Bir seçimin 'dakika dakika' perde arkası
Yeni bir MHK. Yeni yüzler. Nasıl bir atama yapıldı? Levent Bıçakcı, kamuoyunda haksızlıklara olan infiali doğru algıladı ve Merkez Hakem Komitesi Başkanı Sabri Çelik ile yardımcısı Muhittin Boşat'a görev vermedi. Oysa biliyorum ki her ikisi de son dakikaya kadar hala görev bekliyorlardı. Bıçakcı, bu konuyu çok uzun düşündü. Kafasında çok tarttı. Çok yakın dostlarına danıştı. Düşündü, taşındı ve en sonunda Türkiye'de yepyeni bir uygulamayı başlattı. Hakem kökenli olmayan bir yöneticiyi, Ufuk Özerten'i MHK'nin başına getirdi. Bu formül FIFA'nın formülü. Yani MHK'nin başına uzun yıllardır ilk kez hakem olmayan bir yönetici geliyor. Ufuk Özerten, Gençlerbirliği'nde yönetici. Dün bu kararın açıklanmasıyla mailime, "Ufuk Özerten Galatasaraylı" bilgileri yağmaya başladı. Özerten'in biri ikinci başkan diğeri Hakem Atama Komitesi Başkanı olmak üzere 2 güçlü yardımcısı var. Birisi Yüksel Okçuoğlu. Beşiktaş'a yakınlığıyla bilinir. Ama arkadaşlarının deyimiyle, "Allah gelse kimseyi kayırmaz". Diğeri Oğuz Sarvan. O da çevrede Fenerbahçe'ye yakınlığıyla bilinir. Tabii bu yakınlıkların fazla bir önemi yoktur hakem camiasında. Önemli olan dürüstlük ve eyyamcı olmamaktır. Ama hiçbir şey ifade etmeyen, camialara yakınlık açısından bakıldığında 3 Büyükler arasında gizli bir dengenin olduğu görülüyor. Hatta başkanın Gençlerbirliği yöneticisi de olması Anadolu'nun da gözetildiğine işaret.
Yürü koçum dönemi bitti * Son Cem Papila olayı bu değişimde etkili oldu mu? Kimse çıkıp, "Evet, Cem Papila'dan dolayı bu olay oldu" demez, demeyecektir. Ama Muhittin Boşat'ın Hakem Komitesi Başkanı olmamasında bu yanlış ve kamuoyunda infial yaratan atamalarının olduğunu düşünmek abes olmaz. Çok hassas bir gün. Onun için her bildiğimi şu anda söylemem. Ama Levent Bıçakcı'nın çok tartışmalı kararların altında imzası olan Sabri Çelik ve Muhittin Boşat'ı yeniden atamaması cesur ve doğru bir karar. Herkesin istediği kimsenin kimseye hakkının geçmediği, hakem hatalarının eyyamdan değil sadece insani hatalardan olabileceği temiz bir lig. İnşallah bunu gerçekleştirirler. Ama esas bazıları şunu bilmeli. "Ben hata da yapsam komitenin başındakiler ya da bilinmeyen bir başkaları beni korurlar. Ben yoluma devam ederim. FIFA hakemi de olurum, daha da yükselirim" dönemleri artık öyle kolay olmayacak. Yaptıkları "hatalarla" mazlumların puanlarını gaspedenlere, "Yürü koçum" denmeyecek. O koçlar da bir yerleri eze eze yürüyemeyecekler.
* Bu hafta İstanbul'da Beşiktaş-Samsun maçı var. Kaderin garip cilvesine bakın. Bu Pazar Beşiktaş ile Samsun İnönü'de karşılaşacaklar. Bilmem ki acaba Cem Papila takdir-i ilahiye inanır mı? İnönü'deki son Beşiktaş-Samsun maçını 5 kırmızı göstererek o yönetmişti. Pazar günü Beşiktaş-Samsun, o günden sonra ilk defa İnönü'de karşı karşıya gelecek. Ve tam o maçtan önce Cem Papila'nın güvendiği dağlara kar yağdı. Onlar çok uzaklarda kaldı. Cem Papila da hakemliği en çok tartışılan isim haline geldi geçen haftaki yönetiminden sonra. Bilmem Cem Papila, Ankara'daki evinde Beşiktaş-Samsun maçını televizyondan izleyecek mi? İzlerken nerelere dalacak gidecek? Bilmem Cem Papila takdiri ilahiye inanır mı? Ama ona bir sır vereyim. Ben takdir-i ilahiye çok inanırım.
|