Teziç'in TÜBİTAK uyarısı
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, TÜBİTAK'ın başkanvekili ve bazı üyelerinin atamasının hukuki zemine oturmadığını, Anayasa Mahkemesi'nin de bu konu ile ilgili kanunun yürürlüğünü durdurduğunu kaydetti. Bu nedenle atamaların da iptal olduğunu ve ortaya tamamen hukuksuz bir durum çıktığını belirten Teziç, yargı kararlarına uyulması gerektiğini söyledi.
Teziç, şunları kaydetti: ''Bu kez yapılan düzenlemede de, yine siyasi iktidara TÜBİTAK üzerinde söz söyleme olanağı tanınmaktadır. Bu da, çok isabetsiz bir seçimdir. Bir isabetsizlikten, başka bir isabetsizliğe gidiş çözüm getirmeyecektir. Siyasi tercihlerin önceliği kamu yararı olmalıdır. Bu, üniversiteler ile ortak yapılacak toplantılarda değerlendirilir. Ama yargı organlarının kararları karşısında kararlara uymaktan başka çare yoktur. Bunun gelecekte sorumlulukları vardır. Bugün Parlamento'da çoğunluğunuza güvenerek, belki hiçbir şey olmayacağını düşünebilirsiniz. Ama geçici çoğunluklar sona erdiği zaman karşınıza yargı çıkar.''
Teziç, üniversitelerin birçok sorunu bulunduğunu belirterek, bu sorunlar dururken, yeni üniversiteler kurulmasını telaffuz etmenin daha büyük sorunları getirmekten başka bir işe yaramayacağını söyledi.
Rektörler Komitesi toplantısı, Erdoğan Teziç'in başkanlığında YÖK'te başladı. Teziç, toplantı başlamadan önce gazetecilere açıklamalarda bulundu. Son günlerde sıkça yeni üniversiteler kurulmasından söz edildiğini kaydeden Teziç, herkesin arzusunun üniversitelerin çoğalması olduğunu, ancak bu yönde bir adım atmadan önce mevcut durumun iyice gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
Göreve geldiğinden beri Doğu, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerindeki üniversiteleri, sorunları yerinde görmek amacıyla gezdiğini, öğrenciler ve öğretim üyeleri ile görüştüğünü anlatan Teziç, durumun üniversiteler açısından hiç de iç açıcı olmadığını gördüğünü dile getirdi.
Üniversitelerin ödenek yokluğu nedeni ile yarım kalmış binaları bulunduğunu, araç-gereçlerinin eksik olduğunu kaydeden Teziç, öğrencilerin ''çok ilkel koşullar altında eğitim-öğretimlerini devam ettirmeye çalıştıklarını'' belirtti.
Prof. Dr. Teziç, ''Öğrencilerimiz eksi 20-30 derecelerde eğitim-öğretim görmeye çalışıyorlar. Onlarla yaptığım görüşmede istedikleri ne burs ne de ısınma idi. Tek istedikleri laboratuvar, araç-gereç ve kütüphanelerinde kitap. Böylesine bilgiye susamış gençlerimiz bizi hem heyecanlandırıyor hem de hüzünlendiriyor. Bu sorunlar dururken yeni üniversiteler telaffuz etmek, daha büyük sorunları gündeme getirmekten başka bir işe yaramayacaktır.''
Bazı büyük üniversitelerin bölünmesinden de söz edildiğini belirten Teziç, ''Büyük üniversitelerin bölünmesi, ne siyasilerin ne de YÖK'ün vereceği kararla olur'' diye konuştu.
Prof. Dr. Teziç, büyük üniversitelerde ''bir ayrışma'' eğilimi varsa buna üniversitelerin kendisinin karar vermesi gerektiğini vurgulayarak, bölünme sonucunda ortaya çıkabilecek olan ödenek ve öğretim üyesinin de gözardı edilmemesi gerektiğini ifade etti.
Teziç, ''(Böldük, iş halloldu) dediğiniz zaman daha fazla öğrenci mi alacaksınız? Hayır. Eğer varsa yönetimle ilgili sıkıntıları giderebilirsiniz. Yoksa merkezi bir mekanizma ile ne siyasi karar organları ne de YÖK olarak bizler üniversitelerin iç işlerine müdahil olmamalıyız'' dedi.
Erdoğan Teziç, üniversitelerin bölünmesi konusunda, ''Başka makamların ve otoritelerin bu işe elini sokmaması gerektiğini'' söyledi. Eğitim-öğretimde tasarruf yapılmaması gerektiğini ifade eden Teziç, ''Tasarruf düşüncesi ile yeni üniversite kurma macerasına girmeye kimsenin hakkı yok'' diye konuştu.
ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ SİSTEMİ
Prof. Dr. Teziç, son günlerde üniversiteye giriş sistemi ile ilgili tartışmalar ve değerlendirmeler yapıldığını belirterek, velilerin ve öğrencilerin Haziran ayında yapılacak ÖSS öncesinde tedirgin edilmemesi uyarısında bulundu.
Teziç, ''Lütfen, bu tartışmaları gündemden çekelim. Bu konuda ulu orta, eğitim kurumlarını ve YÖK'ü suçlayarak öğrencilere mesaj vermenin çok yanlış olacağını düşünüyorum'' dedi.
Üniversiteye giriş sistemi ve soruların ne yönde olması gerektiği konusunda araştırmaların ve çalışmaların devam ettiğini dile getiren Teziç, ''Neyin değişip değişmeyeceği akademik, bilimsel ölçütlerle ortaya çıkar'' diye konuştu.
Birbirlerini suçlayarak mesafe alınamayacağını söyleyen Teziç, hangi sistem getirilirse getirilsin, bugünkü koşullarda üniversite sınavından vazgeçmenin mümkün olmadığını vurguladı. Teziç, ''Yerler sınırlı, başvuru fazla olursa ister istemez seçme olgusu gündeme gelir'' dedi.
Teziç, ÖSYM'nin Türkiye'de güvenilir birkaç kurumdan bir tanesi olduğunu belirterek, üniversiteye giriş sınavlarında kayırma, torpil ve hak etmediği halde başarı kazanan bir öğrenciden bahsedilemeyeceğini söyledi. Teziç, ''Dünyada da örnek olan bir sistemi, yozlaştıracak tartışmalardan uzak durmamız lazım'' diye konuştu.
''SAVSAKLAMIYORUZ, GEÇİŞTİRMİYORUZ''
Bir gazetecinin, ''Göreve geldiğiniz zaman da bu konu ile ilgili çalışmalar yapacağınızı söylemiştiniz. Aradan 1-1.5 yıl geçti. Sorunun kaynağı bilindiği halde neden çözülemiyor?'' sorusu üzerine Teziç, böyle bir ortamda bu konuda değerlendirme yapmayacağını ifade etti. Erdoğan Teziç, sorunları bildiklerini belirterek, ''Bunları vurgulayarak ortamı germenin bir anlamı olmadığını'' söyledi.
Göreve geldiği zaman hükümetle görüşmelerde bulunduklarını, ancak bu görüşmelerin ''dramatik bir tablo'' ile sonuçlandığını kaydeden Teziç, ''Üniversiteler bir tartışma ortamıdır. Durağan hiçbir şey yoktur. Savsaklama, geçiştirme söz konusu değildir'' dedi.
(AA)
|