| |
|
|
Dinle Ümit Özat Kardeş..
Birkaç gün sustum, ses etmedim. Bakalım sen ya da başkaları ne diyecek diye bekledim. Yanlış yaptın deyip kafana kakmayacağım. Ama sakinleşince söylediklerin de yanlış be kardeş. "Tahriklere kapıldım o yüzden çileden çıktım" diyorsun. Yani kızdın ve o sinirle yaptın bunları öyle mi? Anlaman gereken şu Ümit kardeş. Bir futbolcunun rakip takımın başında da olsa bir hocaya kızıp hareket yapma ya da sövme şansı yok. Bak iyi dinle, iyi anla. Hakkı yok demiyorum, şansı yok diyorum. Çünkü sporun hele de futbolun sosyolojisi reddeder bunu.
Kaptan nedir?.. Takım kaptanı sahada kendi takımı - karşı takım - hakem triosu arasında bir köprü, bir mekiktir. Bazen bir yumuşatıcı krem bazen de maça asılmayı ateşleyici fünye olur. Fazladan yapacağı bir şey daha olabilir, o da taraftarı da ince ayarla coşkuya ya da sükunete yönlendirme görevidir. Yani sözün özü değil sövmeye dövmeye, yaşına başına konumuna bakmadan bir teknik hocaya sitem etmek için bile seğirtmek yanlıştır aslan kardeşim. Biz golü atıp yedek kulübesindeki arkadaşı Selçuk'a koşan, sarılan, takımı da oraya koşturan kaptanımızı çok sevdik, onu hep öyle görmek isteriz. Yine de seni çoook seviyor ve yüreğimizde; "bir kez olan hiç olmamış demektir" kuralını işletiyoruz.
|