Derhal Bayan Krueger!!!
IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger, "dünya mizah tarihi" ne geçecek konuşmasını yaptı ve ülkesine döndü! Neymiş? "Çalışanlar, 350 milyonla geçinmeye mecburmuş.. Hatta, Türkiye'deki mevcut asgari ücret yüksekmiş!" Yetmedi... "İşten çıkarmaya ilişkin katılıklar kaldırılmalıymış!"
Bilenler bilir, elbette ekonomikfinansal konularda kalem oynatan birisi değilim ama bazen "bir çift kem söz" duyduğumda pekala aklımı oynatabilirim! Ve o kadar aşikar ki Krueger'in konuşmaları akıl oynattıracak cinsten! Evet, Krueger, akıllara durgunluk veren şeyler söylüyor ama bizde "uyarı" olarak algılanıyor! "Eli sopalı hoca" misali, kötek atarak, hatta aşağılayıp alay ederek ahkam kesiyor ama bizde yer yerinden oynamıyor! Şaka yapmıyorum, sahiden yer yerinden oynamalı, Krueger'i tefe çalmalı, arkasından teneke bağlamalı, günlerce gırgır geçmeli, geldiğine pişman etmeli, "git bu işi mektebinde bir daha oku" demeli ancak bizde hiç bir şey olmuyor, bu topraklarda hakettiği tepkiyi görmüyor, bir çift söz dahi edilemiyor ne yazık ki! O da kullarının arasında "büyük lokma yeyip büyük laf eden" imparator temsilcisi(!) misali sözünü bırakıp "gönül rahatlığı"yla ülkesine dönüyor...
Bir daha yazıyorum! IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger... Tek göz gecekondu kirasının dahi 300 milyon olduğu bir ülkeye geliyor, Maliye Bakanı Unakıtan'ın gözlerinin içine baka baka, "ne haliniz varsa görün" dercesine "asgari ücreti düşürün!" diyor ama "asgari ücretliler" dışında tepki gösteren olmuyor... Öyle böyle değil, sorumluluk üstlendiği kurumun önemi gereği, "Krueger bu, ne yapsa yeridir" diye geçiştirilecek, ciddiye alınmayacak bir durum değil .... Ve ülke olarak "kökten" bağlı olduğumuz, yıllardır yatıp kalktığımız, öksürse hapşırdığımız bir kurumun "förstleydi" sinin ağzından çıkıyor bu sözler... Ama.. Sanki topyekun ahali olarak "haklısınız, en kısa zamanda talimatlarınızı yerine getireceğiz" durumuna düşüyoruz!!! Yazık çok yazık... Oysa, ne olmasını beklerdim biliyor musunuz? Mesela, "sokak esprisi"nde mahareti bilinen Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Krueger'i Beyoğlu ve Mahmutpaşa sokaklarına davet edip, hanyayı ve konyayı gösterebilirdi... Ama teklif dahi edemedi, hatta birlikte çekilmiş fotolarına bakılacak olursa "el pençe divan" durumu dahi vardı... Krueger'i konuşma yapmak üzere Türkiye'ye davet eden Bilkent ve Bonn Üniversiteleri' nin senatoları, olağanüstü toplanmalı ve ortak bir metin" hazırlayıp, "Bayan Krueger'i çağırmakla bir hata yaptık, konferans konuşmalarını, öğrencilerimiz kesinlikle ciddiye almamalı.. Çünkü hiçbir bilimsel veriye dayanmamaktadır!" diye bir açıklamada bulunmalıydı! Ama onlarca öğretim üyesi kendi hazırladıkları yoksulluk ve geçim araştırmalarını dahi hatırlatmadılar, öylesine çaresizce belki hayran hayrandinlediler Krueger'i.. Ve onu alkışlarla, sevgiyle uğurlamayı tercih ettiler!.. Ne çare ki bilim adamları da sınıfta kaldı!
Merkez Bankası kurmayları da Konferans'ta hazırmışlar... Başkan Serdengeçti, IMF Başkanı'na mı, IMF kurullarına mı bilemem ama bilgisayarın başına kurulup, "Yapmayın Allah aşkına vur deyince öldürdünüz! Bayan Anne, anımızı ağlattı, işin içinden çıkamıyoruz, rezil olduk" diye bir elektronik posta çekebilirdi... Hakkını yemeyelim, mantıklı ve konusunun uzmanı biridir, düşünmüş de olabilir ama belli ki, Serdengeçti, düşüncesinden sonra vazgeçti!
Gelelim bizimkilere... Mesleki olarak her daim sorgulaması, zorlaması, sonuna kadar gitmesi gereken arkadaşlarıma.. Anladığım kadarıyla Krueger'in basın toplantısında bulunan bir iki gazeteci kardeşim durumun vehametini az biraz çıtlatmış, "Siz 270 dolarla geçinebilir misiniz?" diye sormuşlar, Krueger de "Mecbursanız, geçinmek zorundasınız" yanıtı vermiş. Yani, bir nevi "ekmek bulamıyorsanız pasta yeyin!" demek istemiş... Tercümesi de şu!... "IMF borcunuzu ödemek istiyorsanız gerekirse ölmek zorundasınız, fazla konuşmayın!" Ancak ne ilginç ki "bu abuk yanıt"a, cevap, yani devam gelmemiş! Oysa "basın merkezi"nde bulunan meslektaşlarımız, çalıştığı gazetelerin üçüncü sayfalarında çıkan "10 milyon için arkadaşını öldürdü" benzeri haberleri, ya da orta sayfalarda zaman zaman yayınlanan "asgari ücretli ailelerin çocuklarının yüzde ellisi okula gidemiyor" başlıklı raporları masaya atabilirdi... Bu da yapılmadı!
Anne Krueger, analarımızı, babalarımızı, hepimizi uyardı gitti!!!
|