|
|
|
|
|
|
'Benim başıma gelse Aydın kadar dirençli olamazdım!
Serap Aksoy Gürkan, 8 yıllık eşinin hastalığını ilk duyduğunda 'Ağır bir bomba yedim' cümlesiyle tarif etti yaşadıklarını ve ekledi: Bu dönemde çok ani inişler çıkışlar yaşadım ama sığındığım felsefe hep şuydu: Aydın'a hep pozitif enerji vermeliyim...
* En ağırı da çok umutsuzken, mutsuzken; umut vermek, mutlu görünmeye çalışmak değil mi? O günü ve anı yaşamak, yarınları düşünmeden yaşama meselesi yıllardır verdiğim en büyük savaştı. Hastalıkla beraber hayata bakışım çok değişti. Çok ciddi bir ruhsal gelişim yaşadım ve yaşıyorum.
KEMOTERAPİ OLMAM * Nasıl bir değişim? Hırslar, öfkeler, beklentiler ve korkular bende çok törpülendi. Hayata çok öfkeler duyan bir insandım, şimdi daha az öfke duyuyorum.
* İnsanın başına bu hastalığın gelmesi daha çok öfkelendirmiyor mu insanı? Hayır, hayır hiç! Bende hiç öyle bir öfke gelişmedi böyle bir mücadelenin içine girdiğimizde. Çünkü Aydın gerçekten çok güçlü ve inatçıdır. Benim başıma gelse katiyen o kadar dirençli olamazdım gibi geliyor.
* İlk günden beri mi böyle dirençliydi? Aşağı yukarı da iki yıl oldu ameliyat olalı. Ondan bir yıl önce çok depresif bir durumdaydı, kendisini dünyaya kapatmıştı.
* Hastalığın belirtisi miydi bu? O süreç Aydın'ın hastalığını bilmeden yaşadığı bir süreçmiş. Çünkü ameliyatta tümörünün bir yıl beslenmiş bir tümör olduğu ortaya çıktı.
* Tedavi süreci nasıl şimdi? Bu soruların cevabını hiç kimse bilemez. Her şey Aydın'ın hayata asılmasına bağlı. Onun ilaçlarla değil, hayata bağlılığı, morali ve beyin gücüyle iyileşeceğini düşünüyorum. Kemoterapiye de inancım yok, benim başıma gelse asla kemoterapi yaptırmam.
* Ne yapardınız peki? Alternatif tıp tedavisi denerdim.
* Aydın Bey denemedi mi? Onun doktorlarla arasına hiçbir zaman girmek istemedim.
|
|
|
|
|
|
|
|
|