Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Al Baraka Türk'te yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı döneme ilişkin iddiaları değerlendirirken, ''bunun, tamamen haksız ve siyasi maksatlarla yapılan bir karalama çabasının ürünü olduğu tarafımızdan bilinmektedir'' dedi.
Unakıtan, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, gümrük müfettişlerince düzenlenen raporda yer alan iddiaların, 2001 yılı sonuna kadar yönetim kurulu üyesi olduğu Al Baraka Türk'ün, 1995-1998 yılları arasında gerçekleştirdiği bazı işlemlerle ilgili olduğunu hatırlattı.
Gümrük müfettişlerince düzenlenen raporun, ''hesap uzmanlarının daha önce hazırladığı raporun bir özetini ve ilgili birimlerin işlemlerinin gümrük mevzuatı açısından değerlendirilmesini içerdiğini'' belirten Unakıtan, raporla ilgili önceden yaptığı müteaddit açıklamaların aynen geçerli olduğunu bildirdi.
Unakıtan, ancak konuyla ilgili kamuoyunun hafızasının tazelenmesi açısından bazı hususları tekrar açıklamak istediğini belirtirken, şu görüşleri dile getirdi:
''Olayın aslı, bir özel finans kurumunun, bu vasfının sınırları içerisinde yapmış olduğu ve başta devletin gümrük idaresi ve yetkili bankalar olmak üzere yetkili mercilerin denetim ve onayıyla yasal prosedüre göre gerçekleştirilen ihracata aracılık işlemleriyle ilgili olup, bu işlemler gerek hesap uzmanları ve gerekse gümrük müfettişleri raporlarında ileri sürüldüğünün aksine mevzuata uygundur. Dikkat çekici bir şekilde, bu husus aslında gümrük müfettişleri tarafından düzenlenen raporda da, ihracat işlemlerinin gerçek mal hareketlerine dayandığının ve usulüne uygun olarak ihraç edildiğinin kabulü suretiyle de teyit edilmiştir.''
ÖZEL FİNANS KURUMLARININ ÇALIŞMA SİSTEMİ
Unakıtan bu arada, özel finans kurumlarının çalışma sisteminin, ''kar ve zarar ortaklığı esasına göre fon toplamak ve bu fonlarla müteşebbislerin ticari, sınai ve sair ihtiyaçlarının finanse etmek'' olduğunu hatırlattı.
Özel finans kurumlarının mevzuatları gereği, müşterilerinin istedikleri malları satın aldıklarını ve bu malları yine müşterilerinin talep ettikleri şirketlere aynı anda sattıklarını veya ihraç ettiklerini belirten Unakıtan, bu sistemde mal akışının doğrudan alıcı ve satıcı şirketler arasında olduğunu ve özel finans kurumlarının bu işlemde sadece fatura almak ve satış faturası düzenlediklerini ifade etti.
Ancak Bankalar Kanunu kapsamına alınan özel finans kurumlarının, bu işlem yerine, müşterilerinin alacağı mal bedelinin sözleşmeyle doğrudan özel finans kurumunca ödenmesi yönteminin kabul edildiğini ve bankalarla aynı prosedürü uygular hale geldiklerini belirten Unakıtan, şöyle devam etti:
''Terk edilen yöntemde, özel finans kurumları kanalıyla gerçekleştirilen ihracat işlemlerinde, tedarikçi/imalatçı tarafından ihraç edilecek mal, yine bunların anlaştığı firmalara satılarak ihracata aracılık edilmekte idi. Dolayısıyla, özel finans kurumunun mal veya hizmeti alan ve satanı belirlemesi söz konusu değildir. Diğer bir ifadeyle, özel finans kurumu olarak faaliyette bulunanlar, söz konusu ihracatları fiilen kendileri yapmamaktadırlar. Söz konusu işlemler, bir özel finans kurumu tarafından yapılan günlük ve mutad bir bankacılık işlemi olup, bir banka veya özel finans kurumu yönetim kurulu üyesinin günde benzeri yüzlercesi yapılan rutin ve mutad işlemlerden bilgi sahibi olmasının mümkün olmadığı, izahı dahi gerektirmeyecek bir gerçektir.''
Maliye Bakanı, ilgili özel finans kurumundan aldığı bilgiye göre, hesap uzmanlarının raporu üzerine yapılan tarhiyatlara karşı vergi mahkemelerinin, ilgili kurum tarafından açılan davalar sonucunda ''mükellef kurumun olayda kusurunun bulunmadığı, özel finans kurumu tarafından her türlü özen ve dikkatin gösterildiği'' belirtilerek, yapılan tarhiyatlarla ilgili sorumlu tutulmasına imkan bulunmadığı gerekçeleriyle, vergi tarhiyatına ilişkin işlemleri iptal ettiğini bildirdi.
Yine aynı konular hakkında ceza mahkemelerinde açılan davalarda dosyasının, ''milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle tefrik edilmekle birlikte, kendisi dışındaki diğer yönetim kurulu üyeleriyle ilgili aleyhte sadır olmuş herhangi bir yargı kararı bulunmadığını'' ifade eden Unakıtan, açıklamasında şöyle dedi:
''Gümrük müfettişlerince düzenlenen rapor, daha önce açılan ve henüz sonuçlanmamış bazı davalarda değerlendirilmek üzere, ilgili cumhuriyet savcılığına gönderilmiştir. Bu rapor, yeni bir adli soruşturma başlatmaktan öte, devam eden bir adli soruşturmada değerlendirilmek üzere düzenlenmiştir. Gümrük müfettişlerince düzenlenen rapor da yargıya intikal etmiş olup, önceki raporlarda olduğu gibi yargı süreci işleyecektir.''
Hal böyle iken bugünkü konumu itibariyle, yapılan haberlerde bu gerçek gözardı edilerek, 'hakkında yeni bir iddia varmış' gibi izlenim oluşturulmaya çalışıldığını ifade eden Unakıtan, şunları kaydetti:
''Bunun, tamamen haksız ve siyasi maksatlarla yapılan bir karalama çabasının ürünü olduğu tarafımızdan bilinmektedir. Daha önce yargıya intikal etmiş olan bu konuda daha fazla değerlendirme yapmayı da uygun bulmuyorum. Ancak kamuoyu açısından eskimiş, idari ve adli yargıda kısmen olumlu yönde sonuçlanmış ve kısmen devam eden konuların, şahsımın adı bahane edilerek tekrar tekrar, gereksiz şekilde kamuoyunun meşgul edilmesi hususunu da, halkımızın takdirine saygılarımla arz ederim.'' (AA)