|
|
İbrahim Selçuk'un İSKİ merakı!
Daha önce 'Şehir Kulisi' nde isim vermeden İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin önemli bir kuruluşunun genel müdürü ile adı enerji yolsuzluğuna karışan İbrahim Selçuk'un birlikte yedikleri yemekten bahsetmiştik. Ne yalanlayan çıktı, ne de ses veren. Kısaca kimse üstüne alınmadı. Görev yine bize düştü. Söz konusu yemek, 12 Aralık 2004 Pazar günü öğlen gerçekleşti. İstanbul'un gözde restoranı Papermoon'a önce İSKİ'nin iddialı genel müdürü Dursun Ali Çodur geldi. Çevreye göz atan Çodur, aradığını bulamayınca ayak üstü bir garsonla konuştu ve dışarı çıktı. Bir süre sonra yanında 3 kişiyle geri döndü. Birlikte döndüğü iki isim önemliydi. Biri Enerji Operasyonu'nda tutuklanarak cezaevine gönderilen müteahhit İbrahim Selçuk, öteki de aynı operasyonda aranan Azerbaycan kökenli işadamı Aslan Turancı'ydı. Grup bir masaya oturduktan sonra ilginç bir trafik dikkat çekti. Grubun 4. kişisi genç adam dışarı çıktı ve elinde telefon kartlarıyla geri döndü. Selçuk ve Turancı masada telefon kartlarını değiştirdiler. Anlaşılan İbrahim Selçuk daha o günlerde ' teknik takibe' alındığının farkındaydı ama bu farkında olmak göründüğü kadarıyla pek bir işe yaramayacaktı. Gelelim yemekteki isimlerin birbirleriyle ilişkisine. Selçuk'la Çodur hemşeriler. İkisi de Erzurumlu. Biri müteahhit, öteki müteahhitlere iş veren önemli bir kurumun genel müdürü. Bir süre sonra gruba ünlü bir isim daha katıldı. Milletvekili İdris Naim Şahin ... Hani Enerji Operasyonu'nda adı Cemal Kaya ve Muzaffer Nasıroğlu ile birlikte geçen, ancak 'suçlamaları yargısız infaz olarak' niteleyen AK Parti Genel Sekreteri. Evet, ünlü yemeğin öyküsü böyle... Şimdi akıllara takılan soruları soralım; acaba milletvekili İdris Naim Şahin ve İSKİ Genel Müdürü Çodur' u, müteahhit İbrahim Selçuk'la bir araya getiren neydi? Bu görüşmenin İSKİ'nin önemli ihaleleriyle bir bağlantısı var mı? Yoksa sadece bir 'dost' yemeği miydi? Telefon kartlarının değiştirilmesi konusunda Dursun Ali Çodur ne düşünüyor? Şeffaf bir yönetimden bu soruların cevabını beklemek hakkımız değil mi?
|