|
|
Bizdeki sıcak para ne kadar?
Bir ay önce Anka Bülteni, Şubat 2005 tarihi itibariyle, sıcak para miktarını 37.5 milyar dolar olarak bildirdi. Hesaplamalara, geçen hafta Merkez Bankası da katıldı. Merkez Bankası Başkanı, Bakanlar Kurulu'na yaptığı sunumda "sıcak para kompozisyonunu" 14.2 milyar dolar şeklinde verdi. Bunun üzerine Anka Bülteni miktarı yeniden hesapladı ve "Şubat sonu itibariyle 48.7 milyar dolar sıcak para vardır" diye önceki tablosunu revize etti.. Rakamlar biraz kafa karıştırıyor olsa da, iki kuruluşun kullandığı yöntem hemen hemen aynı. Sıcak para, "hisse senetlerinden, devlet tahvillerinden ve kısa vadeli sermaye akımlarından oluşur" yaklaşımını benimsemişler. Sıcak paranın hem yabancılardan, hem de Türkiye'de yerleşiklerden kaynaklanacağı görüşünü taşıyorlar. Merkez Bankası bu yöntemi akım bazında kullanarak değişimleri hesaplıyor. Anka ise stok bazında toplam rakamı veriyor.
Gerçek sıcak para Kanımca bu yaklaşımlar da, sıcak para gerçeğini tam yansıtmıyor. Merkez Bankası'nın açıklamalarında belirttiği gibi, sıcak paranın ani hareketleri önemli. Bu hareketler yabancılardan kaynaklanabileceği gibi yerleşiklerin davranışlarından da ortaya çıkabiliyor. Sadece gözlenen kısa vadeli sermaye hareketleri değil, finans sektördeki bir çok araç sıcak paraya kaynaklık edebiliyor. Ya da sıcak gibi görünenler, ılık nitelikte olabiliyor. Bunları kısaca özetleyelim. 1. Sıcak para hesapları içinde yer alan yabancılara ait hisse senetlerinin önemli bölümü, uzun vadeli yatırım niteliğinde. Bunların bir çoğu yıllardır Türkiye'de. Sıcak para kapsamında değiller. Buna karşı, bazı yerleşiklerin hisse senedi alımları spekülatif nedenlere dayanabilmekte. 2. Özel sektörün döviz pozisyon açıkları ve dışarıdan kullandıkları 30-35 milyar dolarlık krediler sıcak para tanımına uygun nitelikler taşımakta. 3. Yurt içinde yerleşiklerin açtıkları döviz ve YTL hesapları, kriz ortamında ani hareketler sergilediklerinden, yabancıların kısa vadeli sermaye hareketleri ile aynı etkiyi yapmakta. Ortalama vadesi 3 ay olan bu hesapların istenildiği anda çekilebilme nitelikleri, bu davranışları uyarmakta. 4. Türkiye'de yerleşiklerin, faiz artışında değeri düşen tahvil ve bonoları ellerinde tutmak istememeleri nedeniyle, bunları likiditeye çevirme yönünde hareket ettikleri gözlenmekte. Dolayısıyla sıkıntılı bir durum ortaya çıktığında ani hareketler yapabilmekteler. Bu ise döviz talebini artırmakta ve sıcak paranın yaptığı tahribatın aynısını ortaya çıkarabilmekte. 5. Ödemeler dengesinin net hata ve noksan kaleminin tamamı sıcak para hareketlerinden oluşmaz. Başka nedenler de vardır. Bütün bu noktaları dikkate aldığımızda, sıcak paraya kaynaklık edebilecek miktarının 5-10 ile 300-400 milyar dolar arasında bir rakam olabileceği sonucuna varabiliriz. Ülkede işler normalse sıcak paralar, soğur. Kriz varsa bir çok finansal araç sıcak para niteliğine dönüşür. Bu nedenle, sıcak parayı "ani hareket etme yeteneği", "ürkeklik derecesi" ve "kendi kendini besleyen panik eğilimine yatkınlığı" dikkate alınarak yeniden sınıflandırmak gerekiyor. Bu sınıflandırma, "çok sıcak, sıcak, ılık ve ılık-soğuk arası" şeklinde yapılabilir. Açıklanacak veriler, sıcak paranın piyasalar ve ilgililerce izlenmesine, gerektiğinde önlem alınmasına yardımcı olabilir.
|