| |
Milli birikim
Sık sık hayrete düştüğüm konulardan biri de, "kıl kapmaya" ne kadar yatkın olduğumuzdur. Buna, Türkçemizin zenginliği bakımından "kurudan nem kapmak" da diyebilirsiniz, "uyuz olmak" da diyebilirsiniz. Herhangi bir işten "arazi olmayı" ne kadar seviyorsak, metaforik anlamda "uyuz olmayı" da o kadar seviyoruz. İşi her şeyden şüphelenmek olan bir görevli için "uyuz olmak" normal bir reflekstir de, koca bir milletin sanki fahri MİT görevlileriymiş gibi, her an, her yerde her şeyden uyuz olmasını anlamak bir zor. Banka reklamına bile aynı refleks işleniyor: Şirkette temizlik yapan kadın, Ali Bey'in ofisinde birinin masayı karıştırdığını görünce, güvenliğe telefon edip ihbarda bulunuyor: Ali Bey'in masasında biri var, her şeyi karıştırıyor. Güvenlik de cevap veriyor: O, Ali Bey'in birikimidir. Her an çalışmaya devam ediyor. Ali Bey'in birikimi gibi, bizde de bir "milli birikim" var ki; her saniye iş başında! Norveç ziyaretinde üç zıpır, Başbakanımıza yumurta mı attı, içimizdeki milli birikim derhal köpürüyor: Norveç'e haddini bildirelim! Ermeni diasporası az biraz sapıttı mı, bizim refleks hemen sahnede: Sömürge miyiz ulan biz? Milli birikimin her dem bu kadar dinamik biçimde ayakta durması kötü bir şey değil ama şiddeti önemli. Vatandaşın "milli adrenalini" pancar motoru gibi çalışıyor evvel Allah ama aynı arabasına kaçak LPG taktırmaktan geri kalmıyor. Geçen yıl Boğaz köprüsündeki OGS'lerden 600 bin kişi kaçak geçmiş! Ne mili his ama! İskana açık olmayan gecekondu mahallesinde 5 katlı apartman çıkmış yurttaşımız da milli açıdan herkesten uyuz! Avcılar meydan muharebesinde, polisi taşlarla yenilgiye düşürenlerin de "milli hislerinin" zayıf olduğunu hiç sanmam! Gidin bakın, kaçak elektrik kullanan evde de çarşaf gibi Türk Bayrağı asılıdır. Bakanlıkta yüz binlerce dolar rüşveti cebellezi eden bürokrat da Allah'ına kadar Atatürkçü çıkabilir. Yapmayın, zavallı mantığımıza bu kadar asit dökmeyin lütfen! Şu soruya mertçe cevap rica ederim: Türkiye bu kadar çapsız, beceriksiz, dipsiz ve geleneksiz bir ülke midir ki, her şeyden bu kadar korkuyor, her şeyden kuşku duyuyoruz? Bu kadar mı zavallı bir durumdayız? Dünyayı tehdit ettiği söylenen Çin'in, yıllık gayrisafi hasılası, 1.8 trilyon dolar iken... Türkiye'nin ki 300 milyar doları aşıyor. Türkiye'nin nüfusunu Çin'in boyutlarına taşıdığın zaman, milli hasılamız 4.5 trilyon dolara tekabül eder. Çeşitli odakların Türkiye'yi orasından burasından mıncıklamaya çalıştığı doğrudur. Ama bununla mücadele edebilmenin temel duygusu, millete ve ülkeye güven duygusudur. Boru değil! 1000 yıldır bu topraklarda yaşıyoruz. Yaşamaya da devam edeceğiz. Size gerçek bir "kuşku" dan söz edeyim o zaman: Aslında, bu millete güvenmeyenlerin milli hisleri kuşku vericidir.
|