Koç - Sabancı ortaklığını Özyeğin mi bitirdi?
Koç Grubu' ndan dün İMKB' ye yapılan açıklamada, Telekom ihalesi için Koç - Sabancı Konsorsiyumu'nun sona erdiği duyuruldu. Ortaklığın sona erdiğini açıklanan duyuruda, Koç ve Sabancı gruplarının bu güne kadar olan iyi ilişkilerin devam edeceği de belirtiliyordu. Koç Grubu'nun bu açıklamasından anladığım mesaj şöyledir: 'Koç Grubu olarak Gima'yı almak için Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin ile pazarlığı sonuca ulaştırmak üzereyken, Sabancı Grubu gizlice devreye girerek Gima ve Endi mağazalar zincirini satın almıştır. Sabancı'nın bu girişimi etik değildir. Biz de etik olmayan bu girişim nedeni ile Sabancı Grubu ile başlattığımız ortaklık girişimini sona erdiriyoruz.' Koç Grubu'nun Hüsnü Özyeğin'e de bir mesajı var: 'Bizimle nişan töreni yapıp yüzüğü takarken, nikâh masasında Sabancı Grubu ile evlilik imzası atmıştır. Bu uygulama ticari ahlakla bağdaşmaz.' İşte Koç ile Sabancı gruplarını, ortaklıktan eden olayın sebebi budur. Hüsnü Özyeğin'e yakın kaynaklardan aldığım mesajın boyutu ise farklıdır. Özyeğin'in kararını Koç Grubu'nun değil de, Sabancı Grubu lehine vermesinin altında yatan nedenler; şöyle sıralanabilir. Gima'nın genel merkezinde çalışan 300 dolayında kişi, Migros'a devredilmesi halinde Koç Grubu tarafından işten çıkarılacaklardır. Gima'nın küçük yatırımcıları zarar göreceklerdir. Birçok yerde yan yana bulunan Migros ve Gima'nın bazı şubeleri kapatılacak, dolayısıyla kapatılacak şubedeki personel işsiz kalacaklardır. Gelişmeler böyle, tarafların hepsi bir diğerini suçluyor. Anlaşılan önümüzdeki günlerde Koç-Sabancı grupları arasında başlayan soğuk savaş devam edecek, Hüsnü Özyeğin ise bıyık altından gülmeye devam edecektir. Ancak.... Bu olaydan çıkarmamız gereken en önemli ders, yabancı sermayeyle ilgili. 'Yabancı sermaye kısıtlansın ya da gelmesin' diyoruz ama, Türkiye'nin en büyük iki sermayedarı ilk kez birlikte girmeye hazırlandıkları özelleştirme sınavını veremediler. Türk sermayedarının artık şapkayı önüne alıp düşünme zamanı gelmedi mi? Eğer Türkiye'nin en büyük grupları, önümüzdeki Erdemir, Tüpraş, Petkim, Telekom gibi stratejik önemi olan şirketlerin özelleştirmelerinde birlikte hareket edemezlerse, Türkiye'de şirket satın almak yabancılar için diğer ülkelerden çok daha kolay olur. Yeterli sermaye birikiminin olmadığı Türkiye, bu tip işbirliklerindeki küçük tartışmalarla hem zaman hem de değerlerini kaybeder.
|