|
|
|
|
|
|
Hastalığımın kötüleşmesi önlendi...
Hastalığı öğrendiğimde hiç öyle isyan duygusu basmadı içimi. Önce 'Sevdiklerim sıkıntı çekecek mi, üzülecek mi' onu düşündüm. Sonucu şu an kestirmek mümkün değil, kötüleşmesi önlendi diyelim sadece.
Bir dönemin ünlü siyasetçisi; eski SHP Genel Başkanı, eski Çalışma Bakanı Aydın Güven Gürkan, iki yıldır mide kanserine karşı savaş veriyor. Yutma, yutkunma güçlüğüyle başlayan hastalık sürecinde öğreniyor ki; kontrol ettirmediği reflüsü 'sinsice tümöre dönüşmüş.' Mide kanserine genetik bir yatkınlığı olduğunu da söyleyen Gürkan, röportajın dün yayımladığımız bölümünde "Hastalığın sonucu ne olursa olsun ben mutluyum. İnsan çok kötü sanılan koşullarda bile kendi mutluluğunu üretebilme şansına sahip" demişti. Bu söylediklerinden yola çıkarak soruyorum hemen:
* Ama güçlü olmayı gerektiriyor bu. Evet, siyaset dünyasında inatçı ve güçlü duran biriydiniz ama iki yıl öncesine kadar özel yaşamınızda da böyle güçlü durur muydunuz? Yoksa hastalık mı insanı dirençli hale getiriyor? Her zaman dirençliydim, mutsuzluğa kolay kolay teslim olmam!
* Ne güzel... Peki ilk öğrendiğiniz an dahi isyan duygusu sarmadı mı içinizi? Hiç sarmadı. Dediğim gibi insanlarda sosyal sorumluluk duygusu vardır. Önce 'Sevdiklerim sıkıntı çekecek mi, üzülecek mi?' onu düşündüm. Bir de ben politikaya yaşamımın en değerli yıllarını verdim. Siyaset çok zor bir meslek, kelimelerle anlatılamaz bir şey. Belki o dönem içinde yaşadığım stresin, yorgunlukların, doyumsuzlukların, öfkelerin çok payı vardır hastalığımda. Mesela CHP kurultayında karım biliyor ki, çok ciddi depresyon yaşadım.
SİYASETTE ŞIMARTILDIM * O an kendimize zarar verebileceğimiz de hiç aklımıza gelmiyor değil mi? Sorumluluk duygusunun bir parçası... Bütün o süreci yaşarken niye daha fazlasını yapamadım diye düşünüyordum. Ben 1998 yılında siyaseti bırakıp CHP'den ayrılırken; bu yorgunluklar, doyumsuzluklar, öfkeler çok önemli bir rol oynamıştı. Ama o günden bu yana çok daha fazla siyasetle, sosyal demokrasiyle ilgileniyorum. Bu içsel bir ilgi. Bir türlü anlatamadım aktif siyaset yaptığım 15-20 yıl içinde; Türkiye demokrasiyi yaşatmak istiyor ama bunu ana unsuru olan siyasi partiler olmadan yapmaya çalışıyor...
* Türk siyaseti ve Türk siyasetçileri sizi hasta etti ama siz vazgeçmiyorsunuz onları konuşmaktan... Çocuğunu sevmek, eşini sevmek saymak gibi, insan yurdunu da seviyor, bulunduğu toplumu da seviyor. Ben siyasette biraz da şımartılmış bir insanım. Politika yaşamım boyunca sade insanlar, halk, gerçekten karşılıksız bir sevgiyle destekledi beni. 80'li yılların ortasında bir tür politik efsane gibiydim. Desteklemeyenler de saygı duyardı. Dolayısıyla aramızda bir tür bağ oluştu. Bu insanlar için yapabileceğim şeyleri yapamamış olmaktan ötürü üzüntü duyuyorum.
* Tedavi süreciniz nasıl gidiyor? Kötüleşmesi önlendi diyelim. Sonucu şu anda tam olarak kestirmek mümkün değil.
ŞİRİN SEVER
|
|
|
|
|
|
|
|
|