|
|
|
|
|
|
Bulaşık da yıkadım yönetmen de oldum
Sanat camiasının ikinci adresi Çiçek Bar'ın sahibi Arif Keskiner, üçüncü kitabını çıkarmaya hazırlanıyor. Keskiner son kitabında Yılmaz Güney'in filmini yurt dışına kaçak çıkarmasından; Çiçek Bar'ı açma hikayesine kadar birçok anısını ele alacak '.
Hayatında 'mihenk taşı' olarak adlandırdığı olayları üçüncü kez kaleme alan Arif Keskiner, nam-ı diğer Çiçek Arif, birbirinden ilginç, komik ve hüzünlü anılarını üçüncü kez bir kitapta topluyor. 67 yıllık hayatına sığdırdığı dostluklarını ve anılarını 1978'den günümüze taşıyan Çiçek Arif, son kitabında 'Selvi Boylum Al Yazmalım'ın Taşkent serüvenlerini, Kırgızistan uzantıları, yedi yılı kapsayan 'Anadolu Uygarlıkları' belgeseli, iflasının detaylarını ve Çiçek Bar'ın açılma hikayesi gibi birçok anısına yer veriyor.
İSVEÇ'TE KAÇAK İŞÇİ YILLARI Kitabında hayatının hüzünlü ve mutlu kesitlerini kaleme alan Keskiner, anı kitabı yazma fikrinin arkadaşlarından çıktığını anlatıyor. Kitaplarını kronolojik sıraya göre yazan Keskiner, ilk iki kitabının 1970 ve 78 yıllarını kapsadığını söylüyor. Keskiner, hayatı boyunca senaristlikten bulaşıkçılılığa kadar pek çok iş ile uğraştığını, koşulların onu bu kadar çeşitli iş yapmaya ittiğini söylüyor: "Çeşitli işler yapmam biraz da insanın ihtiyaçlarının artmasına bağlı olan bir şey. Ben önceleri yayınevi müdürlüğü yaptım. Oradan kitabevi dağıtım işine girdim, kitap işinden iflas ettikten sonra ise spor yazarlığı yaptım. Baktım o para beni doyurmuyor ve İsveç'e muhabir olarak gittim." O dönemde Günaydın, Fotospor ve Saklambaç gazeteleri için haber yapan Keskiner, İsveç'e gittikten altı ay sonra Fotospor'un kapandığını ve ana paranın gelmemeye başladığını söylüyor. Bu sebeple gazeteciliği bırakan Keskiner, aşçı yamaklığına başladığını anlatıyor: "Arkadaşımla kaçak olarak aşçı yamaklığı yaptım. Halbuki bizim aşçılıkla alakamız yoktu. Beş ay kadar da bulaşıkçılık yaptım. Bu arada para biriktirdim ve biriktirdiğim para ile dört arkadaş Avrupa'yı gezdik." 1978 yılında sinemacılığının doruk noktasında olduğunu vurgulayan Keskiner, Taşkent'e "Selvi Boylum Al Yazmalım" ile Türkiye'yi temsilen gittiğini, filmi Taşkent'te pazarlamak için bin tane kırmızı yazma aldığını belirtiyor:
'GELİNCİK TARLASI GİBİ' "O yazmaları yabancı ülkelerden gelen kadınlara dağıttık ve hepsi başına yazmaları bağladı. Sinema salonu gelincik tarlası gibiydi. Açılış bizim filmle yapıldı. Ve film çok beğenildi, herkes ayakta alkışladı. O an anlatılmaz bir duygu yaşadım." Cengiz Aytmatov'un eseri 'Selvi Boylum Al Yazmalım'ın Kırgızistan serüvenine de değinen Keskiner, Bişkek'e gitmelerini ve karşılanmalarını şöyle anlatıyor: "Cengiz Aytmatov bizi ekip olarak Bişkek'e davet etti. Uçaktan iner inmez çocuklar ellerinde halka çiçeklerle bize koştular. Kameralar, en önde Cengiz Aytmatov ve arkasında Kırgızistan'ın ünlü sanatçıları ve onların arkasında da Bakanlar Kurulu vardı. Onların önemli yönetmenlerinden Okayev, "Size ne olmuş böyle, biz sizi orta Asya'dan böyle mi gönderdik, gittiniz atlarla geldiniz samalotlarla" dedi. Samalot uçak demek. Yani onlar da şaşırmış başarımıza."
'BEN 67, SEVGİLİM 28'İNDE' Bugüne kadar dört kez evlenen Keskiner, şimdi 5 yıldır devam eden bir ilişki yaşadığını ama 28 yaşındaki kız arkadaşı ile şimdilik evlenmeyi düşünmediğini belirtiyor: "Evlendiğim zaman özgürlüğümün bir tarafını elimden alınıyor gibi hissediyorum. Birlikte yaşamak daha güzel."
|
|
|
|
|
|
|
|
|