Bir de iş olsa...
Malum dün Diyarbakır'daydım, ama sadece maç için değil. Bir taşla birkaç kuş birden vurmak için. Diyarbakır Güney Doğu'nun en önemli ili. PKK terörü durduğundan beri yavaş yavaş hayat belirtileri başlamış bu ilde. Ama hala işsizlik en büyük sorun. Halktan biri, Naci beyle konuşuyorum. "Türkiye son 15 yılda kalkınırken biz terör korkusuyla yaşadık. Bu yöreye hiçbir yatırım yapılmadı. Gaziantep'e 5'inci, 6'ıncı Organize Sanayi Bölgesi kuruluyor. Diyarbakır'da daha birincisi tamamlanmadı" diyor. Tarım sektöründeki gerilemeden, pamuk taban fiyatlarının düşmesinden bahsediyor. O bunları anlatırken Gazi Çiftliği'ne doğru gidiyoruz. Yol kenarında kahvehanelerde boş boş oturan insanlar gözüme çarpıyor. Diyarbakır'ın diğer illere yetişmesi için acilen yatırıma ihtiyacı var. Bu yatırımı yapacak olan da hükümet. Dün hükümetin en etkili isimlerinden biri Mehmet Ali Şahin de Diyarbakır'daydı. O da sorunları dinledi. Eksikleri gözleriyle gördü.
Gazi Çiftliği'nde küçücük bir rehberle karşılaştık. Adı Remzi. Her şeyi ezbere biliyor. Diyarbakır surlarının yapılış hikayesini, Dicle'yi, Kurtuluş Savaşı'nı, Gazi Mustafa Kemal'in 11 yıl kaldığı çiftlikte neler yaptığını teker teker anlatıyor. Remzi gönüllü bir çalışan. Para karşılığı yapmıyor bu işi. Ama değme rehberlere taş çıkartacak kadar bilgisi var. O daha ümitli. "Okuyacağım, rehber olacağım" diyor. Daha sonra Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in açtığı Satranç Eğitim Merkezi'ndeyiz. Diyarbakır'ın en güzel yerlerinden birinde, çok ferah bir apartmanın 7. katında modern bir tesis. 140 kişi aynı anda satranç oynuyor. 7-8 yaşındaki çocuklar, 60-70 yaşındaki ihtiyarlar herkesin ilgi odağı. Mehmet amca 70 yaşında. 35 yıl önce öğrenmiş satranç oynamayı. "Eskiden Osmanlı medreselerinde satranç oynatırlardı. Bu alışkanlık devam etti, ben de küçük yaşta öğrendim" diyor. Diyarbakır'a satrancı taşıyan Federasyon Başkanı Ali Nihat Yazıcı ilginç bir de söz veriyor. "30 Ağustos'ta Yalova'da 13 bin çocuğu aynı anda satranç oynatarak Guinness Rekorlar Kitabı'na gireceğiz" diyor.
Satranç oynayan Mehmet amca, rehberlik yapan Remzi, işsizlikten yakınan Naci Diyarbakır'ın havasını soluyan kendi insanımız. Tek istekleri Batı'nın da Ankara'nın da biraz daha ilgisini çekmek. Sadece futbol karın doyurmuyor. Biraz da iş lazım. NOT: Bugün anneler günü. Havaalanından onun yanına gideceğim. Kimimiz bu şansı bulamayabilir. Ama telefonla da olsa onların yüzünü güldürün. Küçücük bir çiçek, tatlı bir söz yeter onlar için. Bizi doğurup büyüten annelerimizi bir gün olsun kutlamak yanlarında olmak güzel şeyler.
|