| |
|
|
Müjdat Gezen'e arkadaş kazığı
Az ötede Baran'ın açtığı ofisten bahsettim ya. İşte oranın manzarası harika. Bakınca ilk önce Dolmabahçe Camii, ardında tüm Boğaz görünüyor. Gelen konuklar hukukçu ağırlıklı olunca mevzu hep kanun kitap elbette. Bir ara havayı değiştirmek istiyor ve gerçek bir kent öyküsünü naklediyorum onlara. Dinleyin bakın ne matrak.
Sanatçı şakası Bazılarınız biliyordur. Müjdat Gezen ağabeyimiz bir simetrenom. Yani eşyaların düzenli, ayarlı durması konusunda takıntılı biri. Duvarda yamuk çerçeve, masa üstünde kaykık eşya filan görmeye dayanamıyor.
İşlem başladı Bir gün üst üste şaka yaptığı yakın arkadaşı Savaş Dinçel bir oyun ediyor Müjdat ağabeye. Simetronom halini iyi bildiği için telefon açıp diyor ki; "Müjdat senin evin penceresinden bak. Dolmabahçe Camiinin iki minareden birinin alemi yamuk." O sıralar orayı gören bir evde oturan Müjdat Abi bakıyor ki doğru bu havadis. Delleniyor anında. Günler azap oluyor, eve sığmaz oluyor. Sonra araya acayip hatırlı dostlar koyup, ricalar ederek işlem başlatıyor.
Valla da doğru Ustalar bin bir emek iskeleyi kurup çıkıyorlar alemi düzeltmeye. Tam tepeye vardıklarında düzelteyim derken kırıveriyorlar alemi. Bir daha da yenisini takmak kısmet olmuyor. "O gün bu gündür işte böyle alemsizdir şu karşıki minarelerden biri" dedim. Cama üşüşüp baktılar ki doğru. Sonra epey güldüler bu olaya. Şimdi size şaka geliyordur bu söylediklerim belki. Açın telefonu Müjdat hocaya, sorun bakalım yalan mı essah mı anlattıklarım.
|