Polissiz bir dünya dilemek
Bugün Türkiye'nin gözü Kadıköy'de olacak.. Hemen herkes Fenerbahçe-Beşiktaş maçını konuşuyor.. Kim kazanacak, ne olacak, ne bitecek diye.. Daha önceki derbileri, Şampiyonlar Ligi'ndeki son İnter-Milan maçını ve basketbolda Fenerbahçe ile Beşiktaş arasındaki Avrupa Ligi karşılaşmasını hatırladığımızda güvenlik konusunda endişeler ortaya çıkıyor.. Ve olay çıkmaması için en önemli kozumuz ne? Polisin alacağı sıkı tedbirler mi, kulüplerin emniyet görevlileriyle yapacağı işbirliği mi, medyanın maçın tansiyonunu olumsuz yönde artırmaması mı, yoksa stat içerisindeki taraftarların ellerine ne geçerse sahaya fırlatmamaları mı?.. Hepsi birden.. Tek sorumlu polis değil.. Tek sorumlu emniyet değil..
Gösteriler yapılıyor sokaklarda.. Örneğin Nevruz kutlamaları yapıldı. Çeşitli sloganlar atıldı, bazı afişler açıldı.. Polisin olumsuz bir müdahalesi olmadı.. Ama topluluğun içinde, Türk halkına, Türk bayrağına yönelik saldırı da yoktu.. İsteyen istediği biçimde bayramını kutladı.. İsteyen istediği sloganı attı.. Dünya Kadınlar Günü'nde görevinin gerektirdiği niteliklerin dışına çıkan izinsiz gösteri yaptığı gerekçesiyle bir kadına kameraların önünde dayak atan polisler büyük bir kriz yarattı.. Sonra Mersin'de bir gösteri vardı.. Bu kez olay çıkması için düzenlenen bir gösteri.. Provokatif amaçlı.. Televizyon kameralarının önünde yakılan Türk bayrağı bir anda ortamı gerdi..
Polis de yanlış yapıyor.. Çünkü hepsinin eğitim düzeyi üst seviyede değil. Bazıları "Vur" deyince öldürüyor.. Bazıları karşısındakini sürekli düşman görüyor.. Bazıları gerçekten öyle emir alıyor.. Trabzon Emniyet Müdürü gibi sağduyu sahibi, akıllı bir amirleri olduğu zaman olayları çok çabuk bastıracak güce de sahipler.. Çarşamba günü Ankara'daki Polis Akademisi'nde genç komiser adaylarıyla sohbet etme olanağı bulmuştum.. Hepsi futbol hastası.. Hepsi Kurtlar Vadisi'ni seyrediyor.. Bunun üzerinde durmak gerek.. Bu gençler gelecekte Türkiye'nin her bölgesinde emniyet teşkilatının üst düzey yetkilileri olacaklar.. Bu tür dizilerde kendilerine rol biçiyorlar belki de.. Bilinç altlarında sürekli bu tür dizilerin kıvılcımları yer alıyor..
Polisler; tıpkı itfaiyeciler gibi, tıpkı doktorlar gibi, tıpkı öğretmenler gibi, tıpkı askerler gibi değerli ve tehlikeli bir iş yapıyorlar.. Ama en ufak hataları bazen büyük olaylara neden olabiliyor.. Türk halkı polisini daha çok tanımalı.. Daha çok sevmeli.. Daha çok güvenmeli.. Ünlülerin oynadığı kliple bu yolda bir adım atıldı.. Ama kliple kalmamalı.. Öğrenciler, taraftarlar, gösteri yapanlar düşman gibi görülmemeli.. Türk halkı da polisine yardımcı olmalı.. Ona, rüşvetçi, baskıcı damgası vurmamalı.. Birkaç kötü örneği bütün mesleğe mal etmemeli.. Akademi'den ödül alan Radikal yazarı Nuray Mert'in dediği gibi, "Türk polisine güvenmek istiyoruz.. Ama her şeyden önce polise gerek duyulmayan bir dünya diliyoruz.."
|