bu konumda olmasaydı, bu grubun ismini, diğer benzerlerinde olduğu gibi, duymazdık bile. Bilderberg Toplantıları'nın bir formatı vardır. Katılan kişilerin daha açık ve serbest konuşmaları için toplantılarda zabıt tutulmaz. Yani "off the record"tur. Tabii ki kendiniz not tutarsınız. Aslında buna da gerek yoktur. Zira toplantı sonrası birkaç ay içinde tartışılan konuların özeti size gönderilir. Toplantıların basına yansıtılması görevini yürütme komitesi yapar. Bir basın bildirisi hazırlarlar, dağıtırlar. Basın mensuplarından seçilenlerin davet edilmesi de toplantıların bir özelliğidir. Genelde basın kuruluşları sahipleri ve etkili gazeteciler çağırılırlar. Kendilerinden burada konuşulanların kendilerinde kalması, bilgi dağarcıklarına eklenmesi ve yayınlanmaması ricasında bulunulur. Gizlilikten değil, benimsedikleri kurallar çerçevesinde bu böyledir. Bu yıl Türkiye'den davet edilen basın mensubu arkadaşımız bir istisna yaptı, konuşulan konuları yazdı. Kendisi "bir ilki gerçekleştirirken", biz de toplantılarda neler döndüğünü öğrenmiş olduk.
|