| |
Şaka yapayım derken...
Pankart olayına değinen dünkü yazımdan sonra Fenerbahçe taraftarlarından çok sayıda mesaj aldım. Bazıları, "İyi ama onlar da bize küfrediyor, Aziz Yıldırım'a küfrediyor... Bunu niye yazmıyorsunuz" diyor. Bu cümlelerdeki hiçbir fikre katılmıyorum: 1) Toplu halde küfür edilmesine daima karşı çıktım. Mesela ilk devre, Galatasaray maçında Aziz Yıldırım'a küfür edilmişti... Cimbomlular'a hitaben, " Galip gelmenin keyfini sürsenize, niye küfür ediyorsunuz " demiştim. Ben küfürden değil, ' tribün şovu'ndan yanayım. Küfürlerimizi değil, zekâlarımızı yarıştıralım. Yaratıcı sloganlarla, esprili pankartlarla rekabet edelim. 2)' Kötü örnek, örnek değildir!' Yani rakip seyircinin terbiyesizliği biz F.Bahçeliler'e örnek olamaz. Onlar küfrediyor diye, biz de küfredemeyiz. Gelin önce F.Bahçe seyircisi küfre son versin (ki bu büyük ölçüde başarıldı). Bırakın diğerleri seviyesizliklerini sürdürsün. Eminim bir süre sonra onlar da, aynı şekilde karşılık almadıkları için, küfre son verecektir.
Pankart konusunda gelen mesajların bir tanesi farklıydı. Bir okurumuz şöyle diyor: "Bu eski bir espridir. Beşiktaş'a ilk geldiği zaman takım arkadaşları tarafından Rıza Çalımbay'a takılan bir yakıştırmaydı. Yıllar önce Donanma Kupası için F.Bahçe stadına geldiğinde de böyle bir şakalaşma olmuştu. O pankartı hazırlayanlar, 30 senedir numaralı tribünde oturan insanlar. Bu bir şakadır. Rıza Çalımbay'ı veya babasını aşağılamak için söylenmiş bir şey değildir. Olayı dejenere eden sizsiniz."
Bu yaklaşımla hesaplaşmak gerekiyor. Başlayalım... Herkes bilir: Özellikle yatılı erkek okullarında hemen her öğrencinin bir lakabı vardır: Sıpa Ahmet, Maymun Necati, Karga Serdar gibi... Bu lakaplar dost ortamlarında kullanılır. Mesela yıllar sonra bir araya gelen mezunlar, birbirlerine o eski lakaplarıyla hitap eder. Şakalar yapılır, geçer gider... Ancak bu lakaplar uluorta kullanılmaz. Askeri okuldan bir sınıf arkadaşı, kayınpederime, benim vasıtamla ulaşmaya çalışırken şöyle demişti: "Belki ismimi hatırlamaz; ' Hoşaf' aradı dersiniz..." Şimdi bu kişinin Genelkurmay Başkanı olduğunu ve maça gittiğini farz edin. ' Hoşgeldin Hoşaf Paşa' diye pankart açılması doğru olur mu? Olmaz! Niye? Çünkü kendisi bozulmasa dahi, insanlar kızar. Bunun bir hakaret olduğunu, terbiyesizlik yapıldığını düşünür. Rıza Çalımbay'a takım arkadaşları bir zamanlar 'Kapıcı' demiş olabilir. Kim bilir Çalımbay da onlara neler diyordu! Takımlar maço, kaba, sert, acımasız ve nispeten kapalı ortamlardır. Tribünler ise, hele TV çağında, toplumsal alanlardır. Bir tribünde açılan küçük bir pankartı belki karşı tribündekiler okuyamaz ama ' zoom' yapan TV aracılığıyla milyonlar görür. Ben bu pankartı 'hakaret' olarak algıladım... Medyadaki birçok yorumcu böyle algıladı... Maçtan hemen sonra Erman Toroğlu bu konuyu sorduğunda, Rıza Çalımbay, o eski şakadan söz etmedi... F.Bahçe Kulübü bu pankartı 'resmen' eleştirdi... O halde ' şaka' olmuş ' kaka'. Pankartı açan F.Bahçeli seyircelere, Ali Saydam'ın yeni çıkan ' Algılama Yönetimi' adlı kitabını ( Rota Yayınları ) tavsiye ederim. Okuduklarında görecekler: Önemli olan, senin mesajınla hangi fikri iletmeye çalıştığın değil, karşı tarafın bu mesajdan ne anladığıdır.
|