'Pisti yaptık evleri boşaltın'
Geçen haftaki "Yolcu mu, transit para mı?" yazımıza sıkıntı yaşayan çok sayıda okuyucumuzdan mesaj geldi. Bu uygulamadan en büyük zararı gören ve görecek olan Türk Hava Yolları (THY) yetkilileri yazım sebebiyle bu uygulamadan duydukları rahatsızlıkları ilettiler. Ancak, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdür Yardımcısı Orhan Birdal, hem telefonla arayarak hem de bilgi notu göndererek, bu işte DHMİ'nin bir dahli olmadığını söyledi ve bu uygulamayı özellikle THY'nin istediğine dikkat çekti. Birdal'ın açıklaması şöyle; "Hava yolu şirketlerince, iç hat ve dış hat yolcularının birlikte taşınması, bu yolcuların ayırımı için gerekli tedbirin alınamaması nedeniyle; özellikle dış hatlardan gelerek yurt içi bağlantılı seferlerle uçuşlarına devam eden yolcuların, iç hat seferlerle seyahat eden iç hat yolcularla müşterek olarak seyahatlerine devam ettikleri, varış meydanında pasaport kontrolünden geçmesi gereken söz konusu yolcuların bazılarının bilmeyerek, (kötü niyetli kişilerin ise kasıtlı olarak dış hat yolcu salonu yerine iç hatlar yolcu salonuna giderek pasaport kontrolüne girmeden) ülkemize kaçak olarak giriş yaptıkları müşahede ve tespit edilmiştir. Ayrıca kaçak yolcunun yanı sıra hava yolu şirketlerince, iç hat ve dış hat yolcuların aynı uçakta birlikte taşınması eşya kaçakçılığını da gündeme getirmiştir. Bu durumdan ise en çok milli hava yolu taşıyıcısı olan THY A.O. etkilenmiştir. Bu durum karşısında gerekli önlemlerin alınması ve bu tür uygulamaların önüne geçilmesi, suistimale müsait olan durumların giderilmesi amacıyla gerekli çalışmalara başlanılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda, karışık taşınan yolcunun hava yolu şirketlerince ayırımının sağlanamaması üzerine, konu Emniyet Genel Müdürlüğü ve milli hava yolu taşıyıcımız THY A.O. tarafından çeşitli defalar Milli Sivil Havacılık Güvenlik Kurulu toplantı gündemine getirilmiştir. Söz konusu toplantılarda Genel Müdürlüğümüzce; alışılagelmiş bu uygulamanın değiştirilmesinin, terminal binalarımızın mevcut uygulamaya göre yapılmış olması ve terminal binaları arasındaki mesafe de göz önüne alındığında yolcu memnuniyetsizliğine yol açacağı hususu gündeme getirilmiştir. Ancak, ülkemizde havacılık güvenliği konusunda en üst düzeyde çalışmakta olan Milli Sivil Havacılık Güvenlik Kurulu, 10 Şubat 2004 tarihinde yapılan 13'üncü toplantısında uluslararası bir standart uygulama olan; yolcu ve bagajlarının ülkeye giriş yaptığı ilk noktada millileşmesi, çıkışının ise ülkeyi terk ettiği son noktadan yapılması yönündeki uygulamaya geçilmesine karar verilmiştir." Açıklama böyle. Fakat bu uygulamaya geçiş kararı ne kadar yukarıdan alınırsa alınsın, saçmalıklar dolu. Bu kurulda bu işten, havacılıktan anlayan yok mu? Yoksa yeni Kültür ve Turizm Bakanı gibi ilk defa mı, bu işlerle haşır neşir oluyor. Özetle; Zırva tevil götürmez.
BİNA KAÇAK DA PİST NE? Yine DHMİ. Bu defa başka bir konu. Atatürk Havalimanı'nda yıllardır III. pist yapılıyor. Başlangıçta adını paralel pist koyan DHMİ yetkilileri, gerçeklerin böyle olmadığını görünce ismini değiştirip yola devam etti. Müteahhit Sadri Şener'le başları belaya girince, Şener'le yollarını ayırdılar. Şimdi başka bir problemle başları dertte. Yapılan pistin uçuş konisi Sefaköy Kartaltepe mahallesindeki binaları kapsıyor ve uçuş maniasına sebep oluyor. Yukardan baskı yapıp, bu binaların uçuşa engel teşkil eden katlarının tıraşlanmasını istiyorlar. En eski bina ise yaklaşık 10 yıllık. Yani DHMİ, pist yapım çalışmasına başladığında bu binalar oradaydı. Pist yapım çalışmasına başlarken de bu binaların uçuş maniası oluşturacağı akıllarına bile geçmemiş olacak ki, hiçbir önlem almamışlar. Şimdi pist sadece bu sebepten açılamıyor. Diğer yandan, Sefaköy'de bulunan 46 bin binanın 43 bini kaçak durumda. Bu durumu keşfeden yetkililerimiz, 'Madem binaların çoğu kaçak. Engel teşkil eden binaları kaçak olduğu için yıkalım ve yıkım parasını bina sahiplerinden alalım.' Görüşündeler. Ne güzel değil mi? Elektriği, suyu, doğalgazı resmi kurumlar tarafından bağlanmış. Deprem sigortası, çöp, emlak gibi vergileri resmi kurumlara ödenen binaların sahipleri, yıllardır oturdukları evlerinin üzerinden uçak geçecek diye hiçbir bedel ödenmeden, çözüm bulunmadan kapı önüne konmak isteniyor. Kaçak olmayan bina sahiplerine ise henüz ses çıkarılmıyor. Acaba bu durumda pist mi kaçak, yoksa binalar mı? Bu ayıba, dileriz adam gibi bir çözüm bulunur.
|