| |
Mertlik sınavı
Bu meslekte, ne büyük iddialarım oldu, ne şan şöhret, ne de zenginlik peşinde koşturdum. Dostlarım tanıktır. SABAH Grubu yayın organlarının, artık kaptan köşkünde Turgay Ciner'in bulunduğu yeni bir sürece girmiş olması sebebiyle, ister istemez tanıklık ettiğim bazı olguları okurlarımızla paylaşmak isterim. Desteklerini ve gönül bağlarını SABAH gazetesinden hiç esirgemeyen okurlarımızın bazı gerçekleri bilmeye yerden göğe hakları var. Çok uzun yıllar Dinç Bilgin'in "kaptanlığında" sahaya çıkıp top koşturmuş birçok arkadaşım gibi, ben de artık yeni bir "kaptan" la sahaya çıkacak olmanın " buruk " heyecanını yaşıyorum. İnsanız, bugün varız, yarın yokuz. Söylemeliyim ki; SABAH Grubu'nu yaşatma yolunda 3 yıla yakın süre, "kararlılık" performansını yakından izlediğimiz Turgay Ciner'in ortaya koyduğu "İyi insanlar iyi gazete yapar" sloganının hepimizin yolunu aydınlatacağını düşünüyorum. Turgay Ciner, yalnızca yeni bir medya patronu değil, bizim açımızdan Dinç Bilgin ile birlikte SABAH'ı, topluma geri kazandırmak için iki elini birden taşın altına koyan insandır. Aynı süreçte yakından izledik ve gördük ki; Dinç Bilgin önüne konulan "faturayı" ödemek uğruna, her türlü kişisel fedakârlığa katlanmış ve bilge bir davranışla, sadece itibarının peşinden koşturarak "örnek bir siluet" ortaya koymuştur. SABAH Grubu'nun ayakta kalması yolunda herkes yüreğini ortaya koydu. Bir kısım gazeteci iyi yüreğini, bir kısmı da kötü yüreğini ortaya koydu. Şu gerçeklikle övünmemize izin verin lütfen: SABAH Grubu'nun yaşatılması süreci, kendi aralarında devirteslim yapmış "kaptanlar" başta olmak üzere, bütün arkadaşlarımızın başarıyla geçtikleri bir "mertlik" sınavı olmuştur. Bunun en büyük gururu da, iyi ile kötüyü ayırt edebilen SABAH okurlarına aittir. O okurlar ki, neredeyse bir medya ordusu tarafından her gün yalan yanlış haberlerle ve suçlamalarla şaşırtılmaya çalışılmışken, sağduyularını yere bırakmamış ve bizlere büyük destek vermişlerdir. Böyle ağır bir süreçten, kişiliklerinden ödün vermeden çıkabilen herkesi tebrik etmek gerekir. Bu yeni döneme başlarken, içimizdeki heyecanın, bir miktar "buruk" olması.. Değerli bir gazeteci olduğu halde, toplum önünde "hortumcu" sıfatıyla infaz edilen Dinç Bilgin'in "itibarının iade edildiği" ama karşılığında her şeyini kaybetmiş olduğu "buruk" tablodan ilham almaktadır. Yarın öleceğimi bilsem bile, şu gerçeği dile getirmekten beni hiç kimse men edemez: Dinç Bilgin, planlı plansız çok çeşitli saldırılar ve sabotajlar neticesinde "itibarı" pazarlık konusu yapılarak, hortumlanmış bir "hortumcu" dur. Buna karşılık, koskoca bankacılık sektörünün bile bir dönem, sürekli borç vermek suretiyle "yasal yollardan" Hazine'yi "hortumladığı" bir ortamda, gazetecilik adına birçok kişinin "hortumculuk" suçlamalarına katılmış olmaları, kendileri açısından bir ibret ve utanç vesikası olarak tarihe geçmiştir. Bize ne mutlu ki, SABAH grubundaki yönetim değişikliği medyada yepyeni bir dönemi başlatmaktadır artık. Bütün Türkiye' ye hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.
|