Her şey2001 yılında Avrupa Birliği'nin Çin balına ambargo koymasıyla başlıyor aslında. Çünkü Çin bal üretiminde tehlikeli bir antibiyotik kullanmıştı. İşte AB, Çin'den bal almayı bırakınca, Türk bal üreticilerine gün doğar. AB'nin talep ettiği ballar 2002 ile 2004 arası ihraç edilir. Üstelik devlet giden her bir kilo bal için 50 kuruş da teşvik verir. Ancak konuya yakın çevrelerin anlattığına göre, bu balların büyük bir kısmı 'sahte' olduğu için geri gönderilir. İşte bu noktadan sonra da Hazine Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndaki üst düzey bir bürokrat, balları geri gelen firmalardan teşviği geri ister. Firmalar vermek istemez. Şirketlerin Ankara'daki güçlü lobileri, bürokratın işten uzaklaştırılmasına sebep olunca, çileden çıkan bürokrat da balları sahte olan şirketleri geçtiğimiz günlerde deşifre eder. Tarım Bakanlığı ne yazık ki o günlerde hemen böyle bir olayın varlığını kabul etmez. Ancak arıcıların şikâyeti yoğunlaşınca AKP Balıkesir milletvekili Turan Çömez, 8 bal markasını alıp analiz ettirir ve 7'si glikozlu çıkınca, basına açıklama yapar. Ardından da Bakan Sami Güçlü, 42 baldan 22'sinin problemli olduğunu açıklar.